[VI]
chaseatlantic—lust
Haftanın ilk günü saatler sekiz buçuğu gösterdiğinde Jennie ve onun sözde arkadaş grubu sınıftaki yerlerini almıştı."Gerçekten onun içine bakmayacak mısın Jen, ne oldu sana böyle? Heyecanını kaybediyorsun.."
Jennie ve Yoongi, Chae ve Jeon ikilisinin önünde oturuyordu ve Lalisa birkaç dakika önce yanlarına gelmiş, ikilinin sırasına uzun bacaklarını uzatarak yayılmıştı, Hoseok ve Lisa ekipten ayrı bir sınıftaydı fakat bu yanlarına gelmelerine engel değildi. Hoseok ortalıklarda görünmüyordu.
Jennie Jeongguk'un sorusuna karşın sadece gözlerini devirip bayık bir şekilde bakmaya başladı. Jeongguk'un hemen yanında gözlerini telefonundan bir saniye olsun ayırmayan sarışın kız ise oğlana cevap veren kişi olmuştu.
"Sınırlar vardır Jeon Jungkook.. Bir kişinin özelini senin gibi götün tekinin ağzına laf diye açmak hoş da doğru da değil." Chaeyoung kendisine şaşkın bakışlar atan siyah saçlı oğlanı buruşmuş suratıyla süzdü. Jeongguk sınır nedir bilmiyordu ve bu onu sinir ediyordu. "Ayrıca.. Taehyung ile ne derdin var senin? Eğer fotoğraflarını çektiyse bu, Jennifer'ın sorunu," Chaeyoung havaya kaldırdığı koyu pembe ojeli parmaklarından birisi ile oğlanın göğsünden ittirdi. "Senin değil."
Jennie Chaeyoung'un cevabı ile besbelli bir şekilde keyiflenirken Yoongi bıyık altından gülmek ile yetinmişti. Chaeyoung keyiflenen Jennie'yi gördüğünde gözlerini devirmiş ve fısıltıyla 'senin için değildi' diye adeta tıslamıştı kıza. Lalisa ise dönen muhabbeti asla sallamıyor sadece Jennie'nin aynası yardımıyla bozulan gri kaküllerini düzeltiyordu.
Yerinde hafifçe kımıldanan Jeongguk dudaklarına kondurduğu alaylı tebessüm ile yanındaki kıza döndü. Omzunu dürterken dudaklarını kulağına yaklaştırmıştı. Bu tavrı çevredekilerin iki genci film izler gibi izlemesine sebep olmuştu.
"Kendinden başkasını siklemeyen sarışın, ucubeleri kollamaya mı başladı?" Oğlan tam olarak dibindeyken ve çılgın kokusu burnuna dolarken kız, sakin kalmaya çalıştı. Zira Jeongguk'un ağzına laf vermeye niyeti yoktu.
"Hayır, sadece sürekli eğlence arayan üç yaşındaki götün teki olmandan sıkıldım."
"Öyle mi dersin.."
Chaeyoung'un cevabı besbelli hoşuna giden oğlan kızın omzundaki saçlarını çekti ve yüzünü açığa çıkardı. Dudakları arasından keskin nefesini kızın kulağına üflediğinde Chaeyoung'un kalbi teklemiş, sırasının altından gömleğinin eteklerine çoktan terlemiş ellerini sarmıştı. Yinede sakin olmaya odaklandı, derin nefesler aldı ve gözlerini yumdu zira her an bir şeyler patlak verebilirdi.
Yüzündeki tedirgin ifade saniye saniye dağıldı ve onun yerini büyük, görkemli bir tebessüm aldı. Chaeyoung çok güzel bir kızdı, sarı boyalı saçları onda gerçekten doğal duruyordu ve herkesten farklı bir havası olduğu inkar edilemezdi. Nadir gülümserdi ve bunların büyük çoğunluğu alaycıydı, her neyse o kız güldüğünde gerçekten erkekleri veyahut kızları derinden sarsıyordu. Kafasını ani bir hamleyle çevirip oğlanla göz göze geldi ve afallamasını izledi, sonrasında suratına doğru kocaman fakat sahte bir kahkaha attıktan sonra onu göğsünden ittirdi ve tekrardan telefonuna döndü.
Jeongguk suratının tam olarak dibinde delicesine gülen kızı öylece izledi zira onu ilk kez kadar gülerken görüyordu ve ne yapacağını kestirememişti.
"Bazen gerçek bir deli olduğunu unutuyorum.." Jeongguk Chaeyoung'un bu tepkisini fazla umursamamaya çalışmış ve keyifli bir tebessümle önüne dönmüştü. Elbette biraz daha sabrını zorlamak amacıyla kolunu kızın sandalyesinin arkasına atmıştı. Anlaşılan şaşkınlığı kısa sürmüştü oğlanın.