1. | conversation

384 47 132
                                    

༅

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okulun önüne geldiğimizde Joan beni saniyesinde bırakıp erkek arkadaşı Martin'in yanına gitmişti, açıkçası çoğu zaman böyle yapması gerçekten beni üzüyordu.

Yine hiçbir şey demeden ve yaptıklarına karışmadan okula girdim. Öğlen saat 13:30'a doğru Hank Palmer ve Andy Barber'ın konferansı vardı.

Doğru mu görüyorum, bilmiyorum ama sanki bugün öğrenciler daha kalabalık gibi gözüküyordu.

İlk derslerimiz Joan ile aynı olmadığı için önemsemeden, kimseyi beklemeden ikinci kattaki sınıfıma çıktım ve ortalarda bir yere geçtim.

Evet, bugün kesinlikle daha fazla kişi vardı ve kızlar çok daha süslüydü. Aralarında fısıldaşarak gülüşüyorlardı.

Çoğunlukla göz önünde olmadan dersleri dinler, not tutar, gerekirse de sorulara cevap verirdim. Çok derslere katılmadığıma bakmayın, üniversitede en başarılı üç kişiden biriydim.

Bayan Geller sınıfa girdi ve kısaca gözlerini üzerimizde gezdirdi, selam verip derse başladı. Üzerinde yeni alındığı belli olan bir takım vardı.

Eğer profesörler bile süsleniyorsa, belki Joan haklı olabilirdi. Blok ders boyunca Bayan Geller'in kıyafetini bozmamaya dikkat ederek, sanki oyuncak bir Barbie gibi hareket etmesi açıkçası gözüme girmişti ve bu rahatsız ediciydi.

"Kafeteryadayız."

Joan'ın attığı mesajla adımlarımı merdivene yönelttim ve zemin kata indim, dersimin başlamasına on beş dakika kadar vardı ama en azından bir bisküvi almam lazımdı. Sabah kahvaltı yapamamıştım.

Kapının yakınlarında biraz oyalanıp içeriye göz gezdirdikten sonra cam kenarında, düz sıra olarak bakıldığında ortalarda bir yere geçmiş Joan ve Martin'i gördüm. Bana el sallıyorlardı.

Hızla yanlarına gittiğim sırada Joan'ın çoktan benim için bir şeyler aldığını gördüğümde gülümsemeden edemedi, "Teşekkür ederim." bana küçük bir gülümseme sundu ve saati kontrol etti.

"Hadi hızlı, bir sonraki dersimiz beraber."

Mümkün olduğunca bir şeyler atıştırdım ve kahvemi sıcak olmasına rağmen içip dilimi yakmayı ihmal etmedim, o ikisi bana göz devirirken çantamı omzuma aldım.

"Hadi," çöp atma işini Martin'e bıraktıktan sonra oradan ayrıldık, her seferinde son saniyede derslere yetişiyorduk ama bir gün, gerçekten geç kalacaktık.

"Dersler çabuk bitse bari, bugün burada olma amacım Bay Andy Barber ve Bay Hank Palmer."

"Martin bunları duysa ne der acaba?"

O bana ters bakışlar atarken kalan son yan yana sıraları kaptık ve hızla yerleştik, bugünkü kalabalık yer bulmayı da zorlaştıracak gibi duruyordu.

kimberly | hank palmer, andy barberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin