İğrenç bodrum katına hiç varmak istemiyordum. Arabadan çıkmak istemiyordum. Araba birden durunca
Vardımızı sanmıştım ama öle değildi. Neresiydi burası ıssız bir orman.
-Nereye geldik?
Diye sorduğumda cevap vermeden arabadan indi. Sonraysa kapımı açtı.
-Hadi gel bugün burada kalıcaz.
Nerden bahsediyordu bu çadır falan mı kurucaktık?
-Nerede kalıcaz ki?
-Benimle gel hadi göstericem. Dedi arabadan indim hava biraz esiyordu açıkçası.
Sonraysa kapıyı kapattım Emre arabayı kitledikten sonra onu takip etmeye başladım. Nasıl bir gün geçiriyordum ya.
Bir kaç çalı çırpıntısını eliyle çektikten sonra karşımdaki Ahşap evi görünce ağzım iki karış açık kalmıştı.
Çok şirin bir kulube gibiydi ağaç wvi anımsatıyordu. Küçük bir verandası bile vardı.
Biraz daha ahşap eve ilerleyerek;
-Burası senin mi?
Diye sordum merak etmiştim.
-Evet dedi. Devam etti;
-Aslında kimseyi getirmem burası sadece benim özel bir yerim.
İyide o zaman benim burda ne işim vardı ki?
-Ee gel hadi içeri girelim dedi.
Onu takip edip içeriye girdim.
Wow!!
Küçük odalar ne kadarda şirin duruyordu.
Etrafı hızlı bir şekilde gezdikten sonra Emrenin yanına geldim.
-Gerçekten çok güzel bir yermiş.
Gülümsedi... O kadar güzel bir gülümsemeydi ki dişlerinin ortaya çıkmasıyla, yanaklarının kıvrılması onu çok tatlı bir hale sokmuştu.
Sonra ise bana baktı, bana yaklaşmaya başladı. Her geriledim bir adımda, bana iki adım atarak yaklaşıyordu. Birden sırtımı duvarda hissettim. Artık bedenim onun bedeniyle duvar arasında kalmıştı.
Elini yanağıma götürerek yüzüne bakmamı sağladı. Sonraysa gözleri dudaklarıma kaydı. Daha önce kimseyle öpüşmemiştim filmlerde de çok kez görmültüm ama bu nasıl bir histi bilmiyordum. Daha onu tam tanımıyordum ama bir kerecikten bir şey olmazdı belki... Ah! Ne diyorum ben ne düşünüyordum böle! Gerçekten onu tanımıyordum. Bana napmıştı böle hemen bir kaç dakikada etkisi altına girmiştim. Sanki bir kukla gibiydim onun kuklası beni sihirli elleriyle yönetiyordu.
Nefesi nefesime karışırken napıcağımı bilmiyordum ittirmeli miydim? yoksa beni öpücekti bende karşılık mı vericektim?
Birden elini yanağımdan çekti ve sırıtarak yüzüme baktı.
-Bunun için erken fıstık şimde olmaz ;)
Ne?! Sanki çok istiyormuşum gibi birde şimdi olmaz diyordu.
-Ben istemiyordum zaten ittiricektim de sen çekildin.
Ne yalanı sölüyordum ben böle?
-Hıhım, gözlerin hiç öle demiyordu ama fıstık.
Gözlerim mi? Düşüncelerim gözlerime yansımıştı resmen.
-Kızardın mı bakayım sen?
Elini yanağıma uzatıcakken eline vurdum.
-Sıcaktan o sıcaktan.
Keyifle bir kahkaha patlattı.
O böle gülerken ona bakmamak elde değildi.
Lanet olsun ki çok güzel gülüyordu.
Gülerek ilerideki koltuğa oturdu ve eline kumanda aldı ardındansa kanallarda gezmeye....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIRILDIM
Fantasy17 yasındaki Nisa Ulusoy yasadığı bu büyük olayı atlatabilicek mi? Kaçıran çocuğa aşık mı oluyor? Yada ondan hep nefret mi edicek? Yazdığım kitap için çok uğrastım umarım beğenirsiniz iyi okumalar...