"mark hyung bende istiyorum uçurtma!!" haechan büyülü gözlerle uçurtma yapan hyunguna baktı.
"ilk kendime yapacağım sabret haechan." mark elindeki uçurtmanın çıtalarını takmış son rütüşlerini yaptı ardından cebindeki kalemi çıkartıp üzerine bir şeyler karaladı.
“Mark ve Haechan sonsuza dek kardeş...”
"al bakalım haechan." elindeki kırmızı uçurtmayı esmer bedene uzattı büyük olan.
"ama mark hyung bu senin uçurtman." küçük çocuk dudaklarını büzdü.
"ben senden büyüğüm benim uçurtma yaşım geçti. ama sen küçüksün bu yüzden sen uçur."
haechan kaşlarını çattı, mark ise minik çocuğun bu hareketini tatlı buldu.
"ama hyung aramızda altı üstü iki yaş var ben yedi sen dokuz yaşındasın yani sende küçüksün." bir yandan da kırmızı uçurtmasının kuyruğuyla oynuyordu.
"ama yine de senden büyüğüm değil mi haechanie" büyük olan esmer çocuğun saçlarını karıştırdığında gülümsedi.
"küçük velet hadi gel şimdi şu uçurtmayı uçurmayı deneyelim." haechan sevinçle ellerini çırparken hyungunun kolunu çekiştirdi.
"hadi o zaman sen ipi tut ben koşayım." haechan gülümseyerek ipi hyungunun eline tutuşturdu. ve kendisi koşmaya başladı. uçurtmayı bıraktığı anda uçurtma havalandığında haechan koşarak mark hyungunun yanına geldi. mark hyungu onun için farklıydı ama o bunu anlamayacak kadar küçüktü.
bir yandan uçurtma uçuruyorlar bir yandan kahkaha atıyorlardı fakat ikiside bunun onlar için son kahkaha olduğunu bilmiyorlardı.akşama doğru evlerine ilerleyen ikili mark'ın babasının elindeki bavulları gördüklerinde şaşırmışlardı. ikisi ilk bavullara sonra birbirlerine bakıyorlardı.
"baba bir yere mi gidiyorsun?" mark kaşlarını çatarak sorduğunda babası gülümsedi.
"Kanada'ya dönüyoruz oğlum. koş annene yardım et. hatta donghyuck evladım sende yardım et de çabucak halledelim."
donghyuck'un gözleri dolmuş mark hyunguna bakıyordu. mark ona dönerek buruk bir gülümseme yolladı sonra bileğinden tutarak onu taşınmak üzere olan evlerine götürdü.
"haechan bak-"
"mark hyung gerçekten gidiyor musun? ben sensiz ne yapacağım? ben ne olacağım hyung? ben seni çok özlerim ama hyung gitmesen olmax mı?" bir yandan gözlerindeki yaşlar hızlı hızlı akarken bir yandan mark'ın elini tutuyordu.
"haechan buna mecburum sende biliyorsun ama sana söz veriyorum geri döneceğim sakın buradan ayrılma tamam mı?" mark ağlamamak için kendini zor tutuyordu. haechan ile birbirlerine bağlanmış gibiydiler. her zaman beraberdiler. bebekken.. çocukken.. birbirlerinim bazen abisi/kardeşi bazende sevgilisi bazende dostu olurlardı. onların arasındaki bağ çok farklıydı.
haechan sessizce mark ve annesine yardım etti. artık veda faslına geldiğinde sıra haechan'ın aileside evlerinden çıkıp oraya geldiğinde her şey tamamdı. haechan annesine sarılıp sessizce ağlarken mark onun kolunu yavaşça dürtüp ona dönmesinş sağlamış avcuna bir kolye tutuşturmuş haechan'ın bileğindeki bilekliği alarak bileğine taktı.
"haechanie ağlama sana söz veriyorum geleceğim."
...
:") tutar mı ki?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
jekyll :: markhyuck
Ficção Adolescente"geri geleceğim haechan söz veriyorum." -minific. start: |010721| finish: |270721| #1 haemark