3.Bölüm | İki Kişilik

3K 148 68
                                    

Dilara, River'ın arabasının deri koltuklarından dışarıyı izlemeye başladı. Sürekli yanındaki adama dönmek, onu izlemek istiyordu. River'ın kusursuz okyanus gözleri, kusursuz bronz bir teni ve siyah dalgalı saçları vardı. Dilara'nın her zaman istediği erkek modeli tam olarak ona uyuyordu. Poseidon'da bunu çok iyi bildiği için insan görüntüsünü bu şekilde oluşturmuştu.

"Dinlemek istediğin bir parça var mı?"

River'ın, sorusuyla Dilara hafifçe ona döndü. River'ın kirli sakallarına gözü değdi ardından gözleri, okyanus gözlerini buldu.

"Atlantis'i dinlemek istiyorum." Dedi.

River'ın suratı duyduğu cümleyle hafifçe bozuldu. Atlantis'i sular altında bırakan kişi zaten kendisiydi. Athena'ya sinirlendiği için üç dişli yabasıyla tüm şehri sular altında bırakmıştı. İnsanların Atlantis'i sevmesini sevmiyordu. Dilara'yı kırmak istemediği için arabasının radyosuna bağladığı telefonundan Atlantis parçasını açtı.

Dilara, gözlerini kapatarak kendini şarkıya teslim etti. Şarkının nakarat kısmında dayanamayarak mırıldanmaya başladı.

"Bizi kurtaramam Atlantis'im, düşeriz.
Bizi kurtaramam, Atlantis'im, oh hayır
Bu şehri yıkmak için inşa ettik."

Poseidon, yanındaki genç kızın şarkıyı mırıldanmasıyla ellerini sıktı. Arabanın direksiyonuna geçen parmakları neredeyse direksiyonu yerinden sökecekti. Dilara, bunu fark etmemişti.

Şarkı bittiğinde genç kız, yanındaki deniz tanrısına döndü.

"Şarkıyı beğendin mi?"

River, ona bir süre cevap vermedikten sonra kafasıyla karşıyı işaret etti.

"Geldik." Dedi.

Dilara, kafasını önüne döndürdü.
River'ın arabasının deri koltuklarından kalkmadan camdan dışarıyı inceledi. Restorandın dışı pahalı deniz eşyalarıyla süslenmişti. Gerçek incilerle dolu bir kapısı vardı. Dilara, hayatında hiç bu kadar güzel bir yer görmemişti. İncilerin ışığı gözünü almaya devam ettiğinde ağzından iki kelime döküldü.

"Vay canına."

Denizlerin tanrısı yanındaki genç kıza dönerek onu inceledi. Dilara, geldikleri yerden gerçekten etkilenmişti. Poseidon, burayı bir kaç dakikada kafasından hayal etmiş, bir kaç dakika içinde böyle bir yer inşaa etmişti.

"Beğendin diye düşü-"

River, sözünü tamamlayamadan Dilara onun sözünü kesti.

"Şaka mı yapıyorsun! Bayıldım hadi inelim."

Dilara, kemerini çözerek arabadan çıktı. Poseidon, onun arkasından kocaman gülümsedi. Bu kızın denize olan tutkusuna hayrandı. Kendi arabasından inerek genç kızın yanına ilerledi. Dilara, her yeri incelemekle meşguldü. Bir anda arkasını döndüğünde River'la çarpıştılar. River, ellerini genç kızın dirseklerine koydu. İkisi de birbirlerine bakarak gülümsediler. Dilara, bir iki adım geriye çekilerek karşısındaki adamın okyanus gözlerine baktı.

"Görmemiş gibi davranmak istemiyorum. Ama sanırım davranacağım. Sence şu kapıdaki inciler gerçek midir?"

River, kafasını bir aşağıya bir yukarıya salladığında Dilara'nın gözleri büyüdü. River, karşısındaki kızın bu tatlı haline yeniden kocaman gülümsedi. Olimposta asla hissedemediği mutluluğu, karşısındaki genç kızın yanında iliklerine kadar hissediyordu.

Karşısındaki genç kız istese ona inciler dolusu odalar, altından deniz kabuklarıyla dolu şatolar yaratabilirdi. Tüm tanrılardan, tanrıçalardan, canavarlardan, titanlardan, devlerden sakındığı denizinin hükmünü ona verebilirdi. Hayatında çok kez aşık olmuş, çok kez birilerini sevmişti. Fakat karşısındaki kıza hissettiği duygunun bir tanımı, bir adı yoktu. İlk defa birini kendinden çok seviyordu. Tanrılar kendilerinden çok kimseyi sevmezlerdi. Güçlerinden başka bir şeye çok fazla değer vermezlerdi. Poseidon, ise bu kızla tüm kuralları ve dengeleri bozuyordu. Zeus, onu muhakkak cezalandıracaktı. Bu deniz tanrısının hiç umrunda değildi. Sadece, Dilara'yla beraber olmak istiyordu.

Posedion'un Dileği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin