~Giriş~

33 3 1
                                    

Taslakta duruyordu uzun zamandır, hazır buraya gelmişken atayım dedimmmm

Başlama tarihinizi alalım👉

İyi okumalarrr
_____________________________

Dük Vincent Vancoluver, 21 yaşındayken eşi Margaret ile evlenmişti ancak bu, sözleşmeli bir evlilikti. Margaret, Vincent'a ne kadar aşık olsa da Vincent, şehre indiği zaman Anastasia adındaki bir kıza kaptırmıştı kalbini.

Ancak o zamanlar aşktan yana şansı pek yoktu ve Anastasia ile evlenmek yerine babasının baskısı nedeniyle Margaret ile evlenmişti Vincent.

Belki Margaret'ı hiç sevmemişti ancak ona her zaman saygı duymuştu. Ondan nefret etmiyordu ama özel bir ilgisi de yoktu ona karşı.

Aklında ve kalbinde sadece Anastasia vardı. Anastasia ile gizli bir şekilde mektuplaşmıştı aylarca. Anastasia da aşık olmuştu Vincent'a.

En sonunda Vincent ile Margaret evlenmiş ve evlendikten 3 ay sonra da Margaret hamile kalmıştı. Vincent, Margaret'ın sağlıklı bir şekilde doğum yapması için elinden geleni yapmıştı. 9 ay sonra Margaret, bir kız çocuğu doğurmuştu.

Patricia Vancoluver.

Vincent Vancoluver'ın ilk çocuğu.

Patricia doğduğunsa kraliyet ailesi de dahil olmak üzere herkes çok sevinçliydi. Özellikle de Margaret. Aşık olduğu adamdan bir çocuğu olmuştu ve ondan mutlusu yoktu ancak biliyordu ki Vincent, ona aşık değildi.

Patricia doğduktan 3 yıl sonra Margaret yeniden hamile kalmıştı. Vincent, ilk çocuğuna bir şey olması durumu nedeniyle ikinci çocuğunun da olmasını istemişti.

Ve ikinci çocuğu da kız olmuştu.

Isabelle Vancoluver.

Patricia'nın doğumundaki gibi bir kutlama olmasa da büyük bir kutlama yapılmıştı Isabelle için.

1 yıl boyunca Vincent, Margaret, Patricia ve Isabelle, 4 kişilik bir çekirdek aile olarak yaşamışlardı.

Tabii bu süre boyunca Vincent, hâlâ gizlice Anastasia ile mektuplaşmıştı. Biliyordu, bu doğru değildi ancak kendine engel olamıyor, sürekli Anastasia ile konuşmak istiyordu. Ona deli gibi aşık olmuştu.

Isabelle, bir yaşına girdikten sadece 2 ay sonra Margaret ölümcül bir hastalığa yakalanmış ve tüm çabalara rağmen hayatını kaybetmişti.

Bu ölüm, Vincent'ı çok üzmüştü. Evet, belki ona hiç aşık olmamıştı ama Margaret'ı bir arkadaş olarak seviyordu. Ne de olsa 4 senesini onunla geçirmişti.

Margaret'ı toprağa verdikten sonra Vincent, tamamen kızlarına verdi odağını. Onlara iyi bir gelecek bırakmak istiyordu. Kızlarını seviyordu, hem de canından daha çok.

Margaret, onun kaybettiği ikinci insandı. İlki, annesiydi.

Vincent, kızları ile ilginse de Anastasia ile mektuplaşmaya devam ediyordu. Kızları daha küçüktü ve anne sevgisini bir yerden almaları gerekiyordu. Onlara yeni bir anne lazımdı.

Margaret'ın ölümünün üzerinden 8 ay geçtikten sonra Vincent artık dayanamayıp şehre indi ve Anastasia'nın yanına gidip evlenme teklifi etmişti.

Genellikle Dük'ler, kendileri için belirlenen leydiler ile evlendikleri için bir Dük'ün evlilik teklifi etmesi, nadir olan bir olaydı ancak Vincent yapmıştı. Artık babasının baskısı yoktu ve Anastasia'ya evlenme teklifi etmişti.

Anastasia, aniden gelen bu teklife hem çok şaşırmış hem de çok mutlu olmuştu. Elbette ki Vincent'ın teklifini kabul etmişti.

Vincent, Anastasia ile evleneceği için çok mutluydu. Yıllardır hayalini kurduğu kadın ile evleniyordu. Hemen Anastasia ile evleneceğini, halka ve kraliyet ailesine bildirmişti.

