Dünyamı Buldum

800 100 77
                                    

Hyunjin

İçeri koşar şekilde kaçtığımda nefes nefese kalmıştım, kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Onu bulmuştum, dünyamı bulmuştum, onunla tekrar konuşmuştum!

Bunların hepsi rüya gibi geliyordu, beş yıl önce kendimi sevmemi sağlayan çocuğu bulmuştum, herkes beni çirkin bulurken hep bana güzel olduğumu söylerdi. İlk aşkımı bulmuştum.

Yaz tatilinde tanışmıştık, hayatıma girdiği ilk andan beri dünyam haline gelmişti, ona hep 'senin etrafında dönen benim güneş olan sensin' derdim o ise bana 'benim güneşim sensin ve hep etrafında olmak istiyorum' derdi.

Tatilden döndüğümüz de ona numaramı vermiştim, bir süre konuşmaya devam etsek de annem ve babam boşanınca her şey çok karışmıştı, ona yazmak istesem de annem ile yeni bir hayata başladığımız için annem yeni numara almamı istemişti, daha sonra Avustralya'da dayımın yanında yaşamaya başlayınca bir daha ona yazamamıştım.

Onu hiç aklımdan çıkaramamıştım, üniversite için kuzenim Chan ile koreye dönmüştük, onunda Seul'da yaşadığını bildiğim için buraya gelmekte ısrar etmiştim, her yerde onu aramıştım, sonunda onu bulamayacağımı anlayıp vazgeçmiştim.

Chan, Chan'in sevgilisi Minho ve Minho'nun yakın arkadaşla Changbin ile beraber yaşamaya başladığımızda bu eve taşınmıştık, kısa sürede diğer ikisi ile de çok yakın arkadaş haline gelmiştim.

Bir gün balkonda otururken görmüştüm onu, kendi kendine dans edip duruyordu. Onu gördüğüm ilk anda tanımıştım, büyümüştü, çok daha yakışıklı olmuştu ama onu tanımıştım, yüzü aynıydı, bakışları ve gülüşü ise hiç değişmemişti.

Beni hatırlamaması normaldi aslında, annemle yaşadığımdan beri soy adım Hwang olmuştu, ona kendimi tanıtırken sadece Hyun diye tanıtmıştım.

Yıllarca onu aradıktan sonra karşı binamda olması bir mucize gibi gelmişti, her sabah balkona çıkıp onu izliyordum, karşısına çıkmaya ne cesaretim vardı ne de pandemi buna izin veriyordu.

"Chan onunla konuştum!" diye bağırarak odaya daldım, Minho ile ikisi öpüşürken bastığım için gözümü kapatarak odadan çıktım. "Özür dilerim, hiçbir şey görmedim ben!"

"Changbin!" diye salona daldım, birine anlatmak gerekiyordu yoksa heyecandan bayılacaktım. "Boşver şimdi Jeongin ile konuşmayı onunla konuştum!"

Onlara her şeyi anlatmıştım, her gün Seungmin'in güzelliğinden bahsedip duruyordum. Öyle güzeldi ki, onu düşünmeden zamanım nasıl geçer bilmiyorum.

"Jeongin ben seni arayacağım sonra," dedi Changbin yüzünde şaşkın ifade ile, telefonu kapadığında heyecanla bana döndü. "Şaka yapıyorsun! Nasıl konuştunuz? Bağırma sesi falan duymadım, lan balkonuna merdiven mi inşa ettin?"

"Sen çıldırmışsın." dedim gülerek.

"Anlatacak mısın yoksa seni sandalyeye bağlayıp fenerle mı anlattırayım?"

"Sen cidden manyaksın."

"Ne oluyor burada?" dedi Minho odaya gelirken, arkasından Chan gelmişti, boyunlarındaki izler her şeyi ortaya dökmüştü.

"Seungmin ile konuştum!"

"Ciddi misin?" dedi Chan şaşkın ve neşeli bir ifade ile. "Seni tanıdı mı?"

"Hayır," dedim yüzüm düşerken. "Ama onunla konuştum, tanımasını ummuyordum zaten, hatta uzaktan izlesem bile yetecek gibiydi."

"Öyle dersin ama yetmez," dedi Minho, Chan'e bakarak. "Bir şekilde istiyorsun daha fazlasını istersin."

"Ay tamam aşk şeylerinizi sonra söylersiniz ağlayacağım şurada!"

"Düzgün anlat şunu sandalyeye bağlarım seni."

Changbin ve manyak fikirleri.

"Kağıda bir şeyler yazarak bana gösterdi, ben de ona yazarak cevap verdim, benimle konuşmak istediğini söyledi! Yanlışlıkla kendimi ifşa edince utanıp kaçtım."

"Şapşal," dedi Chan gülerek saçlarımı karıştırırken. "Seni fark etmesine sevindim yoksa gidip ben her şeyi anlatacaktım!"

"Sakın yapmayın! Of zaten rezil oldum, kesin gıcık oldu bana, olmamıştır değil mi?"

"Olduysa-"

Changbin tam cümleye başlayacakken ayağına sertçe vurdum.

"Psikopat fikirlerini ondan uzak tut."

"Aman be!" dedi tekrar koltuğa otururken. "Acıttın ha, ayağa basarak işkence atmak iyi fikirmiş."

"Biz bununla neden arkadaşız?" dedi Chan gülerek.

"Tehdit ediyor bizi." dedim dramatik ses efektlerim ile kendimi koltuğa atarken. "Öldürür bizi!"

"Ayıp ama ya!"

"Şaka yapıyorum," dedim ona sarılarak. "Seviyoruz seni."

"Sevmezseniz ölürsünüz."

"Al işte."

"Böyle konuşmak zor olacak," dedi Minho. "Gidip numarasını falan iste!"

"Yapamam!"

"Bak ben isterim?" dedi Chan.

"Seni döverim."

"Kimi dövüyorsun sen ağzına peçete sokarım." diye tehdit etti beni Minho, aramızda normal bir insan yok.

Yanımda duran yastığı yüzüme bastırıp çığlık attığımda hepsi bana döndü.

"Buldum onu! Konuştuk resmen! Seungmin gülüşün çok güzel dedi! Seungmin benimle konuştu! Seungmin seni çok seviyorum!"

"Kendi halinde bırakalım." dedi Chan kaçar şekilde uzaklaşırken.

Tekrar aklıma geldikçe sırıtıp duruyordum, bir daha seni kaybetmeyeceğim Seungmin.

______

Hyunjin ve ben Seungmine çok aşığız

Komşu•hyunmin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin