Multimedia Ateş...
Kulaklarım delice uğulduyordu. Sıradan sade hayatıma neler olmuştu. Onu ilk görmeye gittiğimde ben olduğumu biliyordu. Oyunu oynayacaktım kitabı deli gibi merak ediyordum. Benim hakkımda neler biliyordu ? Bunlara nasıl sahipti?
Bir süre bütün bunlardan uzak durmalıydım. İş yerimi fazla ihmal etmiştim. Çok lüksde yaşamasakta bizimde harcamalarımız vardı. Sesin bahar partisinde yardım konserine çıkacaktı okulun belli başlı yardım ettiği kurumlar vardı. Bunlar için düzenlenen bir organizasyondu. Ona yeni birşeyler almalıydım. Adımlarımı rahatlaştırmaya özen gösteriyordum. Çalıştığım yere gitmek için sabahın ilk ışıklarında yola çıktım. Bu saatte pek fazla insan olmazdı. Bu sokaklarda geceden kalmalar, köpeklerini gezintiye çıkaranlardan başka . adımlarım restoranın önüne varınca durdum. İçeride yoğun bi koşuşturmaca vardı. Buda demek oluyorki akşama patronun arkadaş gruplarından biri gelecekti. Bu gerçekten önemliydi. Her biri yaranma peşindelerdi. Önüme bakarak dolabımı bulup hazırlanmam gerekti. Böyle bir yerde kılığa özen göstermemiz şarttı. Çok klasik olmasına karşın beyaz gömlek siyah diz üstü eteğim ince bi kıravatım vardı . saçımı sıkı bir topuz yapmanın ardından hazırdım artık .
Bu saatelerde kimseler olmazdı nerdeyse akşam için hazırlıklar başlamıştı şimdiden. Siyah beyaz ve gümüş tonlarının baskın olduğu bu yerde krıstal tavan süsleri siyah beyaz devasa mumlar ve gümüş detaylı çerçeveler ilk göze çarpandı.
Restorandaki işlerimi hallettiğimde öğle vakti olmuştu. Tek tük çiftler gelmeye başlamıştı. Biraz ortadan kaybolsam işler aksamayacaktı. Dolabıma yönelip iş kıyafetlerimi değiştirip özenle yerine astım. Bir saatliğine okula gidip gelmeliydim. Çantamı koluma astım acı çeken saç diplerimi rahatlatmak için saçlarımı açık bıraktım. Restorandan çıkmadan birkaç kişiye haber vermiştim.
Dışarısı baharın geldiğini haber veriyordu. Ağaçlar çiçeklerini açmış. Etraf mis gibi kokuyordu. Okulum yakın olduğu için yürüyordum. Çevremdeki olayları izlemeyi seviyorum . az ilerdeki parkta sallanan çocuklar bisiklete binenler,yürüyüşe çıkan insanlar vardı.Her biri çok mutlu gözüküyordu. Belki neler yaşamışlardı ama hâla o sıcak gülümseyişlerinden hiç bir şey kaybetmemişlerdi . Etrafımı incelerken birden içimde bir kuşgu belirmişti. Nedenini dar bir sokağa girince anlamıştım takip ediliyordum. İçimde kurguladığım bir şey degildi bu kesinlikle takip ediliyordum . arkama bakmadan adımlarımı hızlandırdım bu dar sokak fakülteye en kestirme yoldu . arkadan adım seslerini hâla duyabiliyordum . yolun sonundaki kalabalığın arasından geçerken rahatlamıştım . yıllarımı verdiğim burası hukuk fakültesi tam önündeyim işte ilk günki gibi sanki buraya geldiğim ilk günü hatırlıyorumda ne kadarda mutluyduk üç kişilik kimseye zararı dokunmayan küçük bir ailemiz vardı. İşlem sırasını beklerken babamın kep törenimi anlatışını zevkle dinlemiştim . Gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim. Belki burada olamayacaktı ama o törende bulunacaktım. İçeri girdiğimde dar kalabalık koridorlarda profösörü bulmam zannettiğim kadar zor değildi sanırım şansım önemsiz yerlerde benimleydi . koridorun ortasında birine hararetli bir şekilde birşeyler anlatıyordu. Beyaz önlüğü elinde duran kalın kitabıyla bana döndü . hızla yanıma yaklaşırken odasına doğru yürüyorduk . yüzünde birşeylerden hoşnutsuz olduğunu anlatıyordu. Elime bir dosya uzattı. Ateş yine bir şeyler çeviriyor onu çözebilmen için büyük şans dedi. Odanın kapısına yönelirken gözlerimin içine baktı. Takip ediliyorsun kalabalıktan ayrılma diye ufak bir uyarıda bulundu . Takip edilmek . Bu bana uzaktı kim neden beni takip etsinki önemli insanlar takip edilirdi bana göre bense... Dosyayı incelemek üzere kütüphaneye gitmiştim .Detaylar önemliydi dosyaya göz gezdirmeye başladığımda sınırdaki kaçakçılıktan başka bir şey degildi . Bu tip dosyalara çok bakmıştım. Bir tırın içinde cephanelik malzemeleri kara para uyuşturucunun bilmem kaç çeşidi. Yine öyle bir dosyaydı. Tır şöförünü göz altına almışlardı. İfadesinde hatay çıkışında bir fabrikanın gece bekçisi olduğunu iyi para teklif ettikleri yazıyordu. Yoksul insan kötü düşünmezdiki kim bilir o paraya çocuklarına neler alacağı hayalleri vardı. Adamı zaten salmışlardı çünkü suçu üslenen bir Ateş vardı. Gizli kahraman falanmı olmaya çalışıyordu. Anlamadığım bunları yapana kadar vakıflara yardım yapabilirdi değilmi? Bu dosyadanda birsey çıkaramadım şimdilik incelemeye devam ederken kapı sesi duymuştum . kütüphanedeyim diye hiç ilgilenmedim. Tam dosyaları toparlayacakken önüme bir siyah zarf bırakıldı. Arkamı döndüğümde bırakan kişiyi aradım. Hızla ayağa kalktım onu görebiliyordum. Koştum yetişebilmek için hızlıydı kitap raflarının arasından geçti ve gitti bulamıyordum etrafımı taradım bir süre ama yoktu . çantamla dosyaları bıraktığım yer dogru ilerliyordum . insanlar garip bir şekilde bana bakıyordu aldırmadan sandalyeme oturdum. Zarfı elime aldığımda kalbimin atışlarını hissedebiliyordum . içinden bembeyaz bir kağıda siyah kalemle özenle yazılmış güzel bir yazı vardı
'' ANAHTARA GİDEN YOL ; BAHARA HOŞGELDİN MELEK ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI ATEŞİ
Teen FictionBilinmezliğin içine ne kadar gidebilirsin? Ya Ateşte kanatların yanarsa? Kanatsız Melek olur mu? Maviliğin içindeki Ateşe koşmaya hazırmısın?