bir anda karşımda Kağan'ı gördüm bana sırıtıyordu sanki"bedel zamanı" der gibi bakıyordu heyecanlanmıştım ve aşırı panik olmuştum psikopatın tekine benziyordu panikle elimi kapının kulpuna götürdüm kapıyı açmak için ne kadar zorlasamda nafile açılmıyordu ben kaçmaya çalışırken Kağan arabayı sürüyordu bu sefer bağırmaya ve Kağan'ı iteklemeye başladım arabanın içi cırlamalarımla dolmuştu ani bir frenle durduk arabadan indi ve kapımı açtı kolumu sıkıca tutarak beni dışarıya çıkardı nerde olduğumuzu bilmiyordum ama uçurumun dibinde ormanlık bir yerdeydik kolumdan sıkıca kavrayarak beni uçurumun dibine getirdi işaret parmağıyla tehdit ederek "akıllı dur geliyorum" dedi. anın heyecanıyla akan gözyaşlarımı silip uçurumun kenarına oturdum hafif hafif esen rüzgar saçımı geriye doğru savururken yüzümü Kağan'a çevirdim bu sefer akıllı olup kaçmayacaktım ne olursa olsun ben ölsem beni özleyecek kimse yok.bunu bildiğim için korkmuyordum aşırı sevgisizlik yüzünden defalarca kez depresyona girmiş hatta aldığım çikolatalarla bizim bakkalcı Şehmuz amcayı zengin etmiştim.Arabanın bagajından bir piknik sepeti çıkartarak yanıma oturdu telefonunu önüme atarak "şarkı seç" dedi.Şaşkınca telefonu elime alıp müzik listesine girdim,aşşağılardan Duman "içerim ben bu akşam"'ı açtım(multide şarkıyı açın) telefonu yere bırakarak "güzel mi" dedim başıyla onaylayarak sepetten 5 bira ve 2-3 sigara paketi çıkarttı.biranın birisini bana uzatarak diğerini kendi kafaya dikti bende tedirgince bir iki yudum aldım sigara paketinden bir tane sigara alarak içmeye başladı.bende o sırada onu seyrediyordum.dumanını içine ciğerlerini delip deşecek şekilde çekip bir hücumla geri dışarıya üflüyordu o kadar içten ve güzel içiyordiki uzun zamandır ağzıma sigara katmamama rağmen bildiğin çocuğa özenmiştim.hiç beklenmedik bir anda bana dönüp "bu gece ruhunu bana teslim et" dedi.ilk başta dediklerini idrak edemedim daha sonra silkelenerek "ahmağın tekiyim hiçbir işe yaramam ben,ne kalp ne ruh onlar yok bende hissedemiyorum ben kalbimi kıra kıra paramparça ettiler benim " dedim. sigara dumanını yüzüme üfürerek
"varlığın huzur verici" dedi. inatçı davranarak
"böyle olduğunu düşünmüyorum" dedim. gözlerime sertçe bakarak
-"yanıldığın pek fazla nokta var" diyerek birasından sert bir yudum daha aldı bende ona eşlik ederek içmeye başladım.zamanında salak gibi çok fazla ağlamıştım sevgisizlik demiştim ya hani ilk başta o sevgisizlik böyle bilindik arkadaş ortamlarındaki sevgiler değil.aksine daha derinlerdeki sevgisizlik. ben 7 yaşında tek başıma okula adım atarak aynı zamanda olgunluğada adım attmıştım .Her zaman çalışan evine girmeyen bir anne kızının sınıfını bile bilmeyen bir baba sorumsuz iki evebeyn...
Ne bileyim ya her zaman herşeyden biraz eksiktim işte buda benim hayatımın sloganı olsa gerek.ödevimi yaparken anlamadııım yeri soracak bir annem, sırtına atlayıp oyunlar oynayacak bir babam olmamıştı.olamamıştı.o ailenin sevgisizliği içimdeki çocuğun boynunu her zaman büker.Bir keresinde babama yalvar yakar veli toplantısına gelmesi için ısrar etmiştim.gelmişti.evet gelmişti ama yanlış sınıfın toplantısına girip yanlış öğretmenlerle konuşmuştu.bunun habereni alana kadar evde dans edip zıplamıştım çünkü babam benimle ilgilenmişti bu içimdeki çocuğu oldukca neşelendirmişti.Annem emniyetteki polislere önem verdiği kadar bana önem veriyo olsaydı şuanda bu halde böyle bir boşlukta olmazdım belki.Ailemin dikkatini çekme çabalarına bir süre sonra ara verdim başka şeylere adadım kendimi daha çok kitap daha çok müzik daha çok kahve....
Kağan iyice sarhoş olmuştu.ben o kadar içsem şuanda sızmıştım,sanırsam hafifce şarkı sözleri mırıldanıyordu ona biraz kulak astım
"özledim...kokunu özledim...sesini,tenini seni özledim." diyordu şaşkınlığım bir kat daha arttı!! kime diyordu bunları kimdi onun canını bu kadar derinden acıtan?bira şişelerini uçurumdan aşşağı doğru fırlatıyordu daha fazla saçmalamasın diye omzuna dokundum sessizce "Kağan" dedim irkilmişti. bana alayla bakarak
"aynı onun gibi gözlerin...tenin...kokun" dedi kimden bahsediyordu?? ayağa kalkıp bileğimden tutarak benide kaldırdı.bir eli sırtımdan aşşağı doğru inerek beni sıkıca kavradı diğer eliylede saçlarımı okşuyordu ayaklarıyla ritim uydurarak dans etmeye başladı bende ellerim boşta kalmasın diye ona sarılır şekilde ellerimi iki yanında birleştirdim.bir süre öyle kaldık ben ne olduğunu anlamaya çalışırken bu sefer telefonun hopörlerinden "sezen aksu-gidemem gitmem" çalmaya başladı bir anlık gelen güven hissiyle başımı Kağan'ın göğsüne gömdüm.küçükken hep tanrıdan dilerdim.
"gecenin ayazında , zifiri karanlıkta , yağmurda fırtınada ayın ve yıldızların şahit olabileceği kendimi güvende hissedebileceğim bir aşk ver bana ona öyle bir bağlanayım ki onsuz geçen her dakikam ölüm gibi gelsin bana gözleri gözlerime elleri ellerime kenetlensin saatlerce izliyim onu hiç sıkılmadan hiç yorulmadan...ruhumu ona teslim edeyim ebediyen..." içimden bir ses o aşkın bedenimi sırılsıklam edeceği zamanın yaklaştığını söylüyordu.
başımı kaldırarak Kağan ın yüzüne baktım aramızda neredeyse boşluk yoktu nefesim nefesine çarpıyordu gözleri dudaklarıma kaydığında kulağına eğilerek
"ruhumu sana teslim ediyorum" dedim.
Ki o çoktan dudaklarıyla dudaklarımı birbirlerine kenetlemişti.
hehehehe bir son dahaaa hayal gücünüzün güçlü olduğunu biliyorum ama olaylar hiç beklemediğiniz şekilde gerçekleşecek :dd ayrıca karakterler belli oldu ama azra da biraz kararsızım onu da tam belirleyince karakterleri sizinle tam olarak paylaşıcamm :ddd
kendinize iyi bakın öptüüüm :***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şebekler
Teen FictionOkula girdiğimde çok şaşırdım okula mı yoksa ceza evine mi geldim seçemiyordum.Bu okulu güzel kılan tek şey mavinin hemen her tonuna bürünen,dalgalarını acımasızca kıyıya vuran denizi sanırım.Lanet olasıca niye babamın sözünü dinleyip şu berbat okul...