Tony hızla kuleye girdi ve dikkatleri üzerine çekti. Herkes bir Tony'ye bir de yanındaki kıza bakıyordu. Steve yerinden kalkıp Tony'nin yanına geldi.
"Misafirimiz kim?"
"Misafir değil. Artık o da bir Yenilmez." Dedi Tony kendinden emin bir şekilde.
Herkes şaşkınca yeni kıza bakmaya başladı.
"Merhaba. Ben Hannah." Dedi gülümseyerek.
"Tony hiç tanımadığın birini öylece buraya getirip Yenilmez yapman doğru mu?!" Dedi Bucky sinirle.
Hannah sinirle Bucky'ye baktı.
"Ben Hannah'yı kafama göre getirmedim. Benim hayatımı kurtardı! Ayrıca onu Yenilmez yapmandan önce araştırdım. Başka tek kelime duymak istemiyorum. Hannah artık bir Yenilmez. Bucky yarın onunla antrenman yapacaksın!"
Bucky sinirle ayağa kalktı.
"Benim görevim çaylak eğitmek değil! Onu sen buraya getirdin, sen eğiteceksin! Hem dövüşemeyen, hiçbir şey yapamayan birini neden Yenilmez yaptın ki?!"
Tony konuşacakken Hannah araya girdi.
"Pardon ama beni tanımadan böyle yorumlar yapman hiç doğru değil! Gayet de güzel dövüşebiliyorum. Stark'ın hayatını nasıl kurtardım sanıyorsun?!"
"Seninle konuştuğumu sanmıyorum!" Dedi Bucky sinirle ve Hannah'ya yaklaştı. Aşırı yakınlardı ve Hannah bu yakınlıktan rahatsız olup bir adım geri gitti. Ama Bucky üstüne yürümeye devam etti. O sırada aralarına Steve girdi ve Bucky'yi durdurdu.
"Bucky sakin ol. Tony'nin hayatını kurtarmış. Kendini kanıtlamak için başka ne yapması gerekiyor?!" Dedi Steve ve Hannah Steve'e gülümsedi.
"Bu kadar yeter. Barnes yarın Hannah'yı çalıştırıyorsun! Nokta. Ben gidiyorum. Biri Hannah'ya odasını gösterse iyi olur." Dedi Tony ve gitti.
Bucky sinirle oradan gitti ve Natasha ile Wanda Hannah'nın yanına geldi.
"İşte odan burası. Aramıza katılmana çok sevindik Hannah. Bir gücün var mı?" Dedi Wanda.
"Maalesef yok. Bana odamı gösterdiğiniz için teşekkür ederim."
"Bu arada Bucky'yi kafana takma. Yeni kişilerin katılmasından pek hoşlanmaz. Yani sana özel bir şey değil." Dedi Natasha.
"Yok, zaten umrumda değil."
O sırada koridordan Bucky geçti.
"Benim yanımdaki odada mı kalıyor bir de?!"
"Merak etme. Ben de sana çok meraklı değilim." Dedi Hannah gözlerini döndürerek.
Bucky odasına girdi ve kapısını sertçe kapattı.
"Ne zaman düzelir?"
"Birkaç gün sonra alışır. Merak etme." Dedi Natasha gülümseyerek.
Hannah da gülümsedi ve Natasha ile Wanda çıktı.
Ertesi gün Hannah erkenden kalktı ve kahvaltıya indi.
"Günaydın."
Masada bir tek Bucky yoktu. Hannah oturdu ve kahvaltısına başladı. Kısa bir süre sonra Bucky geldi. Saçı dağılmış, gözleri şişmişti.
"Harika görünüyorsun." Dedi Sam gülerek.
"Çok komik(!) Sam." Dedi Bucky gözlerini döndürerek.
"Eee Hannah ilk antrenmanın için hazır mısın?" Dedi Steve.
Hannah daha Steve'in sorusunu cevaplayamadan Bucky araya girdi.
"Bir de o var değil mi?! Hiç havamda değilim. Steve sen çalıştırırsın." Dedi Bucky umursamazca.
"Çalıştırırım ama b-
"Bucky sen çalıştıracaksın! Kahvaltını bitirdikten hemen sonra!" Dedi Tony sinirle.
Bucky gözlerini döndürdü.
Bucky kahvaltısını bitirdikten sonra Hannah'ya baktı.
"Hazır mısın?"
"Bir dakika. Üstümü değiştirip geliyorum." Dedi Hannah ve odasına gitti.
Hemen spor kıyafetlerini giydi ve Bucky'nin yanına gitti.
"Neler yapabiliyorsun göster." Dedi Bucky sertçe.
"Nasıl göstereyim? Seninle dövüşmemiz lazım."
Bucky gözlerini döndürdü ve Hannah'ya sahte bir şekilde vurmaya başladı. Bir süre o şekilde devam ettikten sonra Hannah dayanamadı.
"Ben bebek değilim! Düzgün dövüş."
"Şimdi yaralanacaksın. Sonra Tony'ye gidip beni şikayet edeceksin."
Hannah kollarını göğsünde kovuşturup Bucky'ye baktı.
"Ben öyle bir şey yapmam! Düzgün dövüşeceksen dövüş yoksa Steve ile antrenman yapacağım."
"Of her neyse. Yalnız ben sert dövüşürüm ona g-
Hannah Bucky'nin ağzına tekme attı ve Bucky'nin sözü yarıda kesildi.
"Demek böyle oynayacağız. Peki." Dedi Bucky ve dudağını yaladı.
Bucky'de sert bir şekilde dövüşmeye başlayınca ikisi de eğlenmeye başlamıştı. Hannah bacağını Bucky'nin omzuna koydu. Sonra diğer bacağını koydu ve Bucky'nin sırtına çıkmış oldu. Bucky hızla Hannah'yı döndürdü ve yere fırlattı. O sırada Hannah bacaklarıyla Bucky'yi çektiği için Bucky Hannah'nın üstüne düşmüştü.
İkisi de nefes nefeseydi. Birbirlerini yakından görme fırsatını ilk defa şimdi bulmuşlardı. Uzun bir süre birbirlerine baktıktan sonra Steve'in sesi duyuldu:
"Nasıl gidiyor diye bakmaya geldi- Ov... kötü bir anda gelmişim. Ben gideyim. Hiçbir şey görmedim." Dedi Steve ve hızla gitti.
Bucky hemen Hannah'nın üstünden kalktı.
"Steve sandığın gibi bir şey yok! Steve!"
Hannah da ayağa kalktı ve Bucky ile göz göze geldi.
"Çık! Çık dışarı!" Dedi kükredi Bucky.
Hannah şaşkınca Bucky'ye bakıyordu.
"Buck-
"Çık dedim sana!"
Hannah sinirle oradan gitti.
Salona gittiğinde herkesin ona gülümseyerek baktığını gördü.
"Ne oluyor?" Dedi Hannah.
"Bucky ile güzel zaman geçiriyormuşsunuz." Dedi Natasha gülerek.
"Steve hemen anlattın mı?! Öyle bir şey yok! Dövüşüyorduk sonra bir anda Bucky üstüme düştü. Zaten Steve gittikten sonra sanki benim suçummuş gibi bağırdı. Lütfen bu saçma konuyu bir daha açmayın." Dedi Hannah ve odasına gitti.
Odasına geldikten sonra camdan baktı ve Bucky'yi gördü. Bucky, motorsikletine biniyordu. Hannah sinirle onu izledi. Bucky gaza bastı ve saniyeler içinde yok oldu. Hannah hızla duşa girdi.
Duştan çıktıktan sonra saçını kuruttu ve giyindi. Aşağı indiğinde herkesin aynı şeyi konuştuğunu fark etti.
"Hannah sen yeni geldiğin için sana özel bir parti düzenleyelim diyorum. Sen ne diyorsun?" Dedi Tony.
"Çok güzel düşünmüşsün Tony ama böyle abartılı şeylere gerek yok. Hiç uğraşmaya değmez. Düşünmen yeter."
"Olur mu öyle şey Hannah? Bence düzenleyelim Tony. Bir hoş geldin partisi gerekli." Dedi Natasha.
O sırada Bucky geldi.
"Ne kaçırdım?"
"Hannah'ya hoş geldin partisi düzenleyeceğiz." Dedi Thor.
"Bence gereksiz. Geldi işte. Niye böyle abartılı şeyler yapıyorsunuz?!" Dedi Bucky ve sinirle odasına gitti.
Hannah da arkasından gitti. Kapıyı çaldı. Ses gelmeyince konuştu:
"Gelebilir miyim?"
"Hayır."
Hannah gözlerini döndürdü ve kapıyı açtı.
"Hayırın nesini anlamadın?"
Hannah kapıyı kapattı ve Bucky'ye yaklaştı.
"Neden bana böyle davranıyorsun? Daha geleli iki gün oldu ve sen benden nefret ediyorsun. Sana hiçbir şey yapmadım. Doğru düzgün konuşmadık bile."
"Odamdan çıkar mısın?!"
"Bana cevap ver!"
"Çık odamdan!"
"Bucky bana cevap ver yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." Dedi Hannah.
"Ne yaparsın?!" Dedi Bucky ve ayağa kalktı.
Hannah'ya yaklaştı. Aralarında çok az mesafe kalmıştı. İkisinden bir tanesi konuşsa dudakları birbirine değecekti.
Hannah hemen geri çekildi ve sinirle odadan çıktı. Ve kapıyı çarpıp kendi odasına girdi. Kendini yatağına atıp Bucky'yi düşünmeye başladı. Bucky neden ondan bu kadar çok nefret ediyordu? Halbuki ortada hiçbir şey yoktu.
Birden odaya Natasha ile Wanda girdi.
"Noluyor? Göreve mi gidiyoruz?" Dedi Hannah şaşkınca.
"Hayır. Sana kıyafet alacağız. Hadi hazırlan." Dedi Natasha.
"Benim kıyafetim var. Hiç gerek yok."
"Hannah hadi ama!" Dedi Wanda.
Hannah onları kıramayıp kabul etti ve hemen üstünü değiştirdi.
Odasından çıkınca Bucky ile çarpıştı. Bir süre birbirlerine baktılar.
"Par-
Bucky Hannah daha sözünü bitiremeden çekip gitti. Hannah sinirle Wanda ve Natasha'nın yanına -salona- gitti.
"Ooo nereye böyle?" Dedi Tony.
"Alışverişe gideceğiz. Gelmek ister misin?" Dedi Natasha gülerek.
"Yok, kalsın. Size iyi eğlenceler."
Selam. Yine yeni bir hayal et ile geldim. Şu sıralar Bucky'ye taktım. Onun için de hayal et yazmazsam olmazdı. Bölümü beğendiniz mi? Sizce devamı nasıl olacak? Yorumlarınızı bekliyorum. Sizi seviyorum.❤️❤️
