Bölüm şarkısı: before you go.
Kısa bir süre gelebildim ve bu bölümü hızlaca yazmaya çabaladım. Umarım beğenirsiniz ve beni bu zor zamanda oy ve yorumlanırınızla mutlu edersiniz
|birbirimizin yılları...
Jimin
Uzun bir süre yalnız kalan ben için çoktan bir yuvaya sahip olma hissini bilmek imkan dışıydı. Sessiz ve durmadan yoklukla yetinen bir çocuk; varlığını her daim saç tutamlarını narin bir çiçeği sever gibi okşayan ve nasırlı elleri bile huzur kokan bir annenin, en küçük adımda ve hayat bisikletlerinin pedalını son gaz çevirirken dengede durman için arkanda sımsıkı tutan bir babanın varlığını çok basit bir şeymişcesine sahip olması kabul edemezdi.
İlkokuldayken çok sevdiğim Sosyal Bilimler öğretmenimin yeşil tahta üzerinde tebeşirinin gıcırtısı açık pencerenin dışından vuran çocuk seslerine karıştığı vaziyetteyken, ben önümdeki kitabıma bakıyor ve kurşun kalemimin ucuyla silginin üstüne delikler açarken arka sıramdaki çocuğun ailesiyle gittiği geçen yaz tatilini dinliyordum.
Öğretmenimiz her zaman ki yüzünden eksilmeyen tatlı gülüşüyle bize dönmüş ve ellerini çırpıp kulaklarımda yangınlar çıkaran çocukların neşeli seslerini keserek ona odaklanmamızı sağlamıştı. Başımı kaldırdığım da daha o gün ne kadar gözlerimin yanacağını ve ağlamak isteyeceğimi sorgulamıştım.
Çünkü tahta da büyük harflerle, 'Aile.' yazıyordu. 'Aile, eğitimin başı, toplumun en minik yapı taşıdır.' Ve bir eşittir işareti. 'Yuva.'
Büyük annem çok iyi ve neşeli bir kadındı. Ama maalesef çoktan bunamış ve oldukça yaşlandığı için birkaç saat geçer geçmez uyuyakalır ve kocaman evde beni yalnız bırakırdı. Her zaman değişmeyen bir kuram gibi, Busan'daki minik bir evde yalnız kalan Park Jimin, yuva lafını hiç anlayamamış, bir evden ziyade kendini Busan'a karşı küstürerek, o şehire yalnızlaşmıştı.
Ben hep yoksun, etrafımda ne tebessümlerle anlatılan o bireylerin tasvirlerini anlamaktan uzaktım. Ve bir zaman sonra Yuva benim için sahip olacağım değil, kazanmak için çabalamanın gerekeceği kelime oldu.
İstersem yuvamı ben seçebilmeliydim, ben karar vermeliydim, ben yuvam için çabalamalı ve onun için kırışık yastıklara göz yaşı döken çocuk uğruna ulaşmalıydım güzel bir yere, göğsünde nehirlerimin durulacağı bir limana.
Kim bilebilirdi bu limanın, hayatı boyunca yuva hissine yaslanarak büyüyen bir adam olacağını?
Gözlerini açtığından beri babasıyla kayak yapmaya giden, annesiyle eski araba koleksiyonu yapan ve kardeşinin her lafını göstermeden dinlerken onunla uğraşıp gülmesi için çabalayan bir abi olacağını. limanım saydığım adam, çoktandır bir yuvaya sahipken, ben bilemezdim gerçekten o hissi. Ben olamazdım ki onun için bu kelimenin baş kahramanı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
More than a friend | Yoonmin✓
Fanfic[üniversiteli ev arkadaşları] sarı ve beyaz konversler, iki koltuk, iki bilezik, iki içecek ama 5 yıl ve koca bir 'arkadaşlık.' (ilk bölümlerdeki yanlış nokta kullanımını görmezden gelin, kitap yavaşça düzeliyor.<3