Sesler geliyordu , ağaçların arasından düşen ışıklar yüzüme vuruyordu. Güneş tam tepedeydi. Ne ara öğlen olmuştu , dedi içinden Wiggie. Esneyerek uzandığı yerden kalktı. Sözde yaban mersini toplaması için görevlendirilmişti. "Ahh , hayır ! Eğer Druh yine uyuyakaldığımı öğrenirse deliye döner. Sanırım bu sefer nehre atılmaktan daha ciddi bir ceza alacağım.". Wiggie etrafina bakındı. Yanına aldığı sepet yoktu. Kaderine mahkum birşekilde gizlenme yerlerinin oraya doğru yola koyulmaya başladı. Belkide birileri sepeti almıştı ve onun yerine doldurup götürmüştü. Bu çok inandırıcı bir ihtimal değildi. Wiggie patikalardan geçti , çalılıkların içine girdi ve sonunda şelalenin oraya gelebilmişti. Şelalenin arkasında bir mağara vardı. Bu mağarayı pek kişi bilmezdi. Mağara iki girişliydi ve diğer girişinin yakınlarında saklanma yerleri bulunuyordu.Saklanma yerlerine bir kaç gidiş yolu daha bulunuyordu. En güveniliri şelalenin içindeki mağaradandı. Gizli bir patika daha vardı kampa çıkan. Bir de acil durumlarda kaçmak veya saklanmak için bir yer daha bulunuyordu.
Şelalenin içine girdi. Sırılsıklam olmuştu ve bundan nefret ederdi. Islak kıyafetlerini biraz sıkmıştı. Mağara her zaman ki gibi serindi. Bu serinliği seviyordu. Kışın katlanılamayacak bir işkence gibi gelsede , yaz ayları burası cennetten farksızdı. Zaten görev dışında olduğu zaman burada uyuklardı. Mağarayı takip ederken arkasından bir ses duydu "Hey Wiggie !" . Sesin kaynağına doğru kafasını çeviren Wiggie , karşısında Forvath'i buldu. Forvath " Yine geç kaldın dostum. Druh bu sefer gerçekten çok sinirlenecek. Bu işini 5. Aksatışın." dedi. Wiggie çaresiz şekilde yere bakınıyordu ve " Druh şuan bunu biliyor mu ?" diye sordu. Forvath " Tabikide biliyor , neredeyse bir iki saattir yoksun. Seni araması için iki kişiyi bile görevlendirdi." . Wiggie " Beni araması için birileri mi ? Peki beni bunca zamandır nasıl bulamadılar ?" . " Bulamadıklarıni kim söyledi . Druh eğer seni yine uyur şekilde bulurlarsa onu orada bırakmalarıni söyledi. " . Wiggie " Aahh , ne yapacağım şimdi peki ?" dedi telaşlı şekilde. Forvath güldü ve cebinden ölü bir tavşan cıkardı. Onu Wiggieye fırlattı ve " En azından bir tavşan yakaladığıni söyleyebilirsin. Işe yarayacağıni sanmam ama cezani bir nebzede olsa hafifletebilir." dedi gülerek. Wiggie tavşana ve sonrasında Forvathe baktı. "Umarım hafifletir" dedi. Mahçup olmuştu. Sonra ise sadece " Birinin uzattığı yardım eli..." . Forvath " Zamani gelince ona 2 yardım eli olarak geri dönecektir." diye Wiggie'nin sözünu tamamladı ve kikirdedi sonrasında ise " Ava çıkıcam , bir sincap asla tembellik yapmamalıdır. Senin aksine." diyerek göz kırptı ve yoluna devam etti. Wiggie ise " İyi avlar Forvath" dedi ve kendi yoluna devam etti.
Az sonra mağaranın diğer çıkışına yaklaşmışti. Mağaranın diğer çıkışı bir kapı ile kapalıydı. Kapıyi tıklattı. Diğer taraftan biri "Parola" diye seslendi. Wiggie ise
"Tarçınlı kedinin kaşınan kıçı" diye cevap verdi. Az sonra kapı açıldı.Kapıyi açan bekçilerden Nezyddi. Ve geçiş paralosunun da mucitiydi. Kimsenin tahmin edemeyeceği bir şifre oluşturulması gerekiyordu. Nezyd ise bu paraloyu önermişti ve herkesin onaylaması üzerine o günden beri nihai paraloları Tarçınlı Kedinin Kaşınan Kıçıydı.
Içeri girdi ve Nezyd ona "Druh seni bekliyor. Ateşin oradalar" dedi. Wiggie ateş başının oraya doğru ilerledi ve işte oradaydı. Kampın lideri Druh . Druh aralarından en iri olanıydı ve Peterın yokluğunda kampı o yönetirdi. Druh ateş başında sohbet ederken bir anda Wiggie'yi gördü. Ayağa kalkti ve Wiggieye " Demek güzellik uykun daha yeni bitiyor" dedi ukalaca. Wiggie sessizce oraya doğru geldi. Druh " Seni ne kadar uyarıcam. Sonbahar tam bir kavga sezonu olucak. O yüzden şimdiden olabildiğince yiyecek ve yemiş toplamamız gerektiğini bilmiyor musun ? Evet Wiggie , cevap versene !" dedi bağırarak. Wiggie gergindi. Alnindan soğuk terler akıyordu. Sonra aklına Forvathin verdiği Tavşan geldi. Tavşani çıkardı ve " En azından bir tavşan yakaladım. Görev basında uyuyakaldığım için özür dilerim Druh." dedi ama Druh hiçte siniri yatışmış gibi değildi. " Bir tavşan he. Özrü kabahatinden daha büyük. Senden tavşan değil yemiş istiyor..." . O sıra uzaklardan bir ses " Kes sesini Druh !" dedi. Druh donakalmıştı. Wiggie ve Druh ayni anda sesin kaynağına kafalarıni çevirdiler ama kimse yoktu. Ve sonra bir anda Druhın arkasında biri belirdi. Sarı saçlı, Sol kulağında küpesi , Renkli bir bandanası , baştan aşşağıya yeşil elf kıyafetleriyle , sivri pabuçlarıyla ve kınında duran kılıcı ve diğer cebinde duran iki hançeri ile Peter bir anda Druhın arkasında belirmiş ve ona omzunu atmıştı. " Lağbaliyi sevmem. Buranın patronu sen değilsin Druh. Hiçbir zamanda olmadın. Ayrıca "Kuyruksuz Sincaplar" çetesi bir ordu değil. Yani bu da demem oluyor ki burada etrafa bağırıp emir veren bir komutan da yok. Çetenin amacını unuttun herhalde Druh. Burası asla büyümek istemeyen ve özgürlük arayan genç elflerin yeri. " dedi Peter gülumseyerek. Druh ise şaşkınlıktan kıpırdayamıyordu. " A-Ama bir düzenimiz var. Herkesin yapması gereken görevler var. Yoksa hepimiz aç kalırız. Ayrıca Sonbaharda saklanma yerimizi değiştiricez ve muhtemelen diğer çeteler harıl harıl bizim yeni saklanma yerimizi arayacaktır." diye karşı çıktı. Peter ise " Burada düzen yok. Sadece ben istersem olur. Ayrıca Sonbaharda yerimizi değiştirme konusunda yeni değişiklikler var. Bu sonbahar saklanma yerimizi değiştirmeyeceğiz" dedi. Etraftaki herkes bu aniden gelen habere şaşkınlıkla hep bir ağızdan "NE !" diyerek tepki vermişti. Peter güldü ve " Sonbaharda planlanan yer değişikliğimiz olmayacak. Bunun belli sebepleri var ama duyduğuma göre civardaki çeteler çoktan yer değiştireceğimizi öğrenmiş. Hatta ne ilginçtir ki yeni saklanma yerimiz için belirlediğimiz bir kaç noktaya çoktan civar çeteleri yerleşmiş bile." Dedi. Druh " Nasıl yani bu ne anla...". Peter " Bu şuanlık hiçbir anlama gelmiyor Druh. Konu üzerinde arastırmalarım devam ediyor. Eğer bir sonuca varırsam size bildiricem. Sadece o güne kadar civar çetelerinden kişileri görürseniz fazla yaklasmayın.". Druh çenesini kapatıp yere bakmaya başlamıştı. Peter ise Druhı o halde görünce " Hadi ama , bunlardan önce bence Wiggie'ye söyleyecek daha önemli birkac şeyin var." dedi . Druh ise " Özür dilerim Wiggie , uyukladığin için sana bu denli kızmamalıydim. Ama yinede bundan sonra dikkat et" . Peter " Evet , tam istediğim bu. Hadi Millet şu curcuna yerine yapılacak tonla eğlenceli işimiz var. Akşam kasabada bir şölen olacağını duydum. O zamana kadar herkes serbest. Ben yol yorgunuyum ve çadırda dinleneceğim" diye bağırdı ve kendi çadırınin oraya doğru gitti. Wiggie rahat bir soluk almıştı. Kurtulmuştu , hem de Peter tarafından. Bu sanırsa hayatındaki en şanslı olduğu anlardan biriydi. Akşam bir şölen vardı ve o zamana kadar herkes serbestti. Mağaranın serinliğinde huzurlu bir uyku onu bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuyruksuz Sincaplar
FantasyPeter adındaki genç ,gizemli birinin yönettiği "Kuyruksuz Sincaplar Çetesi'nin" başlarından geçen ve uzun yıllar boyunca Elf Krallığı Aén Shillé'de masal olarak anlatılacak bir hikayeyi konu alır.