cp.8

264 40 47
                                    

Gece nasıl uyuduğunu bilmiyordu seungmin. O bulutlar üstünde yaşadığı andan sonra bu sıralar çok fazla olan uyuma olayı gerçekleşmişti ve vah miniğini yine odasına taşımıştı.

Sabah erken kalkmaları gerekmişti  çünkü seungmin dershaneye gidicekti.

Uyandıklarından beri gözgöze geldiklerinde gülümseyip ters yönlere dönüyorlardı. Mutfağa ilerleyen seungmin i beline dolanan kollar bir iki dakika durdursada sonra onu kaldırıp ilerlemeye devam eden Chan le beraber ikiside kahkahalarla gülmeye başlamışlardı.

Sarılarak hazırlanan bir kahvaltıdan hazırlanan kahvaltı hızlıca edilmiş seungmin hazırlanmaya giderken Chanın yanağına küçük bir öpücük bırakmıştı. Koridorda odasına koşarken küçük hıçkırığı duyulmuştu.

Siyah dar kot ve kısa beyaz bir gömlek giyip saçlarını karıştırmıştı. Çantasını yanına alıp odadan çıktığında sanki anlaşmışlar gibi mavi kot pantolonu ve siyah dar bir gömlekle Chan ı görmesi hem onu gülümsetmiş hemde derin bir nefes almasını sağlamıştı.

Dün belini tutarak bindirdiği arabaya bu sefer el ele yürümeleri ayrı bir güzeldi seungmine.

Dershanenin önüne geldiklerinde Chan "bugün dersim erken bitiyor sende programa bak eğer olursa şehri bir gezelim" demiş seung'un yanağına küçük bir öpücük bırakmıştı.

Daha aralarındakine bir isim koymamışlardı ama buna gerekte duymuyor gibiydiler.

Seungmin arabadan inerken ona el sallamış dershaneye girip hyunjin in ona gönderdiği programdan ilk sınıfa bakmıştı. O hem bakıp hem üst kata çıkarken changbin yanından kucağındaki jeonginle inip çıkış kapısına yönelmişti.

Buda seungmin in dikkatini çekince kendine engel olamayıp onların gittiği arka bahçeye ilerlemişti. 

Changbin kucağındaki çocuk olduğu halde elindeki çantayı duvara fırlatmış sert bir şekilde kendini duvara yaslamış kucağındaki jeonginle yere oturmuştu. Seungmin dinlemek ve dinlememek arasında sürekli gidip geliyordu. Ama bazı merakı ve jeongin ile yakınlaşmak istemesi biraz ağır basıyordu.

Jeongin in ağlaması yavaşlayıp yaklaşık beş dakika sonra kafasını kaldırdığında gözlerinde seungmininkine benzeyen ama gözlerini kocaman gösteren kalın bir gözlük olduğunu görmüştü.

Changbin o sakinleştikçe konuşmaya başlamıştı.

"Jeong hyunjin i biliyorsun hep böyleydi. Nasıl konuşucağını çözemiyoruz hala. Lütfen üzülme bu şekilde."

Sadece 5 saniye almıştı jeonginin changbinin kucağından fırlayıp gözlüğünü yere fırlatması.

Seungmin bile o an atılmış buna engel olmak istemişti. Ama onu şuanlık fark eden changbin di jeongin fırlattığı gözlükten sonra öylece yere çökmüş ağlıyabiliyordu.

Bir bahçenin ortasında gözlüğünün başında ağlayan bir çocuk ve onun iki yanında sadece ona bakabilen, yardım etmek isteyen ama edemiyen biri gelecekte en iyi arkadaşı olacak iki kişi.

Jeonginden

Tamı tamına 6 yıl. 6 yıldır onlarla tanışıyordum ve 5.5 yıldır hyunjinden deli gibi hoşlanıyordum. Hatta biz ona direk aşığım diyelim. Ama ben komşunun küçük oğluydum hep. Çok küçüktüm ama gerçekten. Sonuçta onlar liseye geçtiğinde bile ben orta 2 deydim. Baya önceden farkedilen göz problemlerim sayesinde anında gözlük kullanmaya başlamıştım ve onların camlarıda gittikçe kalınlaşmıştı. Sonrasında diş telleri onlara eklenmişti ve olmuştum tam bir dalga geçme oyuncağı.

baby? | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin