FLAVUS

6 1 0
                                    

AREUS

"İnsanın gücü topların patladığı, silahların hedef aldığı savaşlarda sanması ne acı değil mi? Bazen asıl gücü kaçmakta harcarsın oysa... Kaçarak savaşırsın. O zaman gereken güç, kaçmakta rol alan sensindir."


"Sonra görüşürüz."

Dedemin göğsünde altından surete bürünmüş bir kuş tüyünü andıran nişan vardı.

"Sonra görüşürüz."

Öyle görkemli, öylesine muhteşemdi ki koyu teni üzerinde beliren figür , insanların iyiliği ona bağışlanmış gibiydi.

"Sonra görüşürüz."

Kalbini oluşturan nişana sahipti o. Kalp nişanına.

"Sonra görüşürüz."

Bu yüzden sevgiyle yükümlü tutuldu.

Elveda...

Her zaman.

"Sonra görüşürüz." Üç yüz yetmiş sekiz kul, sevgili Tanrım.

"Sonra görüşürüz." Her bir ağızdan çıkan sözü işitiyorum, gece ve gündüz. Her bir ağız kulağıma dayanmış küçük bedenimi sarsacak şiddetle bağırıyor, kulaklarımı kanatıyor. Beni ağlatıyor. Görmezden geliyor, gitmekte olanı. Her söz, aynı.

"Sonra görüşürüz." (Tanrı'm) Senin sesini duymak istiyorum son günlerde, bir duysa nurunla oluk oluk kanayarak sağırlığın gürültülü çınlayışıyla yok olmaya razı bu kulaklar.

"Sonra görüşürüz." Seninle yüz yüzeyken sohbet etmek, bizi neden yarattığını sana, o nurlu suretine, insan gözü görse alev almış gibi eriyecek ancak kendinden parça sunduğun bu bedendeki ölümsüz ve tükenmez ruhumla bakarken anlamak istiyorum. Yok edilmeye razı, bu bedendeki saklı kalmış dimağım.

"Sonra görüşürüz." Sana, o yücelik hissine, o temizlik ve saflık hissine sığınmak istiyorum. Kül olmaya dünden razıyım; sadece biraz sarılmak, senin varlığının kutsallığının bedenimi kuşatmasını görmek, duymak, hissetmek istiyorum. Sarılmak istiyorum. Haddim değil, biliyorum.

"Sonra görüşürüz." Sana bakmak istiyorum, seni göre göre körlüğü kabullenmek istiyorum. Daha fazla dünya pisliğiyle zihnimi kirleten bu imgelerden kaçıp sana baka baka temizlenmek istiyorum. Bana bu fırsatı en azından sunamaz mısın?

"Sonra görüşürüz." Günlerdir suskunum, dilim düğüm olmuş, beynim susmuyor. Biliyorum. Onlarca ses içerisinde beni zorlanmadan duyuyor ve sürekli dert yakınmalarımı dinliyorsun. Bana kızgın olmalısın. Lakin beynimi yaratan ses, onun iradem dışında konuşmaya devam ettiğini de biliyorsun.

"Sonra görüşürüz." Elini tuttuğum kimseler bir tapınağın içinde kendilerini dine adamış insanlar, karşı komşum da onlardan biri. Günlerini aç susuz bir ay boyunca sana tapınmakla geçirdi. Karısını unuttu, çocuğu artık onun öldüğü eve uğramıyor. Oysa tek yaptığı sana sığınmaktı. Seni gördü mü dünya gözüyle merak ediyorum.

Ona göründün mü?

"Sonra görüşürüz." Buradaki, iki adım ötemde dikilen heykelin altında kuyruğa girmiş üç yüz yetmiş sekiz, yedi, altı... böyle devam ediyorlar, insanlar sıraya dizilmiş, hepsinin boynu bükük, elleri göbeklerinde birleştirilmiş yavaşça sırasını bekliyor. Belki panik olduğu için veda sırasında hata yapan o kişinin lafını tekrar ediyor hepsi. Sonra çıkıp hayatlarına devam ediyorlar. Herkes bir cesede yalandan veda ediyor. Hepsi... Önümde hepsi sıraya girdi ancak ben görüşemeyeceğimizin farkında olan tek kişiyim. Büyükler, ölümün birbirlerini ayırdıklarını hâlâ kavrayamamış anlaşılan. Nasıl o temiz adamla, kendi kirli bedenlerinin aynı asıl dünyada, yalnız iyileri ve bizi alacağın dünyamızda, denk geleceğine inanırlar?

AREUS | Yoonmin & TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin