Çok Kokuyorum, nemli hava beni boğuyor, ağladığım için önümü tam olarak net göremiyorum Jason'ın gömleğine yapışmış, homurdanmasını dinliyorum tam olarak duyamasamda küfrettiğini biliyorum. Ölü insanlar bize bi kaç metre mesafe ötedeler
"Koş !" Diyor Jason " Ailison 'ın dediği yere." Koşuyorum. Arkama bakmaya çalışırken tökezliyorum ölü bir et yığını üstüme çullanıyor itmeye çalışıyorum ama gücüm yetmiyor. Üzerime gelen şeyi iterken derisi ve eti ayrılıyor tiksiniyorum. Ellerimle gözlerimi kapatarak ölmeyi bekliyorum ama hiç bir şey olmuyor. Gözlerimi açtığımda Jason'ı elinde ki kanlı odunu ve yere doğru baktığımda ölü ölüyü görüyorum . Jason bıkmış bir tavırla beni sırtına alıyor .
########
Jason
Sırtımdaki kız kardeşim Beth le koşuyorum.siyah saçları ensemi gıdıklıyor. Ağladığını biliyorum ama güçlü olması gerekiyor. " hey sen iyi misin " diyorum.
" hiç olmadığım kadar" cevabını alınca onu yere indiriyorum
- iyiysen koşabilirsin o zaman . Pis pis bakıyor, Ailison' ın dediği yere geliyoruz büyük bir ev kapıyı tıklatıp adını haykırdığımda cevap gelmiyor. Beth sabırsızca beklemeden kapıyı açıyor . Ailison' ın cansız bedenini görüyorum ve onun yanındaki diğer küçük kardeşimi . Hızlıca kucaklıyorum eğer bu olaylar olmasaydı 2 gün sonra 6 yaşına girecekti. Beth Olivia 'ı kucağımdan kapıyor ve onu öpüp kucaklıyor. Küçük kardesim Olivia bize bakıp Ailison 'i gösteriyor "ona ne oldu Jason "diyor. Susuyorum çünkü ne diyeceğimi bilemiyorum . Beth " hey burada bir sürü ölü var" o an farkediyorum ölülerin ayak seslerini. Oradan hızlıca çıkmak için adım attığımda
" kendimizi savunmamız lazım ,yan taraftaki mutfaktan bıçak almalıyız "diyor Beth " ve yiyecek bir şeyler "
Yan mutfağa hızlıca giriyoruz ben çekmeceleri karıştırıp bıçak ve uzun bir oklava alırken, Beth bir çanta ve bir kaç konserve kapıyor. Bir ölü üzerimize doğru gelirken oklavayı karnına saplıyorum , ölmüyor... oklavayı karnından çıkaramıyorum üstüme geliyor.
Beth öne çıkıp bıçağın sivri kısmını ölünü kafasına saplıyor. Ve bir az önce ona attığım bıkkınlık bakışını o bana atıyor. Olivia yi kucaklıyorum hızlıca binadan çıkıyoruz . Babamı bulma ümidiyle...Hava kararmaya başlamış kamp alanını sessiz bir şekilde 4 saate yakındır gözetliyoruz . Artık ümidimi kaybetmiştim 18 yaşındayım burdaki bir arabaya atlayıp burdan kurulabiliriz bu düşüncelere dalmışken omzunda bir el hissediyorum arkama dönüyorum mavi gözleri ve tamamen beyazlamış saçlarıyla babamı görüyorum, okadar şaşkın ve mutluyum ki... Tam Oliva ve Beth ona sarılmak için doğruluğunda fısıldayarak "beni takip edin" diyor babam ,, gözlerinden biraz önce ağladığı elli oluyor... Ölülere sesimizi duymadan arabaya binmeyi başarıyoruz. Babam hızlıca arabanın motorunu çalıştırıyor ve bütün ölüler sesimizi duyup, bizi takip etmeye başlarken basıp gidiyoruz ......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The walking dead
FantasyThé walking dead yine kurgusu aynı olan fakat yeni karakterler ve yeni hikaye. Ailesiyle Boston'da yaşayan Beth hiç ummadığı bir anda hayatı değişicektir.