Bölüm 1

43 1 0
                                    

*Merhaba, burada paylaştığım ilk hikayem ve görüşleriniz benim için çok önemli.Yorumlarınıza ve desteğinize ihtiyacım var.Multimedia'ya bakın lütfen!Şarkıyla birlikte okursanız daha güzel olur.Sevgiler.*

Çok kötü hissediyordum.Tam anlamıyla bok gibi hissediyordum.Şuan gördüğüm şeyin gerçek olup olmadığını anlamak için gözlerimi kapayıp tekrar açtım, hala görüyordum.Kolumu çimdikledim, hala görüyordum.Lanet olsun ki görüyordum işte.Öpüşüyorlardı.Tanrım!Sevgilimle en nefret ettiğim kız şuan tam karşımdaki ağacın gölgesinde öpüşüyorlardı.Sanırım şok geçiriyordum.Buradan hemen uzaklaşmalıydım.Evet uzaklaşmalıydım.Kahretsin canım yanıyordu.Kötü hissediyordum.Gözlerim dolmaya başladı.Hayır, hayır ağlamak istemiyordum.

Koşar adım oradan uzaklaştım.Okuldan içeri girip hemen ilk kattaki lavaboya attım kendimi.Kapıyı kilitledim ve aynanın karşısına geçtim.Kendimi sıkmaktan yüzüm kıpkırmızı olmuştu.Gözlerimi kapatsam biriken yaşlar ardı arkası kesilmeden akmaya başlayacaktı,biliyordum.Ellerimi lavaboya dayamış, gözlerimi tavana dikmiş boş boş bakıyordum.

Sonra yanağımdan aşağı iri bir gözyaşının düştüğünü hissettim. Hıçkırarak ağlamaya başladım.Kahretsin!Neden hep böyle oluyordu?Neden her seferinde üzülen taraf ben oluyordum?

Ağla…ağla…biraz daha ağla…

Tamam.Şimdi daha iyisin.

Sinirle kapılardan birine tekme attım, lavabonun mermerine yumruğumu geçirdim.Fiziksel olarak bir acı hissetmiyordum.Orayı çoktan aşmıştım.Ne zaman insanlar canımı yakmaktan vazgeçeceklerdi?Lanet olsun!Ben ona güvenmiştim.Birinin beni sevebileceğine inanmıştım.En azından birinin.Ama sonu yine aynıydı işte.Kaybediyordum.Her seferinde, her şeyde kaybediyordum.Yorgundum.Sanırım yorgun olduğum hayatın ta kendisiydi.

Çeşmeyi açıp yüzüme birkaç kez su çarptım.Şuan pek bir şey hissetmiyordum.Kapının kilidini açıp dışarı çıktım ve sınıfa doğru ilerledim.

Herkes dersteydi, lavaboya gitmek için izin almıştım.Aslında Madison’ı takip etmek için dersten çıkmıştım ve iyi ki de çıkmışım.Gerçekleri kendi gözlerimle görmek daha inandırıcı ve daha can yakıcıydı.Bir kaç gündür şüpheleniyordum  ama Taylor’ın bunu yapacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti.Beni aldatmıştı.Benimle alay eden, her fırsatta beni dalga konusu yapan kızla beni aldatmıştı.Ve bende aptal gibi beni gerçekten sevdiğine, aradığım ruh eşimin o olduğuna inanmıştım.Çünkü aptaldım.Çünkü ben de herkes gibi sevilebileceğime inanmıştım.Çünkü her kız gibi benim de sevgilim olabilir diye düşünmüştüm.Ama değilmiş.Hiçbir şey sandığım gibi değilmiş.

Sınıfın önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklatıp içeri girdim.Kimseye bakmadan yerime geçtim ve kulaklığımı takıp kafamı sıraya koydum.Rahatlamaya ihtiyacım vardı.

Yaél Naim-Toxic

Zil çalmıştı, sonunda. Sıramın üstündeki kitaplarımı toplayıp çantamın içine tıkıştırdım.Kafamın içinde resmen boks maçı vardı.Midem de bulanıyordu.Sanırım hastalanıyordum.Bir an önce eve gidip kendimi yatağa atmak istiyordum.Okuldan kimseye bakmadan çıkmıştım ki arkamdan biri sertçe kolumdan tutup beni kendine çevirdi.Lanet olsun, korkmuştum.Tabi ya, Taylor.Hiçbir şey demeden suratına bakmaya başladım.

