Bölüm- 4

5 2 19
                                    

Gözüme gözüme gelen güneş ışığıyla uyandım sabah. Saat 7'ye geliyordu. Tuvalete gitmem gerekiyordu ama hiç içimden gelmedi. Babam saat 8'de evden çıkıyordu. Onunla karşılaşmak istediğim en son şey bile değildi.

Telefonumu fazlaca ısınmış olan şarj aletinden ayırdım. Özgür'den iki mesaj vardı. Babasıyla tanışmamı istediğini hatırladım o an. Reddedersem kırılacağı için kabul etmiştim ama kendisiyle bile doğru düzgün tanışmamışken babasıyla tanışmak uçuk geliyordu.

Özgür: Müsaitsen bu cumartesi diyelim mi?

Özgür: Bu arada... Çok güzel olduğunu söylemeyi unutmuşum. İyi geceler. Tatlı rüyalar.

Kalbim, lütfen biraz yavaşlar mısın? Şimdi o ve babasıyla buluşmak için daha bir heveslenmiştim.

Gülçin: Her gün müsaitim. Sabah buluşsak size uyar mı?

Babam evden çıkana kadar üstümü değiştirmeye karar verdim. Evden ne kadar çabuk çıkarsam o kadar iyiydi.

Pantolonumu da giydiğimde kapının önünde dikilen annemi gördüm. Ne ara geldi, geldiğini neden belli etmedi hiç bilmiyorum.

"Bir şey mi var anne?" diye sordum ama yüz ifadesinden az çok tahmin edebiliyordum.

"Dışarıya mı çıkıyorsun?" dedi beklenmedik bir sakinlikte. Şaşırmadım dersem yalan olurdu.

"Evet. Dışarıda işlerim var." Tamamen yalan. Boş işler müdürü olarak dışarıda sürtmeye çıkıyordum.

"Dünü yaşanmamış saymaya karar verdik babanla. Akşam gelince bir şey deme sen de. Huzurumuz kaçmasın." dediğinde güldüm. Kaçacak huzurumuz kalmış mıydı ki?

"Benim için sorun yok. Nasıl isterseniz öyle olsun." Her şeyi kabullenmiş bir kadına, annem bile olsa, ne diyebilirdim ki? Böyle olacağını tahmin etmemiş de değildim.

Kafasını sallayıp odadan çıktı. Bu kadardı işte. Sorunlarımızı çözmek yerine, tekrar ortaya çıkana kadar, yokmuş gibi davranırdık.

Kapı sesini duyunca gidip elimi yüzümü falan yıkadım. Kahvaltı yapacak halim yoktu hiç. Ayakkabılarımı giyip kaçarcasına evden çıktım. Umursamaz bir öküz olan abim de hâlâ uyuyor olmalıydı.

Çıktım çıkmasına ama ne yapacaktım? Nereye gidecektim? Keşke bugün cumartesi olsaydı da Özgür'le buluşsaydım.

Bütün arkadaşlarım üniversite okumak için başka şehirlere gitmiş, yaz tatilinde bile gelmemeyi tercih etmişlerdi. Geride ise sadece ben kalmıştım.

Aylak aylak yürümeye devam ederken karşıdan gelen dünkü kızlardan birini gördüm. Adı neydi acaba? Adını hatırlamadığıma göre karşılaşmasak daha iyi olur. Kafamı önüme eğerek kendimi gizlemeye çalıştım ama başarılı olamamış olmalıyım ki bana seslendiğini duydum.

"Gülçin?" Yüzüme ufak bir tebessüm yerleştirip kafamı kaldırdım.

"Selam." dedim sesimi olabildiğince sevimli tutarak.

"Dün gittiğini fark etmemişim, numaranı isteyecektim ama biraz uçmuşuz." Açıkçası onlarla arkadaş olmak isteyip istemediğimi bilmiyordum. Hayatımda yoluna koymam gereken çok şey vardı. Önceliğim para kazanmak ve Özgür'dü şu anlık.

"Abim gelip çağırınca gittim ben de zaten. Fazla durmadım." dedim ama abim gelmese de duracağımı düşünmüyordum.

"Neyse. Numaranı versene. Bir daha toplandığımızda seni de çağırırız. Merak etme o kadar içmeyiz bu sefer." Bak işte bundan hiç emin değilim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yollarda Bulurum Seni | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin