Güne telefonuma gelen bildirimler ile uyanmıştım. Sanki birileri bana sövüyorda gidiyormuş gibiydi.
Uykulu gözlerle telefona baktığımda yanlış tahminde bulunmamışım. Tanıdığım, tanımadığım herkes bana hakaret barındıran mesajlar atıyorlardı.
Mesaj kutuma baktığımda gözlerim kocaman açılmıştı. Herkes benim homoseksüel birey olduğumu öğrenmişti. Bu nasıl olabilirdi ki?
Mesajlara biraz göz gezdirmeye başladım. Ölmemi isteyenler, yaşamayı hak etmediğimi söyleyenler, intihar etmemi isteyenlerle dolu bir mesaj kutusu...
Daha da aşağılara indiğimde Lisa'nın da mesaj attığını gördüm.
@lalalisa_m
Park Chaeyoung sen tam bir sürtüksün. Bana karşı hislerini öğrenemeyeceğimi sandın değil mi?
Hadi ama Chaeyoung bak şu lanet mesajlara.
Doğru ya sende lanetlisin.
Chaeyoung hangi cehennemdesin bilmiyorum ama mesajlara bakmazsan seni tüm okula rezil ederim.
Sen bilirsin Chaeyoung.
Artık tüm okul senin hakkında konuşuyor, herkesten hoşlanırsın diye senden de uzak duracaklar haha ne komik.
Annen yerine sen ölmeliydin chae,en azından yaşamayı hak eden birisi hayatta olurdu.
Günlüğünde yazan şeyleri gülerek okudun.
Demek ben sarılınca çok farklı hissettin öyle mi OWKSKSKSK
hadi ama yoksa benim hakkımda +18 şeylerde düşünmüşsündür.
İğrencsin Chae Senden NEFRET EDİYORUM! TANRI SENİ AFFETMEYECEK!Mesajı okuduktan sonra çantama doğru atıldım acele ile açıp içine baktığımda günlüğüm yoktu.
Eminim ki Lisa almıştı. Ah lanet kafam neden bunu okula getirirsin ki.
Ben şimdi ne yapacaktım. Kendimi mi asmam gerekti ya da okuldan kaydımı mı aldırmam gerekti.
Ama her ne yaparsam yapayım bu şeyleri hayatım boyunca yaşayacaktım.
Yatağa uzanmış bacaklarımı kendime çekmiş bir şekilde ağlarken telefonum çalmıştı. Zoraki hararet ederek telefonu aldım arayan Jisoo'ydu.
Sesim kısık ve ağlamaklı bir şekilde telefonu açmıştım.
Rs: Efendim Jisoo.
Js: Olanları duydum Rosé,kendine zarar verdin mi diye bir kontrol etmek istedim.
Rs: Herkes benden nefret ediyor Jisoo, Lisa bile.
Js: Bırak artık şu kızı Rosé, görmüyor musun başına neler geliyor.
Rs: Ama ama o bana sarılınca annem sarılmış gibi hissettim Jisoo,bir başkasında hiçbir zaman böyle hissedemedim.
Js: Yalnız değilsin,anla şunu. Hiçbir yere gitme evine geliyorum.
Rs: Gelme.
Js: Rosé hayır sakın, geliyorum lütfen bir delilik yapma.
Rs: Sana gelme dedim.
Konuşmasına müsade vermeden yüzüne kapatıp kafamı yastığa gömdüm. Artık bazı şeylerin sonuna gelmiştim.
Bu yaşıma kadar yaşadığım şeyler yeterince beni sarsmışken birde bu olanları kaldıramazdım.
Gücümü toplayıp Lisa için ayırdığım odaya doğru yürüdüm kapıyı açtığımda etraf beyaz güller ile doluydu.
Bazı hâlâ canlı çoğu kurumuştu. Belki beni sevseydi onun için hazırlığım şeye mutlu olabilirdi.
Ama insanlar böyle değil midir? Onu sevenleri elleri ile itip görmezler, görmek istemezler.
Lisa'yı da suçlayamam, ona zorla kendimi sevdiremem. Benim suçum, güzel değilim,hatta hiç güzel değilim...
Lisa kalbi güzel insanları sevebildiğini de söylemişti. Peki ya benim kalbim çok mu kötü... Ben çok kötü bir insan mıyım.
Belki de haklılar, tanrı beni sevmiyor, sevse eğer bana cinsel taciz edilmesine,sevdiklerimi gözlerimin önünde gömülmesine izin vermezdi öyle değil mi? Demek ki Tanrı beni sevmiyor sevseydi eğer onlara ihtiyacım olan zamanda yanına almazdı.
Tanrı beni sevmiyor hayat...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
white rose , chaelisa
FanfictionPark Chaeyoung Lisa'ya çok aşıktı. Onu her zaman gözetler,erkeklerle gördüğü zaman içi giderdi. Her zaman duyguları karşılıksız kalacağını düşünür,Lisa onunla konuşmaya çalışsa kaçardı. Çünkü sadece ödevlerinde yardım ister, çıkarları olmadığı sürec...