*Multimedia'daki Rose.Şarkıyla birlikte okumanızı tavsiye ederim.Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin, teşekkürler..*
Kulaklarım uğulduyordu.Vücudumun her yeri tarif edemeyeceğim derecede ağrıyordu.Neredeydim?En son nerede olduğumu bile hatırlayamıyorum.Düşünmeye çalıştıkça başımdaki ağrı hızla artıyordu.Bir yanma sesi duyuyordum.Şömine gibi bir şey olmalıydı.Gözlerimi açmaya zorladım.Birkaç kez kırpıştırdıktan sonra daha net görebiliyordum.Nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu.Yattığım yer çok rahattı.Orman evi gibi bir yerde olmalıydım çünkü ev ahşaptan yapılmaydı ve köşede bir şömine yanmaktaydı.
Vücudumu kalkması için zorladığımda belime feci bir ağrı girdi.Acıdan dolayı inlemiştim.Tamam, şimdi hafızam yerine oturmaya başlamıştı.Dün gece o çocuktan kaçarken düşmüş olmalıydım.Deli gibi koşmuştum.Tek hatırladığım deli gibi koşmuş olmamdı.Sonrası yoktu.
Yavaşça arkama döndüğümde pencerenin dibinde yatmış olduğumu gördüm.Tahmin ettiğim gibi bir orman evindeydim.
Yalnız mıydım?Şöminedeki odunların yanma çıtırtısından başka bir ses yoktu.Başka bir ihtimal daha vardı.Hayır.Bu ihtimali düşünmek bile istemiyordum.Norman beni tekrar bulmuş olamazdı değil mi?Evet olabilirdi.Kahretsin.Evet beni Norman kaçırmıştı.Bundan emindim.Şimdi ne yapacaktım? Maggie’ye ne olmuştu? Bu lanet olası çocuk benden ne istiyordu? Bana o şırıngayla ne yapmayı düşünüyordu.Dün gece kaçmıştım ama kesinlikle ben uyurken yapması gerekeni yapmıştı.
Korkuyla vücudumda bir iğne izi aramaya başladım.Ellerimle her yerimi yokladım.Ama belli bir yerde acı hissetmedim ve görünürde bir iğne izi de yoktu.Tek bir yerime odaklı bir acı hissedemiyordum çünkü her yerim ağrıyordu.Ağlamak istiyordum.Kaçırılmıştım, resmen kaçırılmıştım ve ne yapacağımı bilmiyordum.
Dikkatimi çeken şey ellerimin ve ayaklarımın bağlı olmamasıydı.Beni kaçırdıysa neden bağlamamıştı?
Yattığım yerden ayaklarımı sallandırdım ve ayağa kalkabilecek gücü bulmam için kendime biraz zaman verdim.Yavaşça ayağa kalktım ve tam karşımdaki kapıya doğru ilerledim.Evet, korkuyordum.Ama buradan kaçmam gerekiyordu.Sessizce çıkmayı başarabilirsem dün geceki gibi durmadan koşardım ve belki bir otobana çıkardım.Ne? Filmlerde hep öyle olmaz mıydı.
Her adım atışımda tahtalar gıcırdıyordu.Mümkün olduğunca sessiz olmaya çalışıyordum ama tahtalardan dolayı bu pek mümkün değildi.
Kapının dibine kadar gelmiştim.Açtığımda nereye doğru koşacağımı düşünmeye çalışıyordum ama nasıl bir yerde olduğumu bilmediğim için bir şey planlayamıyordum.Ellerim panikten ve korkudan terlemişti.Yine dün geceki gibi titremeye başlamıştım.Kapıya yaslanıp gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldım.Kaçmak istiyorsam sakin olmalıydım ve pratik düşünmeliydim.Yapabilirdim.
Kapının kulpunu yavaşça aşağı çektim ve kapıyı araladım.Ben evin bir odasında olduğumu düşünüyordum ama bu kapı direkt dışarıya açılıyordu.Bu daha iyiydi.Bunun verdiği rahatlamayla derin bir nefes verdim ve sağ tarafa doğru yönelmiştim ki kafamı sert bir şeye çarptım.
Kafamı yavaşça kaldırdığımda ise bana soğukça bakan iki kara gözle karşılaştım.Öylece durup gözlerime bakıyordu ve bende aynı şekilde ona bakıyordum.Aramızda çok az bir mesafe vardı, ve hala birbirimize bakmayı sürdürüyorduk.Beynim durmuştu.Hiçbir şey hissedemiyordum.Ne korku, ne heyecan, ne üzüntü ne de başka bir şey.Sadece durup öylece gözlerinin içine bakıyordum.
Olduğum yerde kulakları sağır edecek bir çığlık koparttım.Bana aynı şekilde bakmayı sürdürüyordu.Rahatlayınca sustum ve yüzüne bakmaya devam ettim.Soluklanıyordum.Sinirlerim bozulmuştu ve ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roseanne
Teen FictionRoseanne.Güçlü gözüken ama küçük bir darbede paramparça olabilen bir kız.Çok kısa sürede hayatı değişecek.Kahramanıyla uzun bir yolculuk onu bekliyor.Hayatı bir anda değişecek.Bu, mutlu bir aşk hikayesi değil...Bu aydınlıktan karanlığa çekilen bir k...