•9•

310 35 93
                                    

                         Perfect

Bölüm:9

Ben kötü biri miyim?

İnsanları yargılamak kolaydır. Fakat hiç kimse bir birini anlamaya, kendilerini diğer insanların yerine koymaya çalışmaz.

İşte sırf bu yüzden ben hep kötü olarak anılacaktım sanırım.

Eve geldiğimde annemin isteğiyle hazırlanmış ve Markın ailesiyle birlikte yemek yemiştik. Yemekten sonra Markla benim odama çıkarken ailesi ise annemle iş hakkında konuşmaya başlamışlardı bile.

Ben yatağımda oturuken Mark çalışma masasının üzerindeki resimlere göz atıyordu. Gözlerini resimlerden ayırmadan konuşmasıyla bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Soobin seni sevmiyor. O zaman neden onu sevmeye devam ediyorsun Seola?"

Dedikleriyle kaşlarım çatılırken sonunda bana doğru dönmüş ve masaya yaslamıştı.

"Bir insanı karşılığı olmadan sevmek mümkün değil mi?"

"Değil. Çünkü birini ne kadar seversen sev eğer karşılık bulamazsan en sonunda yorulur ve sıkılırsın. O zaman sevginin bir anlamı kalmaz. Sen de bunu göreceksin."

Hafif bir şekilde gülmüş ve gözlerine bakarak konuşmuştum.

"Sevgiden konuşması gereken son kişisin Mark. Sen sevgi nedir biliyor musun ki?"

"Peki sen biliyor musun?"

Ben en son sanırım sadece babam tarafından sevildiğimi hissetmiştim. Ve yine en son babam yanımdayken mutlu olduğumu hissetmiştim. Ve daha sonra sevgiden mahrum kalmıştım. Babam beni ve annemi bırakarak gitmişti. O zamandan sonra asla sevildiğimi hissetmiştim ve bu hissi unutmuştum sanırım.

Fakat Soobine karşı hissettiklerim doğruydu, bunu biliyordum. Belki unutmuştum fakat tekrar hatırlamak istiyordum.

"Ben Soobini seviyorum Mark. Beni sevmeye bilir, bana kötü davrana bilir fakat bu elimde olan bir şey değil işte. Eğer yapabilseydim onu sonsuza kadar unutmak, bu hisleri yok etmek isterdim. Fakat sen sadece bir yalanın içinde yaşıyorsun. Bana yakınlaşmaya çalışıyorsun fakat seni sevmediğimi de çok iyi biliyorsun."

"Benim neler düşündüğümü, neler hissettiğimi anlamaya çalışmak istedin mi hiç Seola? Benim gerçekten nasıl biri olduğumu biliyor musun? Hayır. Hiç kimse gerçekte göründüğü gibi değildir. Benim içimde neler hissettiğimi bilemezsin."

Dedikleriyle kaşlarım çatılırken aslında haklı olduğunu biliyordum. Kim gerçekten göründüğü gibiydi ki? Zaten en büyük acılar en neşeli gülümsemelerin ardına saklanmaz mıydı?

"Fakat benim hakkımda istediğini düşüne bilirsin. Zaten her kes bunu yapıyor; kendi akıllarında bir şeyler uyduruyor ve bunu gerçekmiş gibi gösteriyorlar. Sen de öyle yapabilirsin Seola. Fakat unutma ki sen öyle düşünüyorsun diye ben öyle biri olmam."

Söyleyecekleri bittikten sonra bana son kez bakmış ve odamdan çıkarak gitmişti. Ben hiç Markın hisslerini umursamış mıydım ki? Hayır. Aynı benim hisslerim gibi onun da hissleri önemsiz olmuştu.

Sonuçta o da aslında kötü karakter değil miydi?

Bu yüzden ona ne olduğu önemli değildi.

                             ~~~

Sabah üniversiteye geldiğimde arabamdan inmiş ve içeriye doğru yürümeye başlamıştım. İnsanların bana bakarak durmadan bir birleriyle fısıldaşmalarına kaşlarım çatılırken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Sınıfa girdiğimde her kes aynı şeyi yapmaya devam ediyordu. Areum ve Youranı görmemle yanlarına gitmiş ve oturmuştum.

"Neler oluyor? Neden her kes bana bakıp konuşuyor?"

"Haberin yok mu hiçbir şeyden?"

Youranın dediklerini anlamazken konuşmaya devam etmişti.

"Aslında bunu bize söylemeni beklerdim Seola fakat konu bu değil. Biri tüm okula babanın seni ve anneni başka bir kadın için terk edip gittiğini yaymış. Fakat sen babanın bize öldüğünü söylemiştin Seola, bunu saklamak zorunda değildin."

Evet saklamak zorundaydım çünkü bunları söylerken bile gözlerinde kınayıcı bakışı görüyordum Youra.

"Kim söylemiş böyle bir şeyi?"

Ben kim olduğunu çok iyi biliyordum  ve bu öfkemi daha da fazla artırıyordu. Ona güvenmemeliydim.

Oturduğum yerden öfkeyle kalkmış  ve sınıftan çıkacakken içeri giren kişiyle olduğum yerde durmuştum. Beni karşısında görünce kaşları çatılırken ben ise öfkeyle yüzüne bakıyordum.

Ve daha fazla kendimi tutamayarak elimi kaldırmış ve Soobine tokat atmıştım. Eli hemen yanağını bulurken bana hem bunu neden yaptığımı anlamamış hem de öfkeli bir şekilde bakıyordu.

"Benim özelimi nasıl her kese yayarsın? Bunu söylememen için istediğin şeyi yapmıştım. Nasıl böyle adi biri olabiliyorsun?"

"Ben hiç kimseye söylemedim Seola. Ben düşündüğün gibi biri değilim."

Tam ağzımı açıp konuşacakken duyduğum şeyle susmak zorunda kalmıştım.

"Ben söyledim"

★yeni bölüm geldii. Hem Seolaya hem de Marka üzülüyorum ya. Doğrusu ben bu kitaptaki her kese üzülüyorum ashdjdbdjdnsj umarım bölümü seversiniz:3★
Esi

Perfect || Choi SoobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin