dört

1.3K 81 51
                                    

Aşırı yorgun bir şekilde yazdım bölümü, bu yüzden eksiklerim olabilir. Hepinizi seviyorum ♥️

Saat gecenin ikisine geliyordu. Aybike'yi evine bırakmıştım. Hiçbir şey konuşmamıştık. Sadece arabadan inerken gülümseyerek teşekkür etmişti. Bu bile kalbimin hızlanması için geçerli bir etkenken onun bana uzak olmasını kaldıramıyordum. 

Hırslı bir adamdım. Kendimi bildim bileli bir şeyleri elde etmeye çalışırdım. Sevilmeyince elde etmeyi öğrenmiştim. Oyuncakçıların vitrinlerinde gördüğüm en pahalı oyuncağı bir şekilde elde ederdim. Giysileri, yaşım ilerleyince bilgisayar oyunlarını, arabaları...

Aybike... Günlüğünde yazılanları Harika'dan duyduğumda onu da elde ettim sanmıştım, üstelik hiçbir zahmete girmeden. Çok değil; birkaç saniye sonra Doruk'un kuklası olduğumu düşündüğünü öğrendiğimdeyse bozulmuştum. İlk zamanlar duyguları benim için önemli değildi, tek amacım onu elde etmekti. Bunu da ona göstermekti. 

Doruk ile Asiye'nin arasını bozma amacını da bu yüzden göstermiştim. Tolga'ya yaklaşmamın amacını da... Niyetim Aybike'ye Doruk'un kuklası olmadığımı ispatlamaktı. İşler daha çok boka sarmıştı, orası ayrı... 

Düşüncelerimle boğuştuğumdan uyuyamıyordum. Yatağımın başucunda duran komodinin üstünden telefonumu aldım. Instagram'dan tonla mesaj vardı. Hepsi de Aybike ile başlayan ilişkimize şaşırıyordu. Bir kişi hariç; Talya. 
Hızla onun mesajının üstüne tıkladım. WhatsApp'tan göndermişti mesajı.

Talya: Son zamanlarda Aybike'nin peşinde dolanmandan belliydi ondan hoşlandığın. 

Yaptıklarına rağmen nasıl kabul etti onu merak ettim

Berk: Yarın okulda görüşürüz Talyacım

Şu an ona bilgi verecek durumda değildim. Aybike'yi aramak istiyordum ama uyuduğunu tahmin ettiğimden bunu yapamıyordum. Yarın okul vardı. Şiş gözlerle Aybike'nin karşısına çıkmak istemediğim için telefonumu elimden bıraktım ve uyumak için gözlerimi kapattım.

***

"Kardeşim, ben hâlâ şaşkınım," dedi Doruk her bir hareketimi dikkatle incelerken. Aybike'yi biraz daha fazla görebilmek umuduyla okula erkenden gelmiştim. Ayılmak için üç fincan kadar kahve içmiştim.

Bir gözüm okul binasının giriş kapısındayken, "Neye şaşkınsın kanka?" diyerek sordum. Doruk'un olayların üstüne bu kadar düşmesi beni rahatsız ediyordu. Sahte sevgililiğimizin ortaya çıkması bir yana dursun, ona açıklamak zorunda hissetmiyordum kendimi.

Doruk da benim gibi kötü birisiydi. Asiyeler okula ilk geldiklerinde onlara ne yapmıştı saymakla bitmezdi. Birden iyi birisi olmuş, kötü tarafta yalnızca beni bırakmıştı. Canımı sıkan durum buydu. Aniden, en yakın dostum dediğim insandan uzaklaşmıştım.

Doruk, bilmem dercesine omuz silktiğinde alayla gülümsedim. "Senin gibi birden İyilik Atakul olamadım kanka ya, kusura bakma."

Oğulcan ile birlikte suratları asık bir şekilde içeri giren Aybike'yi gördüm. Saçlarını açık bırakmıştı. Sanki gülümsemediği için tüm günüm kötü geçecekti, öyle bir his vardı içimde.

Yavaş adımlarla Aybike'ye yaklaştığımda Oğulcan'ın tehdit edercesine bakışlarıyla karşılaşmam uzun sürmemişti. Bu sırıtmama neden olsa da ve Oğulcan'ın yarattığı izlenimler nedeniyle asla sevmesem de Aybike'nin kendisini iyi hissetmesi için hareketlerimi biraz törpülemeye çalışacaktım.

"Günaydın," diyerek kocaman gülümsedim ve Aybike'ye yaklaştım. O da aynı şekilde gülümsememe karşılık verdiğinde, ondan korkmam gerektiğini daha iyi anlamıştım. Aybike mükemmel bir oyuncuydu. Az önceki asık suratlı kız gitmiş, yerine güllük gülistanlık birisi gelmişti.

Önüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Sadece Oğulcan'ın değil, tüm okulun gözlerini bizim üzerimizde hissediyordum. Şimdi zamanıydı. Nasıl hareket edersem edeyim Aybike ters tepki veremezdi çünkü o da farkındaydı. Kalbini olduğundan daha hızlı hareket ettirmek istiyordum.

"Özledim seni..." Gülümsememi büyüterek aramızdaki mesafeyi kapattım. Bana ne yapıyorsun dercesine baksa da umursamadım. Tek gözümü kırparak ellerimi ince beline yerleştirdim ve hafifçe kendime doğru çektim. "Yanımdayken bile hasret kalıyorum sana tatlım, nasıl yapacağız bu işi?"

Oğulcan kolumu sertçe tuttuğunda sırıtmıştım. "Geri dur iblis, ben varım burada!" Aybike, abisine uyarıcı bakışlar attığında olay çıkmasını istemediği belliydi. Gözlerim bize doğru gelen Ömerle buluştuğunda ters ters yüzüme baktı.

Yine de Aybike'nin üzülmesini istemiyordu. Olay çıkmasını istemediğini biliyordu.

Oğulcan'ı sakinleştirmeye çalışarak, "Hesabını keseriz vezirin, gel benimle şimdi," dedi ve yanımızdan uzaklaştırdı.

Aybike'ye baktım. Gözlerini kısmış, meydan okurcasına bana bakıyordu. Ellerim hâlâ belindeydi ve birbirimize yakındık. Onun kalbini hızlandırıyor muydum bilmiyordum ama ben kriz geçirecek gibi hissediyordum.

Avcunu yanağıma yasladığında istemsizce gözlerimi kapatmıştım. Nefesini tenimde hissettiğimde bir anlığına öpeceğini düşünsem de kulağıma fısıldadığı cümle kıkırdamama ve ellerimi belinden çekip üç adım uzaklaşmama neden olmuştu.

"Geri çekil, yoksa kızıl kafanı duvara sürte sürte kıvılcım çıkarırım sevgilim." Beni ters köşeye getirecek bir kız... Gülümsedim. Kolumu uzattım. Bana bakmaya devam ederken, "Gir bakalım koluma tatlım, kafeteryaya kahve içmeye inelim," dedim.

Gülümseyerek başını olumsuz anlamda salladı. "Kütüphaneye gideceğim, gel istersen." Aybike'nin teklifiyle sinsice sırıttım.

"Sabahları kütüphane boş olur tatlım, ne yapacağız orada?" Beraberinde göz kırpışımla kıkırdadı.

"Biraz daha saçmalamaya devam edersen ne yapacağımızı tokadımla öğreneceksin tatlım." Ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırdım. Birlikte kütüphaneye yürümeye başladık. Arada dönüp birbirimize bakıyor, gülümseyerek önümüze dönüyorduk.

Tek fark, Aybike'nin gülümsemesinin yapmacık oluşu ve beraberinde gözlerini devirişiydi.

Kütüphaneye girmek yerine kolumdan tutup boş merdivenlerin olduğu kısma çektiğinde gözlerimi şaşkınlıkla aralamıştım. "Napıyorsun kızım, üstüme falan mı atlayacaksın bu kadar mı özledin beni?"

İfadesi sinirli bir hale büründüğünde ne olduğunu merak etmeye başlamıştım. Üstüne giydiği ince ceketim cebinden telefonunu çıkardı. Bir şeylere bastıktan sona telefonu bana uzattığında adeta kükremişti.

"Bu sefer bu kadar alçalabileceğini düşünmemiştim Berk, asla bana yaklaşma yoksa seni doğduğuna pişman ederim duydun mu beni!"

Mesaja baktığımda, sahte bir hesaptan gönderilmişti.

Berk'in tek derdi seni okula rezil etmek Aybike, yaydığı fotoğraflardan daha kötü olacak bu. Dikkatli ol ve ondan uzak dur.

Düşünceleriniz neler?

istanbul'da sonbahar / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin