Sadece adımlarımın sesinin duyulduğu bu dar sıvaları dökülmüş koridorda bulunmamın sebebi son amacım sanki...
Başarabilirim ben şansızlıklarla kumar oynarken bi davayı nasıl çözemem? Histerik bi sırıtış aldı yüzümü adımlarım kesildiginde uzun paslanmış bi demir kapıyla karşılaştım içeride kırklı yaşlarında çoğu beyaz saçlı tombul bi adam oturmam için işaret verdi . önümü duvar sanmışken zayıf bi ışıkla onu gördüm ATEŞ SERİN dagılmış saçları gizemli buz rengi gözleri ilk dikkatimi çekmişti derin bir nefes aldım önümde duran dosya yığınından bi tanesini çektim , bi tane daha ve bi kactane daha hiçbir suçun birbiriyle bi alakası yoktu ve karşımda duran bu genç adam gerçekten cehennem ateşine bürünmüştü . bunları nasıl yapabildiğine hayret etmemek elde degildi.
Onu izlerken ağzını kıpırdattı ne dedigini anlamadım çok kısaydı
Beni görüyormu dedim yanımda duran adını bilmediğim adama tam gözümün içine bakarken yavaşca diyivermiştim en derinimi çözebileceği hissine kapılmışken hayır diye cevap geldi içim rahatlamıştı bi nebze ama biyerlerde endişelerim artmıştı bu dosyalar arasındaki bağlantıyı çözmek, bu suçların nasıl kimler tarafından örtbas edildiğini bulmak bunlar zanettiğim kadar kolay olmayacağını anlamıştım Neden bi işimde hemen hallolmazki . ayaklandım dosyaları yanıma alsam iyi olacaktı ne de olsa bi işe yarayacakları kesindi karakoldan ayrılırken bana yardım edeceklerini söylemişler evet hiç degilse eli boş dönmüyordum harikaa. Düşünmem lazımdı sessiz bi yer bulmalıydım dosyaları çantama büyük özenle tıkarken gelen otobuse atladım . önceliklerimi belirlemem gerekiyordu. Nereden başlayacağımı bilmeliyim hata kabul edemeyecek kadar hassas bi konu karşımdaki kendini saklamayı iyi bilen deneyimli biriydi kaçıncı olduğumu saymıyorum bu davanın peşinde koşturan daha öncekiler gibi husran yaşamak istemiyorum. Onlar bisey kaybetmediler ama bu benim , bizim için önemliydi artık lüks restoranlarda çalışıp insanlara yapmacık gülümsemelerle yaklaşmak istemiyorum bulaşık yıkarken azarlanmak , beni hep babam azarlasın isterdim onun azından duymak istedim hep ama o bizi feci bi kazanın ardından bırakmak zorunda kaldı eski bir evle.onu hatırlayınca duygusallığıma lanet okuyorum şimdi olmaz bu iş bitmeden başka düşüncelere yer yok. Düşüncelerin arasından evin oraya gelmiştim bile yavaşca otobüsten inip eve dogru yürürken bi meltem savurdu saçlarımı kendimi bıraksam sanki beni bütün olaylardan arındıracaktı .
Koskoca çantamda kaybolan anahtarımı nihayet bulmuşken kendimi rutubet kokan evime attım . nedense bunu seviyordum bize ait tek şeydi ne de olsa düşüncelerimden arınırken şarkı söyleyip dans eden biriyle çarpıştım . sarı kıvırcık saçlarını topuz yapmış dar siyah taytı ve okul sweetiyle gülümsüyordu . sesin çıkar ablacım şu kıyafetlerini anladık kolejlisin diye yanıtladım tebessümle durdum bu olabilirmiydi az önce arkasını dönmeden önce bir yazı görmüştüm tabi ya bunu nasıl gözden kaçırırım ben SERİN KOLEJLERİ Buzdan ateşe daha çok yaklaşıyorum sanırım.
Sesinin söylediğine göre bir erkek kardeşi daha varmış oda bu kolej öğrencilerinden bi tanesi işe önce kardeşinden başlarsam dikkatini farklı bi şekilde çekebilirdim
Şimdi sıcak bir kahveyle dosyaları inceleme vaktiydi.