Kral Alexander ile Dük Vincent, yakın arkadaşlardı ve Alexandra, Vincent'ın Anastasia'ya olan aşkını biliyordu.

Bu yüzden pek şaşırmamıştı ancak halk, Krallarının aksine fazlasıyla şaşırmıştı bu duruma. Bazıları, tepki bile göstermişti Margaret'ın ölümünden sadece 8 ay sonra başkasıyla evlendiği için.

Ancak bunların hiçbiri, Vincent'ın umrumda bile değildi.

Soylu aileler ve halkın bir kesmi, ilk başlarda ne kadar bu duruma tepki gösterse de düğün günü geldiğinde herkes çok heyecanlıydı. Özellikle Vincent ve Anastasia.

Anastasia'nın üzerinde yöresel bir gelinlik vardı ve bembeyaz teninin üzerine giyindiği, krem rengi gelinlikle çok güzel görünüyordu. Altın sarısı saçları, güneş gibi parlayıp dalgalı bir şekilde omuzlarına dökülüyordu. Okyanus mavisi gözleri, heyecanla parlıyordu.

Anastasia'daki heyecan, Vincent'ta da vardı. Kızıl saçları taranırken zümrüt yeşili gözleri, heyecanlı bir şekilde karşısındaki aynaya bakıyordu.

En sonunda vakit geldiğinde Anastasia ve Vincent, halkın önünde karı-koca ilan edilmişlerdi.

Düğün gününün akşamı ise Anastasia ile Vincent, birlikte olmuşlardı ve daha yeni evlenmişken halkı, bebek haberiyle sevindirmişlerdi.

Tabii, bu habere sevinmeyen ve Margaret'a ihanet yapıldığını düşünen bir kesim de vardı.

Bu sırada Vincent'ın sevincine, kelimeler kıfayetsiz kalıyordu.

*****

9 ay sonra doğum yapmıştı Anastasia.

Vincent Vancoluver'ın üçüncü çocuğu da kızdı.

Josephine Vancoluver.

Josephine'nin doğumu için yapılan kutlama, ablalarınınki kadar büyük ve gösterişli değildi ancak yine de güzel bir kutlama yapılmıştı Josephine için.

Aslında Josephine'nin kutlamasının ablalarınınki gibi olmamasının en büyük sebebi, Anastasia ile Vincent'ın evlenmesine tepki gösteren bir kesimin olmasıydı ve bu kesim, azımsanamayacak kadar çoktu.

O zamanlar durum pek iç açıcı olmadığından ve bazı soylu aileler kutlamaya katılmadığından ablalarınınkine nazaran daha küçüktü Josephine için yapılan kutlama.

****

Aylar birbirini kovaladı ve Josephine artık bir yaşındaydı. Bu süre zarfında Anastasia, hem Patricia, Isabelle ve Josephine annelik yapmış hem de şehre inip yardıma muhtaç insanlara yardım etmişti. 1 yılın sonunda kendini, soylu aileler ve halka sevdirmişti. Hatta Anastasia'yı, Margaret'tan daha çok seviyordu insanlar.

Josephine, bir yaşına girdikten birkaç ay sonra Anastasia tekrardan hamile kalmıştı. Halk, bu bebek haberine deli gibi sevinmişler ve sokaklara dökülüp şarkılar söylemiş ve dans etmişlerdi.

Çok sevdikleri Anastasia'nın bir çocuğu oluyordu. Elbette sevineceklerdi.

Daha Anastasia hamileyken bile sokaklara dökülen halk, Anastasia doğum yaptığında hamileyken yaptıklarının 10 mislini yapmışlardı ve Reino Krallığının gördüğü en büyük ve gösterişli kutlamalardan bir olmuştu Vincent Vancoluver'in dördüncü çocuğu için yapılan kutlama.

Vincent Vancoluver'ın dördüncü çocuğu da kız olmuştu ve Vincent, kızına ölen annesinin ismini vermişti.

Amelia Vancoluver.

Bu isim... bu isim farklıydı.

Bu isim, kuralları yıkan isimdi.

Bu isim, herkes tarafından "Kusursuz Leydi" diye anılan kızın ismiydi.
_____________________________

Giriş bölümü olduğu için olayları biraz hızlı geçmiştim, diğer bölümlerde hikaye akışı bu kadar hızlı gerçekleşmeyecek.

Görüşürüzzz

KUSURSUZ LEYDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin