Gerçekler

328 25 3
                                    

Kaza haberini aldıktan sonra ne yapacağımı bilemedim. Elim ayağım titriyor, gözlerimi sabit bir noktada bile toplayamıyordum. Kendimden geçmiş gibiydim. Yaptıklarımdan dolayı büyük bir pişmanlık duymuyordum artık. Ya Sevgi'ye bir şey olursa...

Buna gerçekten dayanamazdım. Benim hakkımda ne dediği, ne düşündüğü artık umrumda bile değildi. O olmadan yaşayamazdım ben. Ezgi'nin yanında yere kapaklanmıştım. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Hıçkırıklarımdan dolayı çevremdekilerin ne söylediğini anlayamıyordum. Kendimi toparlamam gerekiyordu, ki Sevgi'nin yanına gidebileyim.

Ayağa kalkıp kendimi tokatlamaya başladım. Kafamı kaldırdığımda etraftaki herkesin bana baktığını fark ettim. Benim için hepsi birer gerizekalıydı. Bunun için fazla önemsememiştim bile. Ezgi elimden tutup beni okuldan çıkardı. Okul kapısının önünde bir taksiye binip beni Sevgi'nin yanına götürmüştü. ( Ezgi beni taksiye bindirdi, çünkü zengin. Beni dolmuşa bindiricek hali yok herhalde)

Hastane'nin girişine gelene kadar gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Bedenim de ruhum da artık benden bağımsızdı. Şu an beni hareket ettiren tek şey Sevgimdi... Büyük adımlarla hastanenin giriş kapısından geçtim. İlerlemeye çalışanca Ezgi'nin kolumdan tuttuğunu fark ettim. Kafasıyla beni yönlendirerek koluma girdi.

Yoğun Bakım.. İste Sevgi'nin yanındaydım. Onu hissedebiliyordum. İçerde can çekiştiğini, hayata geri dönmeye çalıştığını biliyordum. Duvara yaslanıp dua etmeye başladım. İleri geri sallanarak sadece dua ediyordum... Kafamı kaldırdığımda Sevgi'nin anne ve babasının karşımda durduklarını fark ettim. Geldiğimde muhtemelen oradaydılar ama hiç dikkat etmemiştim.

Sevgi'nin annesi Nuriye Teyze çok bitkin gözüküyordu. Vücudunu ileri geri sallayarak ağzında bir şeyler geveliyordu. Yaşadığı şeylerin ağırlığını kendi omuzlarımda hissediyordum.

Sevgi'nin babası Sabri amca Yoğun Bakım kapısının önünde volta atıyordu. Yüzünde hem sinir hemde ümitsizlik seziyordum. Sinirinin neden kaynaklandığını biliyordum. Sabri amca kadar bende sinirliydim. Sevgi'yi bu duruma sokan her kimse ona kesinlikle acımayacaktım. Hayatının geri kalanını zehir etmek için elimden geleni yapacağım...

*

*

*

*

Kazanın ardından 1 hafta geçmişti. Sevgi yoğun bakımdan çıkmış ve servise geçmişti. 1 hafta boyunca hastane kapısının dışına bile çıkmamıştım. Uyuduğumu bile hatırlamıyorum açıkçası. Bu zaman içerisinde beni mutlu eden tek şey Sevgi'yi görebileceğimin haberini almaktı. O gün bugündü işte. Bütün yorgunluğum ve stresim sanki bi anda yok olmuştu. Hemşire yanıma geldi ve odasına girebileceğimi söyledi. Kapısına gelmiştim. 1 haftadır değiştirmediğim gömleğimi ve pantolonumu düzeltip kapı kolunu çevirdim. İçerisi çiçek bahçesi gibi kokuyordu. Kokunun sebebinin Sevgi'ye getirilen çiçeklerin olduğu bariz belliydi. Kafasını çevirip bana doğru baktı. İste tam o anda her şey aklımdan uçup gitti. Söylemeyi planladığım şeylerin hepsini unutmuştum. Yine her zaman ki gibi doğaçlama konuşacaktım. Sevgi'nin yattığı yatağın yanındaki sandalyeye oturdum. Tam ağzımı açıp bir şeyler söylemeye çalışırken Sevgi söze atıldı.

-Bütün bir hafta boyunca gerçekten burdamıydın ? Benim yanımdamıydın ?

-Her zaman olmam gereken yerdeydim ben. Senin yanındaydım. Ve her zamanda yanında olacağım.

- Şey Muhittin aslında benim sana söylemem gereken bir şey var.

- Evet, seni dinliyorum.

- Buselerle konuşurken, beni duyduğunu biliyorum. Ve duyduğun hic bir şey benim gerçek düşüncelerim değildi.

- Bak bunları sonra konuşuruz zamanı değil simdi.

-Hayır, hayır dinle beni. Şey yani en başta senden hoslandığım söylenemez hatta tam tersi senin bir aptal olduğunu düşünüyordum.( Acık sözlü olması biraz kalbimi kırmadı değil yani) Ama benim için katlandığın şeyleri farkına varınca düşüncelerimin yanlış olduğunu anladım. Kimse beni ben olduğum için sevmedi, ama sen sevdin. Bana değer verdin. Senin hakkında söylediğim şeylere gelirsek konu tam olarak şu, senin benden hoşlandığını biliyorum, o zamanda biliyordum tabi. Eğer benimde senden hoşlandığımı öğrenirlerse elimdeki tek şey olan popülerliğimi kaybetmekten korktum. Biliyorum bu çok saçma geliyor sana ama ben senin kadar yüreği zengin bir insan değilim. Her şey için özür dilerim senden.

Bana senden hoşlanıyorum dedi... Kurduğu cümlelerden aklımda kalan tek şey bu cümle oldu.. Ama şu anda konuşacak bir halde değildim, kafamı geriye doğru itip ayağa kalktım. Sehpanın uzerindeki çiçeklere bakarak;

- Sevgi şu anda dinlenmen gerek. Çıktığın zaman her şeyi rahatça konuşuruz tamam mı ?

Kapıdan çıkmıştım. Üstümden kaybolan yorgunluk sanki geri gelmişti. Hemen önümde duran banka yatıp 1 haftanın acısını çıkaracak şekilde uyumaya başladım...

Güzel Kız Çirkin ErkekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin