Unuturum gibi geldi bana.
Dağılırsın gibi geldi.
Bu kadar özlemin arasında yokluğuna, alışılırmış gibi geldi.
Gidişine bir yalan uydurulabilirmiş gibiydi.
Öyle değilmiş.
Hiç olmayacakmış öyle.~
Jeongguk bahçe de bir süre şok olmuşlukla ve mutlulukla dikili kalsa da kendine geldiği gibi Taehyung'un bahçesine atlamıştı. İlk defa...Kapıyı ne kadar tıklatırsa tıklatsın kimse açmamıştı kapıyı. İçeriden gelen tek seste hıçkırık sesleriydi.
Böyle geçen iki saatin sonunda Jeongguk onu yalnız bırakmanın iyi olduğunu düşünüp evine gitmişti. Hem kendisinin de bir şeyleri hazmetmesi gerekiyordu.
Düşünürken neler yaptığını bile hatırlamıyordu doğru dürüst.
Ama en son yatağına girmiş saatlerce bir sağa bir sola dönmüştü.
Gece üçe doğru da uyuyakalmıştı.
_
Jeongguk'dan. Rüya ve gerçeklik..
.
.
Derin nefeslerle evin diğer tarafına koştum.Şuan anladığım kadarıyla yerden metrelerce yüksek bir apartmanın son katlarının birindeydim.
Pardon birindeydik.
Her neyse.
Arkamdan atılan eşyalarla yamuk yumuk koşarak sonunda pencereye varmıştım.
Açık pencereden anlık aşağıya baktım.
Ayaklarımı terletecek, korkuyla nefesler almamı sağlayacak kadar yüksekteydik. Büyük üç çınar ağacı boyutu diyebilirdim sanırım.Kafamın yanından uçup giden bıçakla gözlerimi açmıştım kocaman. Aşağıdaki kadına saplanıp yerde ölüşünü bile izlemeden camdaki küçük boylu erkek çoçuğunu kucağıma alarak camdan zıplamıştım.
Zıplayarak metrelerce uzağımdaki binaya vardım.
O an kamera açım değişti.
Gözlerimi derin nefeslerle açtım. Rüya görüyordum. Kaç gecedir gördüğüm kabuslarımdan sorma hasret kaldığım saçma sapan rüyalarım... Ama bu rüyalarım bile korkularımı yansıtıyordu bir yere.
İç çekerek hemen karşımdaki duvarda bulunan saate baktım. Gece dört... Yine saat başı uyanmaya mı başlamıştım yani?Gözlerimi bıkkınlıkla yumdum.
İki saattir gördüğüm kişi Taehyung'du.
Ve karşısındaki de bendim. Taehyung'un kucağında bulunan çoçukta... Ov! Çoçukluğum.
Şuan ben rüyamı (ne rüya ama beynimin her geçen saliseye pompaladığı adrenalinden ölecek gibi hissediyordum ve kalp atışlarım kulağımda atıyordu adeta.) ilahi bakış açısıyla görüyordum.
Bir sürü polis sirenini duyduktan koştuk. Binanın içine girdik.
Taehyung birkaç polisin önünden korka korka geçti merdivenler de.
Ardından hızlı adımlarla yukarı çıktı. Üstünden gelen yanık kokusunu aldıklarını ve anlamaya çalıştıklarını biliyordu.
Tam restoranın mutfağına girip kavga çıkaracakken adamın burdan diye odaya asılmasıyla içeri girdi. Eh bu da işine yarıyacak(!) gibiydi.
Gözlerimi açtım. Saate baktım. Beş...
Ufladım. Yastığımı bir iki pufpuflayarak geri yattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
merdiven
FanfictionJeongguk minik çınar ağacının dibinde iki yıl boyunca bekledi. Ne en beklenen geldi ne de ondan kopup gelen bir kaç rüzgar esintisi.