Her zaman olduğu gibi geceden yediğimiz dayağın kanını sabahın ilk saatlerinde yıkamakla meşguldük.Kan kuruduğu için çıkması zor olduğu yetmemiş gibi bir de can acıtıcıydı.
''Sırtımdaki morluklar geçmezse daha çok morluk bırakacaklar.'' dedi Ji-Young.
Daha 19 yaşında üniversite öğrencisi. Bu iğrenç hayata sürüklenen onlarca kızdan biriydi.Saf bir güzelliği,masumluğu vardı.Ailesini çok küçükken kaybetmiş,yurtta büyümüştü.Yurttan çıktıktan sonra hemen çalışmaya başlamış ama yolunu kaybetmişti...Ve bu bataklığa itilmişti.
''Üzülme Ji-Young.Geçecektir,kremlerini getir duştan sonra süreyim.'' dedim onu teselli eder bir ses tonuyla.
Haline gerçekten üzülmüştüm.Gencecik,papatya gibi bir kız burada idi...
Beni onaylayarak başını sallayıp odasına girdi.
Ben de saçlarımı kuruttuktan sonra çekmeceden merhemi alıp Ji-Young'un odasına gittim.
Kapıyı çaldım.Onayladıktan sonra içeri girdim göz altları çok morarmıştı ağlamaktan.Hemen toparlanması gerekiyordu çünkü birazdan kontrole geleceklerdi.Onu bu halde görürlerse daha çok canını yakacaklardı.
''Toparlanmalısın, Ji-Young.''
''Neden? Öldürürler mi? ''
Nutkum tutulmuştu...
''H-hayır.Öyle bir şey olmayacak.Sadece seni bu halde görmeye dayanamıyorum.Lütfen,benim için.'' diyerek onu teselli etmeye çalıştım.
Onun için çabaladığımı fark edip gözyaşlarını silip oturmam için yer açtı.
Merhemi sürmem için tişörtünü omuzuna kadar sıyırıp arkasını döndü.
Her dokunuşumda canı yandığı için inliyordu.Yavaş yavaş sürmeme rağmen kendisini geri çekiyordu.
Kemerin izi çok fazla çıkmıştı.
''Tamamdır,bitti.'' diyerek tişörtünü aşağı çektim.
Yastığını düzeltip onu arkaya yasladım dinlenmesi için.Başına bir öpücük kondurdum.Tam gidiyorken elimi tutup beni hafifçe kendisine çekti;
''Teşekkür ederim Ji-Ah''
''Önemi yok.Sen güzelce dinlen. 1 saat sonra seni hazırlamaya gelirim.'' dedikten sonra odadan çıktım.
Kendi odama girdim.
Telefon,bilgisayar,elektronik herhangi bir cihaz kullanmamız yasaktı.7 kız idik.Hepimizin odaları yan yana ve karşı karşıyaydı.Hemen 10 metre ötemizde Gangam Gece Klubü vardı.Haftada 3 gün oraya giderdik.
1.5 - 2 yıldır buraya hapsedilmiştik.
Sesimiz çıkmıyordu.Bize ne denilirse onu yapar-onu giyerdik.Kimin önüne atıldıysak altına yatar bizden para kazanırlardı.
Gece klübe gideceğimiz için şimdiden kıyafetleri seçmeye başlamıştım.
''Sence hangisini giyineyim?'' dedi Ah-Reum elinde birisi beyaz diğeri saks mavisi elbiseyi tutarken.
''Bence beyaz.'' dedim.
Beni onayladıktan sonra odadan ayrıldı.Tam o çıktı Hye-Jin girdi.
''Saçlarımı kurutman gerekiyor Ji-Ah'' diyerek fönü elime tutuşturduktan sonra karşıma geçti.
Ona gülümseyerek fönü fişe taktıktan sonra saçlarını kuruttum.
''Makyajımı bu gün sen yapabilir misin?'' dedi kendisini şirin göstererek.
Ona kıyamadığım için gülümseyerek kabul ettim.
Yatağa oturduktan sonra makyaj ürünlerini alıp yanına gittim.
Zaten çok güzel olduğu için ağır bir makyaj yapmayacaktım.
''Kırmızı ruj sür'' dedi
''Hayır.Gerek yok.Zaten dudakların kiraz gibi.Parlatıcı sürsem yeter.''
''Erkeklerin dikkatini çekemiyorum yunni.'' dedi gözleri dolarak.
Nasıl bir algıya sokmuşlar ufacık kızı.Ah be...
''Hayır,hayır.Sen çok dikkat çekici bir genç kızsın zaten.Ne gerek var?'' dedim gözyaşlarını silerek.
Makyajını bitirdikten sonra odadan çıkarak kendi odasına gitti.
Artık ben de yavaş yavaş hazırlanmalıydım.
Makyajımı ve saçımı yaptıktan sonra kıyafetimi giydim.Ayaklarım ağrıdığı için topuklularımı arabada giymek için elimde taşıdım.
Odamdan çıkarak karşıdaki odada dinlenen Ji-Young'un odasına girdim.
Ayaklanmıştı sonunda.
''Hoş geldin Ji-Ah.'' dedi beni gördüğünde.
Başımı salladıktan sonra yanına geçerek ona onunla beraber kıyafet bakmaya başladık.
''Bence mor olanı giymelisin.''
''Evet sırtımdakilerle çok uyumlu.'' dedi
Kalbim paramparça olmuştu.
''Bence de mor olanı giyineyim.Saatimiz yaklaştı zaten.Makyajı yaptıktan sonra aşağı inelim.'' dedi ve elbiseyi alıp banyoya gitti.
Ben de makyaj malzemelerini çıkararak onun gelmesini bekledim.
Sonunda gelmişti.
Çok güzel olmuştu...
...
Sonunda bekleme odasına inmiştik.
''Bu gece çok özel bir gece.Ünlü müzik grubu Bangtan Boys gideceğimiz müzik klubünde olacak.Hiç birinizin sesi çıkmayacak.Dansçı olarak masalarına gidip koyunlarına gireceksiniz.Birinizin ağzından yanlış bir şey duyarsam...Hayatınızı bitiririm.'' dedi patron.
Siktiğimin patronu.
Ben hariç herkes başını onaylar anlamda salladıktan sonra gözü bana ilişmişti;
''Ji-Ah?'' dedi.
''Sen neden başını sallamadın?''
''Salladım,görmediniz.'' dedim.
Tam üstüme gelip tokat atacakken Hye-Jin araya girerek;
''Zaman geldi patron.Gitmeliyiz artık.'' dedi.
''Doğru,HADİ!'' diye bağırarak bizi dışarıya çıkardı.
Siyah limuzine binerek klübe doğru gitmeye başladık.
...
Sonunda gelmiştik.
Siyah ve mor ışıklı,lüks bir kulüptü burası.Şatafatın,gece hayatının,zenginliğin,gösterişin,içkinin kalbin burada atardı.
Hep dergilerde,televizyonlarda görürdüm.Ama daha önce gelmemiştik.
Uzun merdivenlerden tek tek inmeye başladık.
Günlerdir kilo almamak için bize çok az yemek veriyorlardı.Açlıktan bayılacak gibiydim.Başım dönüyordu.Ama kendimi toparlamam lazımdı.
Aşağı kata indiğimizde 7 birbirinden yakışıklı gençler oturmuş eğleniyorlardı.
Onların yanına gittik.
Kim Nam-Joon ayağa kalkarak bize selam verdi.Biz de eğilerek selam verdikten sonra masaya geçtik.
''Ne içersiniz?'' diye sordu Kim Seok-jin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐍𝐢𝐠𝐡𝐭 𝐇𝐨𝐮𝐬𝐞
FanfictionHayatından koparılıp başka bir hayata sürüklenen 7 kız ve o kızları eski hayatına kavuşturmaya çalıştıran 7 genç erkek...