Kim Seungmin
Okulun kafetaryasında yalnız başıma oturup somurtuyordum. Jisung ve Jeongin kütüphaneye çizgi roman okumaya gitmiş, Chan hyung ise her zaman ki gibi Hyunjin'i kesmekle meşguldü ve ben tek kalmıştım. Umarım Jisung'un kafasına raf devrilir ve Chan hyung da yakalanıp mal gibi kalır Hyunjin'in karşısında. Jeongin'e bir şey olmasın o daha bebek.
Oflayarak önümde ki yemeği tırtıklamaya devam ettim. Tek başıma yemek yemeyi de sevmiyorum ki ben ya. İştahım kaçtı işte. Bunu ödeteceğim ama ben sevgili arkadaşlarıma hepsine farklı farklı işkenceler yapacağım. Etrafı inceleyip bir yandan da beni yalnız bıraktıkları için bizimkilere sinsi planlar kurarken kafetaryaya giren Felix ve Changbin ile kusma efekti verdim kendi kendime. Changbin bizden 1 yaş büyük olduğu için genelde ikisi üniversite kampüsünde buluşup yemek yerdi ve benim gözüm kanamazdı. Neden buradaydı bunlar? Aşktan soğutuyorlar resmen. Kısık gözlerimle içimden küfür ettiğim belli olarak onlara bakarken ikisinin de bakışları beni bulunca kaşlarımı çattım. Niye bakıyor be onlar bana? Adımları buraya yönelince şaşırmıştım cidden. 3 yıldır ikisi de genelde beni görmezden gelirdi. Gerçi ikisini de her an öldürebilecekmiş gibi durduğum için de olabilir.
Felix bir kaç kere yanıma gelmiş ve konuşmaya çalışmıştı ama onu görmezden gelmiştim. Changbin ise bir kaç kez konuşmak ister gibi bana adımlamış hemen ise geri dönmüştü. Ben de konuşmaya çalışacak değildim herhalde. Neden böyle yaptığımı ise bilmiyorum aslında umursamıyordum artık. Zihnim onları affetmiş gibiydi ama kalbim affedemiyordu sanki. Açtıkları yaralar benim için fazlaydı. Üstelik ben önceden onlara o kadar önem vermişken...
" Merhaba Seungmin. Şey, konuşabilir miyiz? " ben eskiyi hatırladığım da her zaman olduğu gibi düşüncelerim de kaybolmuşken yanıma ulaşan Felix ve Changbin cidden beni şaşırmıştı. " Dinliyorum. " mırıldandığım da Changbin derin bir nefes aldı. " Hemen hayır deme inatçı keçi bizi b- dur sen kabul mu ettin? " kocaman gözleriyle bana bakan Changbin fazlasıyla komik duruyordu ve ben neredeyse gülecektim.
Felix onun karnına dirseğiyle geçirip bana döndü ve gülümsedi. " teşekkür ederiz. Oturabilir miyiz? " kafamla onayladığım Felix hala eskisi gibi kibardı. Onunla arkadaş olmamın nedeni de buydu aslında. Onu kardeşim gibi görmüştüm. Çok kibar ve saf olduğu için korunmaya ihtiyacı olduğunu hissetmiştim. Sonra ise aptallığım bedelini ödemiştim. " biliyorum biraz geç kaldık ama biz sana özür hatta daha fazlasını borçlu olduğumuzu biliyoruz Seungmin. " kaşlarımı kaldırıp Felix'e bakmaya devam ettim. " Ne kadar pişman olduğumu sana anlatamam o zamanlar çok küçüktük hepimiz ve davranışlarımızın sorumluluklarından habersizdik. Biliyorum bu bahane değil ben aptallığıma yenik düştüm ve senin beni istemediğini düşündüm Changbin ile takıldığın için. Sonra ise aramıza giren mesafeyi kapatamadım. Yine de sırf sevgilim olduğu için seninle aramı düzeltmekten vazgeçmemeliydim. Cidden üzgünüm sana ne kadar değer verdiğimi tahmin edemezsin. Sen benim için aynı yaşta olduğum bir abi gibiydin. " ağlamak istemiyordum ama gözlerim dolmuştu. Bu zamana kadar ağladığım çok sınırlı zamanlar vardı ama Felix ile olan bağımız cidden kuvvetliydi. Ayrıca onunda beni kardeşi olarak gördüğünü bilmek çok güzeldi.
Felix gözlerinden süzülen bir kaç damla gözyaşını silip gülümsedi. Hareketsizce durmaya devam ettiğim de Changbin boğazını temizleyip dikkati üstüne çekti. " En büyük aptallığı benim yaptığımı biliyorum Seungmin. Felix'i çok sevdiğim için sadece onu elde etmeye odaklıydım ve bunun kimi kırıp kimi mutlu edeceğini asla düşünmedim. Şunu bilmeni isterim ki seni cidden arkadaşım olarak gördüm. Sonrasında konuşmadım seninle hiç çünkü Felix ile olduktan sonra sadece ona adamak istedim kendimi. En çok yanlışı ben yaptım. Üzgünüm. "
İçimden koca bir yükün kalktığını hissediyordum şuan. İhtiyacım olan tek şey açıklama ile gelen affetme duygusuymuş. Bütün huysuzlarımı büyüten bu olay yüzünden hayatım daha da çekilmez olmuştu ve şimdi her şeyin koca bir saçmalıktan ibaret olduğunu fark ediyordum. Küçük birer çocuk olarak yaşadıklarımız cidden saçmaydı.
" Sizi affediyorum. Daha fazla bu iğrenç hislerle yaşamak istemiyorum. " İkisi de şaşkınca bana bakarken Felix daha çok ağlamaya başladı. Göz devirip çantamın önündeki peçeteyi ona fırlattım. " Öldürücü bakışlarından korkmadan seninle konuşabilir miyiz yani? " diyen Changbin'le güldüm. " Evet. Sizle bir anda yine çok samimi olamam ama arkadaş olmaya tekrardan başlayabiliriz. "
*
Yeey bu olayı da hallettik wşwşeşfşfğfğcğcğc
20 bölümde bitirmeyi planlıyorum hikayeyi bebişlerim haberiniz olsun♡
Bol bol yorum yapın lütfen seviliyorsunuz♡
SEE U LATER~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say İt{MinSung}
Fanfiction"Sadece beni sevdiğini söyle..." * WELCOME TO THE LİTTLE MİNSUNG WORLD....