Akşam yemeğimi yemiş ve yarınki matematik sınavına çalışmak için odama gitmiştim. Bu sınavdan yüksek alabileceğime dair hiç bir umudum yoktu aslında ama yine de çalışıyordum. En azından düşük alsam da çalışıp almış olacaktım. Test kitabımın kaldığım sayfasını açtım ve gördüğüm ilk soruyu çözmeye başladım. Ben sözelciydim ve cidden matematikten hiç birşey anlamıyordum. Bu arada size kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Zerin. 18 yaşındayım ve lise son öğrencisiyim. Pek sosyal biri değil..... Afedersiniz biri arıyor. Arayan sevgilim Emreydi. Telefonun iki kere çalmasından sonra hemen açtım.
"Efendim canım." dedim gülümsememi göremeyeceğini bildiğim halde gülümseyerek.
"Naber, napıyorsun canım" dedi Emre.
"Napıyım, yarınki matematik sınavına çalışıyordum, daha doğrusu çalışmaya çalışıyordum." dedim gülerek.
Hiç bi güldüğüne dair tepki vermemişti. Belki de dediğim şey komik değildi."Ben de sana buluşalım mı? diycektim." dedi.
Ben de "güzel olurdu aslında ama dediğim gibi ders çalışmam gerekiyor." dedim.
"Boşver dersi ya az eğlen kızım" dedi Emre.
"Ya sen bana neden kızım diyorsun, insan biraz romantik olur" dedim biraz sahteden bir gülüşle.
"Zerin biliyorsun, ben öyle şeyleri pek bilmem. Geliyor musun gelmiyor musun?" dedi net bir tavırla.
Çalışsam da yüksek alamayacağımı bilerek onu da kırmak istemeyerek "Tamam, 15 dk sonra gel beni almaya o zaman" dedim.
O da "tamam" deyip kapattı.
Biliyorum şuan Emre'nin ilgisiz, umursamaz biri olduğunu düşünebilirsiniz. Ama öyle biri değil aslında. Hem en azından birbirimizi çok seviyoruz. Bu yetmez mi?
Dolabımdan sade üstünde küçük papatyalar olan pembe bir elbise giydim. Üstüme de siyah uzun bir hırka aldım.
Annem ve babam salonda oturmuş dizi izliyorlardı. Yanlarına gidip Emreyle buluşacağımı söyledim. Başta sınavıma çalışmam için ısrar ettiler ama sonra çalıştığımı söyleyince tamam deyip geç gelmememi söylediler. Ben de tamam deyip hemen kapıya çıktım, ayakkabılarımı giydim ve bahçe kapısının önünde beklemeye başladım. 2 dk sonra da Emre geldi."Selam güzellik hadi geç hemen arabaya" dedi.
Ben de gülümseyip arabanın kapısını açıp hemen bindim yanına."Nereye gidiyoruz bakalım" diye sordum.
O ise sorumu yanıtlamadan önce üzerime bi göz gezdirip
"Neden böyle giyindin ki?" dedi. Ben de beğenmediğini düşünerek
"Nasıl yanii, beğenmedin mi?" dedim.
Emre de
"Hayır hayır aksine çok beğendim; sadece hala akşamları bile böyle desenli, renkli giymen şaşırtıyor beni." dedi.
Ama neden giyemeyecektimki?
"Beğenmene sevindim sevgilim" dedim ve tekrar nereye gideceğimizi sordum.Bir arkadaşının doğum gününe gideceğimizi söyledi Emre.
Bunu duyunca şaşırdım çünkü bunu bana önceden söylemeliydi. Anne ve babama sadece buluşacağımızı söylemiş ve sadece birlikte biyerlere otururuz diye düşünmüştüm. Yine de Emre'ye gidemem diyemedim ve yola devam ettik. 20 dakika sonra bi villanın önünde durduk. İçeriden müzik sesleri geliyordu. Bu pek alışık olduğum bir ortam değildi. Tam evin bahçe kapısından girerken "Emre" dedim, biraz üzgün bir modla. Üzgün olduğumu görüp "Efendim Zerin, bi sorun mu var" dedi.
"Ben sadece bu tür ortamlarda geriliyorum biraz birde annem geç kalmamamı söyledi gecikmeyelim olur mu? dedim tekdüze bir sesle.
"Merak etme ben yanındayım tamam gecikmeyiz" dedi gülümseyerek.
Onu gerçekten çok seviyordum. Ve biliyordum ki o da beni çok seviyordu. Tam 11 ay 23 gün önce babamın çalıştığı şirkette tanışmıştık. 2-3 ay sonrası da sevgili olmuştuk. Emre babamın patronu olduğu şirkette çalışıyordu. Hatta babamın sağ koluydu. Zaten o yüzden bu kadar yakın olup sevgili olmuştuk. Her zaman konuşuyorduk. Babam da Emre'yi çok seviyordu. O yüzden birlikte olmak istememiz onu da çok mutlu etmişti. Annem ise daha Emreyi pek tanımıyordu ama babama güveni sonsuzdu. O an biri koluma dokundu."Heey duyuyor musun benii, aşkım burda mısın?
"Ha ne!"
"Daldın yine" dedi Emre gülerek.
"Dalmışım ya evet, noldu" dedim.
Bu arada daha yeni farkına varıyordum ama bahçe kapısından girmiş dışarıda bir masanın başına geçmiştik.
"Bak bu benim ilkokuldan arkadaşım Rüya. 2 senedir görüşmüyorduk tesadüfen burada denk geldik" dedi Emre yanındaki sarışın, uzun boylu kızı göstererek.
"Ya öyle mi ben de Zerin" dedim elimi uzatarak.
Rüya, uzattığım ele karşılık verdi ve "Memnun oldum Zerin" dedi.Sonra yanımıza biri geldi. Boraydı bu. "Selam gençler nabersiniz" dedi. Bora Emre'nin en yakın arkadaşıydı.
Emre, "Oo kimler gelmiş, iyidir kardeşim senden naber" dedi.
O da "Aynı ben de nolsun Zerinle geldik işte bu da Rüya hatırlarsın" dedi.
"Merhaba Yenge" dedi Bora bana bakarak.
Ben de gülerek "Merhaba Bora" dedim.
Sonra Bora Rüyaya dönüp "Evet sanki hatırlıyorum sizi" dedi.
Rüya da "Emre'nin verdiği bi partide tanışmıştık tabi üstünden çokça zaman geçti" dedi.
Onlar sohbete devam ederken ben de lavaboya gitmek için yanlarından ayrıldım.İçeriye girip hemen bir tuvalet buldum. Biraz da makyajımı düzelttikten sonra tekrar yanlarına gitmek için bahçeye çıktım.
"Geldim ben hâlâ aynı konuyu mu konuşuyorsunuz bakalım" dedim gülümseyerek.
O an Rüya diyordu ki:
"Emre manyak mısın sen!? Neden bir anda 8 bardak içtin?"Evet ya noldu oğlum içtin bu kadar" diyerek araya girdi Bora.
Denilenlere bi anlam veremeyerek nolduğunu sordum.Bora: "Sen gittikten hemen sonra biri aradı Emre'yi. Bi an çok sinirlendi telefonu kapattıktan sonra da garsonun götürmekte olduğu tepsinin üstündeki tüm bardaklardaki içkileri içti. Hem de ardı ardına 8 bardak içti."
O an Emre'ye baktım. Yüzü sinirden kıpkırmızıydı. Ayrıca hâlâ içmeye devam ediyor ve bir hayli de sarhoştu.Omzuna dokundum. "Canım benim iyi misin? Neyin var? dedim endişeli ses tonumla.
Cevap vermedi. Bi süre sessiz kaldık. Onun için endişeleniyordum. Noldu da bi anda böyle sinirlenmişti? Kimdi acaba o arayan kişi?
Emre 10 dakika sonra bana dönüp "Yürü eve gidiyoruz." dedi. Ben daha hiç birşey diyemeden kolumdan tutup çekti beni. Arabaya doğru yürüdü hızlıca beni de arkasında sürükleyerek. Arabayı sürecek halde değildi. "Emre" dedim. Yüzüme anlamsızca bakarak "Efendim" dedi.
"Sen bu halde süremezsin, ben kullanayım arabayı" dedim.
Ufak bir baş sallamasıyla "Tamam" dedi.
Arabaya binip yola çıkalı 10 dakika olmuştu. Ama tek kelime dahi etmemişti. Sessizliği bozup "İyi misin" dedim.
"Şunu sormayı kes" dedi öfkeli sesiyle.
"Emre neden böyle yapıyorsun? Sadece neyin var bilmek istiyorum. Ben senin sevgilinim" dedim.
Bunları konuşurken onun evine varmıştık. Arabadan indi ve "Arabayı yarın evinizin önünden almaya gelirim, iyi geceler" dedi ve gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyalı Kurabiye
JugendliteraturSıradan bir hayatı olan Zerinin ailesi, arkadaşları ve sevgilisi Emre ile normal bir hayatı vardır. Emre ile mutluluğa adım atan Zerin aslında yaşıyacak olduğu acılara adım atacaktır. Böylelikle aşka olan tüm inancını, güvenini kaybeder. Tam da bu s...