BÖLÜM 1

1.1K 48 25
                                    

Sessiz çığlıklarının arasında kaygı vardı. Çaresizdi. Korkuyordu. Çok çok mutsuzdu. Sanki etrafındaki herkes bir olmuş, onun mutlu olmasını engelliyordu. Karanlık sokaklara attı kendini. Babası gözünün yaşına,iftiraya uğradığına bakmadı. Kendi öz kızını görmezden geldi.

Hangi baba kendi öz kızının ehemmiyetini bilmezdi ki? Karamsarlığı içine çekmişti Ahu. Sırf babası istedi diye yapmadığı hareket,düşünmediği çözüm,söylemediği yalan kalmamıştı. Sadece babası olacak o koca düşüncesiz,asık suratlı adam bir kere saçını okşasın diye ve sadece bir kere de olsa 'Annene çok benziyorsun.' desin diye susmuştu bu kadar zaman..

Cehennem gibiydi hayatı. Ağlayamıyordu artık. Haykıramıyordu. Bağıramıyordu. Kendi gözleriyle görmüştü annesinin cesedini. Kendi elleriyle toprağa vermişti. Kendi gözyaşını,kendi elleriyle silmişti. Hiçbir zaman mutlu olamamıştı. Annesi yaşarken bile mutlu olmasına engel olan babasının şiddetleri vardı. Babası hiç düşünmeden gecenin on ikisinde kızını sessiz sokaklara bıraktı. Sırf biricik oğlunu kurtaramadı diye. Daha doğrusu kurtarmak istemedi diye..

Ahu bir avukattı. Kardeşi ise Arda namıdiğer şirret,okumayı aklının ucundan bile geçirmeyip, küçük yaşta kavgalara, ortamlara her türlü pisliklere atılmıştı. Ahu kendini bildi bileli Arda'nın arkasını toparlıyordu. Babasının ne güvenini ne de sevgisini,saygısını hiçbir zaman kazanamamıştı. Ancak Arda ne yaparsa yapsın babasının güvenini de,saygısını da, sevgisini de kaybetmiyordu. Ve bu durumdan oldukça memnundu. Babası onu fazla şımartmıştı.

Ahu'nun düşüncelerini bölen sessizlikti. Yorgun bedenini sessizlik ile birleştirmişti. Ellerini şişmiş gözlerine götürdü. Gözyaşları yanaklarında kurumuştu. Gözleri yanıyordu. Başına ağrılar giriyordu. 26 yaşında olmasına rağmen kendi evi,kendi arabası yoktu. Babasının oyuncağı haline gelmişti. Ne isterse yapıyordu. Çünkü yapmama gibi bir çaresi hiç olmamıştı,olamazdı. Babasının şiddetlerinden korkmuyordu artık,alışmıştı. Canı acımıyordu ama babasından hala,bir kuşun bir kediden korktuğundan çok daha fazla ürküyordu.

Ağırlaşmış başını en az babası kadar sert duvara koydu. Gözlerini kapadı,iç çekti. Düşüncelerini susturmak istiyordu. Başaramıyordu. Haykırmak istiyordu,herkese anlatmak istiyordu. Anlatamıyordu,yapamıyordu. Her akşam ki gibi uyumayı denedi. Yine uyuyamadı,başaramadı. Hep kaybediyordu zaten,alışmıştı. Gözlerini açıp gökyüzüne baktı. Olmayan yıldızları varmış gibi hayal kurmaya çalıştı. Çabaladı. Kahretsin,hayal bile kuramıyordu,olmuyordu,yapamıyordu. Sanki hayal kurmak bile onun hakkı değildi.

Saat 07.00 suları..

Hava aydınlanmaya başlamıştı. Ayaklandı. Apartmana girdi. Korku dolu adımlarını atmaya başladı. Ellerini kapının tokmağınla birleştirip,havaya kaldırıp indirdi. 2 dakika beklemeye karar verdi. Kapıyı açan olmadığında apartmanda bekledi. O sırada yan komşusunun kapısı açıldı. Azra ve babası gözüktü,ardından annesi. Azra 22 yaşında sarı saçlı,kahverengi gözlü,biraz toplu ve güzel bir kızdı. Güzelliğinin yanında çok da iyi niyetliydi. Annesine sarıldı ve ayakkabısını giydi. Ahu ile göz göze geldiğinde sıcak bir tebessüm ile 'Günaydın.' dedi. Ahu da karşılık verdi ve gülümsemeye çalıştı. Sahte gülücük saçmaktan nefret ediyordu artık,çok bunalmıştı.

CEHENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin