Medya ile okumanız önerilir.
------------------
Ellerinin arasındaki dizginleri sıktı. Altındaki atın hızı ile tacından kurtulup uçuşan saçların deri eldivenleri ile düzeltti. Ormanın ortasındaki yolda, arkasında bir asker ordusu ve önünde abisi Kral Hwang İn-Youp ile ilerliyorlardı. Abisinin hizmetkarları bile onun önüne geçmişti. Doğurgan olduğunu öğrendiği an abisi tarafından, tıpkı küçük kardeşi Yeji gibi, barış hediyesi olarak bir başka krallığa hediye edilmişti. Yönetemediği ülkesini başka krallar ile anlaşma yaparak ayakta tutmaya çalışıyordu. Bang krallığını ile yapılan antlaşma sayesinde ülkesi refaha kavuşmuştu. Babası ve annesi, Bay ve Bayan Hwang huzurunda ettiği yemini unutmamıştı.'Ülkem için her şeyi yapacağıma Tanrı ve sizin huzurunuzda yemin ederim.'
Kardeşi Yeji, Shin krallığından Shin Ryujin ile evlenmiş ve kraliyete 3 tane prens vermişti. Şimdi ise eşinin yanında krallığın tek prensesi olarak huzur içinde yaşıyordu. Şimdi ise sıra Hyunjin'e gelmişti. Tüm krallık İn-Youp' tan nefret etmiş ve isyan çıkarmıştı. Onu tahttan indirmek ve ülkeye verdiği tüm zararı onu asarak ödetmek istiyorlardı. Sonuç olarak Prens Hyunjin tahta geçecek ve yeni bir dönem başlayacaktı. Tüm ülke onun yetenekli bir prens olduğunu biliyordu. Ülkeyi kurtaracağını düşünüyorlardı. İn-Youp ise sanki biliyormuşçasına onu zorla bir kontrole gönderdi. Doğurgan olduğu ortaya çıktığında tüm umutlar suya düştü.
Doğurgan bir prens tahta geçemezdi.
Sağında ve solunda onunla beraber at süren yardımcılarına baktı. Yardımcılıktan çok dostu olmuşlardı. Minho ve Jisung. Minho'ya yaklaştı. Minho diğer insanların varlığı ile eğildi ve selam verdi.
"Kral'ın yardımcısına söyle. Sen ve Jisung ile burada biraz uzaklaşmak istiyorum. Daha sonra Bang sarayına geleceğimizi söylersin."
"Emredersiniz Prensim."
Minho dizginleri sertçe çekti ve atını hızlandırdı. Hyunjin yavaşça atını Jisung'un yanına sürdü. Jisung eşine daha sonrada arkadaşına döndü.
"Prens Hyunjin, lütfen önden buyurun."
Hyunjin aldığı onay ile ağaçların arasında açılmış olan yola saptı ve atını hızlandırdı. Arkasından gelen iki at sesi arkadaşlarının da onunla geldiğine kanıttı. İn-Youp Minho'yu onu her şeyden ve herkesten koruması için görevlendirmişti. Jisung ise onun kahyasıydı. Ikisi bu dönemde yakınlaşmış ve evlenmişlerdi. Muhteşem bir evlilikleri vardı. Bir doğurgan erkeğin kadınla değil erkekle evlenmesi savunulurdu. Jisung doğurgan olduğunu öğrendiğinde sarayın onu yaşlı bir tüccar ile evlendireceğini öğrenmişti. Hyunjin ise buna engel olmuş ve aşka olan inancı ile onları evlendirmişti.
Hyunjin sonunda açık bir alana geldiğinde atını yavaşlattı. Beyaz at siyah yelelerini sallayarak yavaşladı ve en sonunda durdu. Hyunjin başına üzerindeki pançosunun şapkasını başına geçirdi ve nazik bir hareketle attan aşağı indi. Yavaşça kollarını önünde birleştirdi. Düşünüyordu belki de doğurgan olmasaydı şuan ülkesi için savaşıyor olacaktı. Yavaş adımlarla ilerlemeye devam ediyordu. Gördüğü manzara ile duraksadı.
Sanki maviye boyanmıştı burası. Bir yokuş vardı. Yokuşun aşağısı kendini kokusu ile belli eden mine çiçekleri ile doluydu. Bu büyük alan 'Ben mine çiçeğiyim' dercesine, insanı zehirlemek istercesine bu koku ile okşanıyordu. Kibar bir hareketle işaret parmağını burnunun altına koydu. Uzun zaman olmuştu bu güzel kokuyu hissetmeyeli. Ülkesi kuraklaşmıştı. İnsanları mutsuzlaşmış ve kimse çiçek yetiştirmez olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'avenir-Hyunchan
Fanfiction[Tamamlandı] Hyunjin, doğurgan olmasının ortaya çıkmasıyla kendi krallığına hükmetme şansını kaybetmiş bir prensti. Chris ise ona çoktan aşık olmuş ve her şeyini ona adayabilecek bir veliaht...