Rezalet ya başlı başına bu bir re-za-let!!! hangi mal o ayağıma çelme takıp tüm sınıfın bana gülmesini sağlayan! betona yapışmış bir şekildeyken ayağıma çelme takan aptala suikast planları kuruyordum.yavaşça ellerimden destek alarak doğruldum dizlerimdeki tozu elimle silkeledikten sonra saçlarımı geriye savurdum ve karşımda ellerini iki yanında birleştirmiş küstah küstah bana gülen çocuğa baktım ben şimdi gösteririm sana!! sinirle bi adım öne atılarak çocuğu omzundan geriye iteledim ve bağırmaya başladım "ne yaptığını sanıyosun sen ya?kimsin sen??"çok mu fazla cırlamıştım?amaan haketti pislik.gülmesini kesmiş bi şekilde omzuma çarparak yanımdan uzaklaştı bende arkasında sövdürmeye devam ettim,tüm sınıf bana bakıyodu hızlı ve dikkatli bir şekilde yerime geçtim sıkıntıdan çantamı kurcalarken zil çaldı tüm herkes sınıfa girdi ardından hocada içeriye girerek tüm sınıfı selamladı.huzursuzca homurdandım şimdi kendimi tanıtacaktım galiba çünkü hoca salak salak suratıma bakıyordu sınıf defterini imzalayıp söze başladı "Sanırım aramızda yeniler var tanışmaya ne dersiniz?Hadi bize kendini tanıt" homurdanarak yerimde ayağa kalktım önce bi sınıfı süzdüm o aptal çocuk tam çaprazımda oturuyodu ona bakınca kaşlarımı çattım hoca hadi dercesine sesler çıkarınca ilk günden kötü izlenim bırakmamak adına yüzüme tatlı bir gülümseme yerleştirdim ve söze başladım
"Merhaba ben Azra 17 yaşındayım Atatürk anadolu lisesinden nakille geldim.Babam psikolog annem ise komiser.tek çocuğum kardeşim yok." yine tebessüm ederek oturdum anladığım kadarıyla ders kimya ne güzel ama sabahın ilk saatlerinden itibaren kimya hiçte çekilir gibi değil.ilk günüm olduğu için sabrettim sıkıntıdan patlamak üzereyken kutsal ses duyuldu riririririiri yaşasın zil çaldı bi anlık heyecanla ayağa kalktım ama hiç arkadaşım olmadığını hatırlayınca geri yerime oturdum telefonda eski arkadaşlarımdan biriyle mesajlaşırken yanıma bi ağırlık çöktü,başımı kaldırınca bana saf saf gülümseyen tatlı bir kızla karşılaştım elini bana uzatarak "Merhaba ben Ecem" dedi soğukkanlılıkla elini sıktım kız hala gülümsüyordu "okulu dolaşmaya ne dersin?oldukça hoş bir bahçemiz vardır" dedi zaten sıkılıyordum bu teklifi kabul etmemem için hiçbir sebep yoktu o yüzden Ecem önde ben arkada bahçeye çıktık gerçekten bayaa büyük bir bahçe aşşağı taraftada uzuunca bir sahil var.deniz manzaralı banklar hayal kurmak için oldukca güzel gözüküyo.denizin güzelliğine dayanamayarak"sahile gidelim mi?" dedim Ecemse hiç düşünmeden "tabikide" dedi.dalgaların boğuşma sesleri kavurucu sıcağın etkisini üstümden alıp götürüyordu boş bir banka oturarak dalgaları izlemeye koyuldum sesizliği bozan yine Ecem oldu "Niye nakil isteme gereği duydun ki??" bu soru karşısında şaşırdım açıkcası ama hemen toparlanarak konuşmaya başladım"bilmem bazı şartlar bunu gerektirdi"meraklı meraklı "şartlar??" dedi.güvenmeli miydim acaba? daha tanışalı dakikalar olmuşken nasıl güvenebilirdim ama bu kız iyiye benziyordu."o okul benim için bela gibi bişeydi peşimde bela olmuş bi çocuk vardı ve amacı bana zarardan başka hiçbirşey değil! ondan kaçmak ve daha güvenli bir ortamda eğitim alabilmek için buraya geldim" konuşmayı daha da devam ettirecekti ki zilin sesi duyuldu "sanırım kalkmalıyız" yavaş adımlarla sınıfa doğru ilerledik sıkıcı bir ders daha.........................................................son ders.......................................
son ders gelip çatmıştı ve ben artık aynı cümleyi bozuk plak gibi tekrar etmekten yoruldum
"Merhaba ben Azra 17 yaşındayım Atatürk anadolu lisesinden nakille geldim.Babam psikolog annem ise komiser.tek çocuğum kardeşim yok."
lanet olasıca her gelen hocaya aynı şeyleri söylemekten yoruldum en sonunda son dersin sonuna geldik şu bana çelme takan çocuğun ismide Baran mış.kendini bişey sanıyo egoist. sabahtan beri her tenefüs Ecemle dolaşıp durduk daha ilk günden bana sırlarını verdi saf mıdır nedir? ne bu güven.belkide olması gereken budur ve ben sadece olması gerekenin dışındayımdır.Babamla anlaşmıştık çıkışta beni almaya gelecekti dışarıya çıkınca herkes servislerine binip okuldan uzaklaştı arada bi otobüsle giden öğrenciler vardı onlarda teker teker binip gidiyorlardı babamı onca aramama rağmen ulaşılamıyordu kahretsin! şehrin dışında tek başıma kala kaldım iyi mi? kaldırımın kenarına oturup babamı beklemeye koyuldum şimdiye çoktan gelmiş olması gerekirdi 10-20 dakikalık bir bekleyişin sonunda önümde bir motor durdu hah bi Abazalar eksikti o da oldu! başımı kaldırınca bana hiç yabancı gelmeyen mavi gözler gözlerime odaklanmış birbirini izliyordu ne işi vardı bunun burda? homurdanarak "ne var" dedim "ahaha noldu yeni kız yoksa yolda mı kaldın?" "sanane ya bas git işine" "atla hadi hava kararmadan evine bırakayım seni" "gerek yok kendi başımın çaresine bakarım ben sen git" off ne diyorum ben şu karşımdaki bana çelme takıp sınıfa rezil eden aşşağılık olmasıydı çoktan arkasına atlayıp eve gitmiştim. ciddileşerek "atla arkama dedim bu saatte buralar pek tekin olmaz kız başına bırakamam burda seni" bu lafları üzerine bir gülme tuttu beni hahaha holywood yıldızı gibi artist artist konuşmalara bak sen "Baran sen çok mu film izliyorsun?ne bu tavırlar" bıkkınca bana bakarak "off hadi kızım bin şuna delirtme insanı" abarttığımı düşünerek motora atladım motor hareket edince tedirgince alimi karnında girleştirdim kaskatı kesilmişti rüzgarla boğuşan saçım onun parfüm kokusuyla dans ediyordu adeta.sessizliği bozarak "ne yiyosun kızım sen ya motor hareket etmiyo çöktü resmen" demesinmi yuh yani öküz -_- "hadi be ordan senin yarın kadarım görmüyor musun" yayvan yayvan gülerek "hıhı" dedi bence sırtına bi tane geçirdim.acımış olmalı ki omzunu ovalamaya başladı bir eliyle omzunu ovalarken bir yandanda bana bakıyordu bi ara dengesini kaybetti ama son anda toparladı daha sonra hızı arttı galiba fren yerine gaza bastı bende bunu anlayınca bi anlık refleksle "Baraaan" diye bağırdım....en son hatırladığım şey motorun üzerimize devrilmiş olduğuydu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şebekler
Teen FictionOkula girdiğimde çok şaşırdım okula mı yoksa ceza evine mi geldim seçemiyordum.Bu okulu güzel kılan tek şey mavinin hemen her tonuna bürünen,dalgalarını acımasızca kıyıya vuran denizi sanırım.Lanet olasıca niye babamın sözünü dinleyip şu berbat okul...