DOSYA 12: fabrika mal sayımında açıklık ilk olarak bekçi adamdsn şüpelenilmiş sonra ateşten peki ateş ne alaka
DOSYA 89: trafik kazası büyük bi holding sahibinin kaza süsü verilip vurulması önce yine yaşlı şöför göz altına alınmış haklı olaraktan ama yine Ateş beyimiz nasıl olduysa kendine alabilmiş suçu bu adam cins falanmı suçlanmaktan bu kadarmı hoşlanıyordu . yoksa neden her defasında başkasının yerinde beliriyor bu adam herbiri farklı bi kişilikti ve eminim bunların hiç birini tanımıyordu .Elim hepsinden farlı mavi renkte olan ince bi dosyaya gitti UMUT SERİN sanırım bu kolejli kardeşiydi.
Sınırdaki yasak araba yarışlarından yakalanmış hatta bikaç hafta nezarethanede yatmış peki bu sırada ateş nerdeydi sorusuna cevap bulamamıştım . kardeşini rutubet kokan daracık yerde neden bıraktı eğer kahraman gibi tüm dosyalara atlıyorsan kardeşini neden bıraktın bu kadar garip bi kişilik görmemiştim.
İlk iş olarak Serin kolejine gitmem gerekiyordu. Müdürden okul arşivinden bişeler bulabilirdim biraz şansım varsa umutla bile tanışabilirdim . ordan birkaç bişe bulabileceğim inancındaydım
Onu yakından tanımalıyım dosyalarla olabilecek birşey degil. Onun gibi düşünmeliydim bunları yapmasının derin bir nedeni olmalıydı. Bu gizemi çözmeliydim. O bir kurtarıcımı yoksa üstü örtbas edilen azılı bir suçlumuydu?
Buz mavisi gözlerindeki ateşin nedenini bulmam gerekti bütün bunlara rağmen içimde onun iyi biri olduğuna dair bir his vardı.
..........
Sabah erkenden uyanıp sesinle birlikte evden çıkmadan ayak üstü birseyler atıştırmıştık hiç bir zaman sofra hazırlamazdık ihtiyaç duymamıştık şimdiye kadar.
Evden çıkmadan ihtiyacım olabilecek şeyler aradım sanırım küçük lacivert ajandamla bi fotograf makinesi işimi göreceğine kadar verip bu ikiliyle beraber dosyalarımı alıp evden çıkabilmiştik.
Düşüncelerimden arınırken kendimi okulun -2 katında bulmuştum burası yukarıya oranla gayet sesizdi uyuşturucu sağır edici bi sessizlik vardı
Sanırım havalandırmalar açık kalmıştı bunu saçlarımın uçuşmasından anlayabilirdim. İçimde garip bi korku vardı yakalanırsam olacakları tarif etmek bile istemiyordum derin bi nefes alıp titreyen bacaklarıma bakmadan ilerlemeye devam ediyordumki tek seferlik bi nefes sesiyle irkilmiştim etrafıma bakındıgımda kimseyi görememiştim buda beynimin oyunu düşünerek devam ettim . tek tek odalar görmeye başladım. Resim odası derslik labaratuarları temizlik malzeme deposu ama yoktu umudumu yitirmiştim iki adım ötede dar karanlık koridorun sonundaydım. Şansım yine beni teyet geçmişti. Ufak bir korku bombası patlamıştı içimde bi anlıktı sensörlü lambanın yanmasıyla birlikte karşımda duvarla bütünleşmiş diyerlerine oranla daha küçük yazılmış arşiv odası karşımda duruyordu suan tek istedigim bu kapının açık olmasıydı . kalbibin sesini bastırıp elimi yavaşça kapının kulbuna elimi yerleştirmiş yavaşça gıcırdayan kapıyı açmak için hamle yaptığımda arkamda delice nefes alış verişlerini ensemde hissederken vucudum kaskatı kesilmişti.
Bir el kolumu sıkıca tutup beni kendisine tek harekette kendine çekmişti birbirimize çok yakındık ama başımı kaldırmaya cesaretim yoktu vücudumun ne zamandan beri titrediğinin farkında bile değildim gözlerimi sıkmaktan acıdıgını hissederken kolumdaki baskı artmıştı bile sanırım yüzüne bakmamı istiyordu derin bir nefes alıp yavas hareketlerle boynumu diklestirdim gözlerimi açarken yutkundum bir çift buzdan gözle karşımda duruyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI ATEŞİ
Teen FictionBilinmezliğin içine ne kadar gidebilirsin? Ya Ateşte kanatların yanarsa? Kanatsız Melek olur mu? Maviliğin içindeki Ateşe koşmaya hazırmısın?