“Bebeğim kaç kez seslendim niye durmadın?”

İlk önce kulaklığıma daha sonra tekrar suratına baktım.

“Görmemişim, niye beni beklemedin? Her neyse akşama seni evden alırım, doğum günü partisine gideceğiz.”

“Gideceğiz? Ben gitmek istediğimi söylediğimi hatırlamıyorum.Kendi kendine nasıl bu kanıya varabildin merak ediyorum doğrusu.”

“Bilmem, gitmek isteyeceğini düşünmüştüm.Niye böyle davranıyorsun?”

İnanamıyordum.Nasıl hiçbir şey yapmamış gibi davranabiliyordu?Hiç mi şüphelenmiyordu öğrenmiş olabileceğimden?Nasıl bu kadar rahat ve umursamaz olabilirdi?Yüzüne biraz daha baktıktan sonra gözlerimi devirdim ve yürümeye başladım, bir yandan da konuştum;

“Seninle olmayan ilişkimiz bitti Taylor,o sürtükle sana mutluluklar!”

Arkama bakmadan yürümeye devam ettim.Yine gözlerim dolmuştu.Hayır, hayır ağlamayacaktım.Artık değil.Beni üzen insanlar için artık ağlamayacaktım.Telefonumdan kendi hazırlamış olduğum playlistlerden birini açtım.

Rock şarkılar beni kendime getiriyordu. Biraz da olsa kendime gelebilmiştim.Normalde eve otobüsle gidiyordum ama kendime gelebilmek için yürümeyi tercih etmiştim.

Eve girdiğim gibi odama çıktım.Hayır, lüks bir villada falan oturmuyorduk tabi ki.İkinci katında sadece 2 tane daha odası bulunan küçük, ahşap, müstakil bir evde oturuyorduk.Ama asla daha fazlasını veya süslüsünü isteyen biri değildim.Bu yetiyordu.

Şükrettiğim başka bir şey ise odamda lavabo bulunuyor olmasıydı.Buna ciddi anlamda şükrediyordum.Çünkü ortak kullanım alanlarını pek sevmiyordum.

Odama girdikten sonra çantamı yere fırlattım ve lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım.Yine midem bulanmaya başlamıştı.Ne oluyordu böyle? Bir şeyler atıştırmıştım okuldayken, hasta da değildim.Lavabodan çıktıktan sonra aşağıya annemin yanına indim.Her zamanki gibi (!) mutfaktaydı.

“Günün nasıl geçti tatlım?”

“Anne, şu soruyu sormaktan ne zaman vazgeçeceksin acaba?Ama bugün sana verebilecek farklı bir cevabım var.Taylor’ın beni aldattığını öğrendim ve ilişkimizi bitirdim.Zaten hiç başlamaması gereken hatalı bir ilişkiydi.”

Annem duyar duymaz elindekileri bıraktı ve “Ne?!” diye bir çığlık koparttı.Daha sonra yanıma geldi ve sarıldı.

“Ah,canım benim, üzülme sen zaten daha iyilerine layıksın, o senin değerini bilemediğine yansın, sersem çocuk, zaten hiç gözüm tutmamıştı onu, serserinin tekiydi, ben yanındayım an..”

“Anne. Lütfen susar mısın artık? Üzülmüyorum zaten.Bir şeyler atıştırıp uzanacağım, lütfen.”

Annem biraz beni süzdükten sonra yeni yapmış olduğu patates püresinden ve her zaman favori yemeğim olan (!) makarnadan tabaklara bölüştürdü ve önüme koydu.

Yemeğimi bitirdikten sonra ellerimi yıkayıp odama çıktım. Bugünkü baş ağrım da neyin nesiydi böyle? Kaç saattir geçmek bilmemişti.Üstüme salaş bir basic tişört, altıma da gri bol bir şort geçirdikten sonra laptopumu aldım ve gitarımla çalabileceğim birkaç yeni akor çıkarttım.

Şarkı söylemeyi çok seviyordum.Beni fazlasıyla rahatlatıyordu.Ne zaman her şeyden uzaklaşmak istesem, ne zaman kendimi kötü hissetsem şarkı söylerdim.

Çıkarttığım akorları alıp dosyamın içine koydum.Her yerim ağrıyordu.Yorganımı açıp yumuşak yatağımın içine bıraktım yorgun bedenimi.Biraz kestirsem iyi olacaktı.

RoseanneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin