Chikage gün içinde oğlandan herhangi bir haber alamamış,oldukça garipsemişti bu durumu. Onun ne durumda olduğunu fazlasıyla merak ediyordu ancak sormalı mıydı emin değildi. Adam düşünceleriyle boğuşurken duyduğu zil sesiyle irkildi. Kapıyı açmak üzere ayağa kalktı,kimin geldiğine dair bir tahmini vardı. Kapıyı açtığında karşısında gördüğü oğlanla tahminini doğrulamıştı. Sarışının kaşları çatıktı. Haklı olarak sinirlenmişti. "Hangi rüzgar attı seni buraya?" sanki bilmiyormuş gibi sordu Chikage. "Anlaşılan arkadaşınla işler yolunda gitmemiş."
Sarışın kaşlarını daha da çatarak yumruklarını sıktı. "Kes benimle dalga geçmeyi! Bunca zaman boyunca neden hiçbir şey söylemedin? " adam oğlanın sorusu karşısında sessiz kaldı. "Cevap ver bana! Hoşuna mı gitti benimle dalga geçmek? " Chikage iç çekti. "Ne yapsaydım? Söyleseydim beni dinleyecek miydin sanki? Mikado'yla kafayı o kadar bozmuş durumdayken benimle ilgilenmezdin." Chikage'nin söylediklerinde doğruluk payı vardı ve Kida da bunun gayet farkındaydı. Yine de bu gerçeği ondan saklaması,hiçbir şey yokmuş gibi davranması sinirlendiriyordu oğlanı. Eğer bunu bilseydi bir şeyler daha farklı olurdu. Mesela şu an bu kadar hayal kırıklığına uğramış olmazdı,kendini bu kadar kayıp hissetmezdi. Yoldayken adama söylemeyi planladığı bir çok şey olmuştu ancak başka bir şey diyemedi o an karşısındayken. Ne dese boş olacakmış gibi hissediyordu. Aralarındaki rahatsız edici sessizliği Chikage onu içeri davet ederek bozdu. Kida bu daveti gönülsüzce kabul edip içeri girdi. Sessizlik devam etmiş ve bozan kişi yine kahverengi saçlı adam olmuştu.
"Peki şimdi ne yapmayı planlıyorsun?" bu soru kafasını karıştırdığı için kaşlarını çattı sarışın. Anlamayan bakışlarını adama yöneltti. "..Hangi konuda?" Chikage göz devirdi ve kollarını göğsünde bağladı. "Mikado'ya olan hislerin konusunda tabii. Ne yapacaksın? Bir başkası ruh eşin çıktı diye bırakacak mısın çabalamayı?" Kida omuz silkti. "Ne önemi var ki? ..eninde sonunda birlikte olacağım kişi sensen eğer Mikado'yla birlikte olmamın... hiçbir önemi olmaz." dudaklarından dökülen kelimeler oğlanın kalbinin sızlamasına neden olmuştu. Chikage bir süre sessiz kaldıktan sonra ona doğru yaklaştı. "Peki benimle birlikte olmayı istiyor musun?" Sarışın başını kaldırdı ve kızarmış suratıyla adama baktı. Ardından bakışlarını tekrar yere indirdi ve titrek bir sesle cevap verdi. "Ben.. bilmiyorum.." yutkunup devam ettim konuşmaya "ikimizi hiç o şekilde düşünmedim.. " Chikage bir süre boyunca sessizce oğlana baktı,ardından yavaşça geri çekildi.
"Eğer istiyorsan deneyip görebiliriz nasıl olacağını." oğlanın yüzündeki tereddütlü ifadeyi görmesiyle duraksadı. "Ama acelemiz yok,düşünmek için zamanın var." nazik bir hareketle parmaklarını oğlanın saçları arasından geçirip okşadı. Kida irkilip gözlerini adamın gözlerine dikmişti. Bir şey diyemedi ve olumlu anlamda kafasını salladı. Ona duyduğu kızgınlık yok olmuş yerini başka duygulara bırakmıştı. Chikage'nin bakışları duvardaki saate kaydı.
"Geceyi burada geçirmek ister misin? Bu saatte eve dönmekle uğraşma."
"Kalabilirim sanırım." eve gitmekle uğraşmayı gerçekten istemiyordu,bu yüzden adamdan gelen teklifi kabul etti.
Kida uykuya dalmadan önce yaşanan olayları düşünüp gözden geçirdi. Şöyle bir düşününce, Chikage'nin ruh eşi olması o kadar da kötü bir şey değil gibiydi. Etrafında pervane olan,her gün bir başkasıyla gönül eğlendirdiği kadınları saymazsak tabii. Ancak ciddi bir ilişki içerisindeyken bu kadar rahat davranmayacağını düşünüyordu Kida. Öte yandan Mikado hala zihninin bir köşesini işgal ediyordu. Aklı bir başkasındayken ruh eşi olduğunu bildiği kişiyle bir ilişkiye başlamanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyordu. Yine de kararsızdı. Bu düşünceleri arasında uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
18 | chikida
Fanfictionaçıklama yazmaya üşndm,başlık değişir belki sonradan ithaf: @arliov