13

535 88 44
                                    

1900

Çalışma odam olarak andığım, duvarlarını özel olarak yaptırdığım ceviz ağacından zarif bir kitaplık kaplayan ve bir tarafı tamamen cam olduğu için güzel ışık alan odada benimle özel bir mesele konuşmak istediği haberini göndererek ziyaretime gelmiş olan bedenin karşısında oturuyorum. 

Cam kenarındaki oturma takımında bir bacağımı diğerinin üzerine atmış otururken yalandan elimi mesken edinmiş zarif çay fincanının kenarında işaret parmağımı gezdiriyorum. Bir yudum dahi almadığım ve soğumaya çoktan yüz tutmuş bitki çayına karşımdaki bedenin bakışları takılıyor kısa bir süreliğine ardından sezgileri kuvvetli olan nadir insanlarda görebileceğim lanetimi sezen bir bakışla gözlerime bakıyor fakat bu konuyu umursamadığı ortada. 

Kendisi çayından büyük bir yudum alıp fincanı aramızdaki sehpaya bırakırken onu tereddütte bırakan konu için konuşmaya gireceğini anlıyorum. 

''Kont'um... Aynı sınıfa dahil insanlar da olsa rütbe olarak bizim ailemizden daha soylu olduğunuzun bilincindeyim ancak sadece oğlunu düşünen bir baba olarak ve endişelerimle geldim buraya.''

''Elbette, lütfen çekinmeyin. Anladığım kadarıyla Küçük Hwang ile ilgili bir konu.''

Karşımdaki bedeni rahatlatmak için yumuşak bir ses tonuyla kurduğum cümlede oğluna hitap ediş şeklim küçük bir tebessüme sebep oluyor. Karşımdaki adama bakarken oğluna kendinden izler verdiğini görmek zor değil ancak babasından simasına erkeksi dokunuşlar almışken güzelliğini annesinden aldığını söylemek zor değil.

''Evet onunla ilgili, Hyunjin'imle ilgili...Açıkçası ikiniz hakkında dedikodular dolaşıyor, yanlış anlamayın aranızdaki ilişkiye karşı çıkma niyetiyle gelmedim,''

Cümlelerini toparlamak için kısa bir süre duraksadığında kısaca diliyle dudağını ıslatıp devam ediyor ciddi ifadesiyle sözlerine.

''Göz önünde birisi olduğunuz için yakınlığınız dikkat çekiyor ve sizin yüzünüze karşı göstermeseler de sizden haz etmeyen, kıskançlık duyan veya açığınızı arayan...''

'Açığınızı arayan.' derken bakışları içemediğim ve sadece göstermelik olarak önümde kalan bitki çayı dolu fincana iniyor, ne kast etmek istediğini anlamak zor değil.

''İnsanların oğluma yönelmesini veya size zarar vermek için oğlumu incitmesini istemiyorum.''

Net bir şekilde bitirdiği sözlerle cevap veremeden kısa bir anlığına düşünmek için bakışlarıma buradaki tek pürüz oymuş gibi duran fincanıma çevirdiğimde karşımdaki bedenin sesini tekrar duyuyorum, konuşmasıyla sandığımdan daha fazlasını sezmiş olduğunu bana kanıtlıyor.

''Ne yazık ki onun sonu sizin yüzünüzden olacak gibi hissediyorum, onu önemsiyorsanız dikkatli davranın. Sahip olduğunuz lanet size sadece ölümü kaybettirmeyecek, sevdiklerinizi kaybettirecek.''

~

2021

''Kont'um.''

Aynı oturma takımında oturuyorken karşımdaki dalıp gittiğim boş koltuktan ve buraya ne zaman otursam zihnime bir mıh gibi saplanmış, saplandığı yeri kanatmış sözlerin içinden beni tatlı bir ses çekip çıkartıyor.

Onun bana bu şekilde seslenmesine şaşırırken gözlerimi daldığı yerden çekerek durduğu kapı eşiğine çevirip onun çekingen bakan gözleriyle buluşturuyorum, böylece kapı aralığından uzattığı bedenini tamamen içeri sokup kapadığı kapıya sırtını yaslıyor.

''Birlikte yürüyüşe çıkabilir miyiz? Koca şatoda fazlasıyla sıkıldım ve genelde hep tek başınıza kalıyorsunuz, sizinle vakit geçirmeyi umuyordum ya da benden uzaklaşmamanızı.''

En son, bir gece yarısı ona Hyunjin ile ilgili her şeyi anlatışımdan sonra yanağıma belli belirsiz bastırdığı ateş kadar sıcak dudaklarıyla verdiği küçük öpücüğün ardından ondan veya yüz yıllar sonra kalbime hissettirdiklerinden sonra ondan kaçıyor olmama bir gönderme yapıyor. 

Bir yandan da hak veriyorum, güvende olması bahanesiyle apar topar getirdiğim ve yanımda tuttuğum bu bedeni ruhunu kaybetmiş bu şatoda yalnızlığa terk etmem oldukça acımasızca. Bu sebeple ricasını kırmak aklımın ucundan geçmiyor ve o gecenin ardından paniğim biraz olsun dinmişken ''Elbette.'' diye mırıldanıp ayaklanıyorum. 

Üzerimde daima mükemmel duran takımlarımın aksine bu sefer sadece düzgünce bacaklarımı saran siyah kumaş pantolonum ve tamamını ilikleme gereği duymadığım için yakası açık kalmış beyaz, hafif bol kolları ve elime kadar düşen fırfır biçiminde kol ağzı olan gömleklerimden biri var. 

Ayaklandığımda ve çalışma masamın sandalyesinde asılı duran ceketime uzanırken bir yandan gömleğimin düğmelerini iliklemekte olan elimi hızlı adımlarla uyanıma adımlamasının ardından bileğimi tutarak engelliyor.

''Böyle güzel gözüküyorsunuz Kont'um.''









Stay gününüz kutlu olsun<3

İki bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu minnoş kişiyi eklemesem olmazdı🥰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu minnoş kişiyi eklemesem olmazdı🥰

Nyctophilia | JeonghoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin