0.1

173 19 32
                                    


O gün güne her zamanki gibi bağrışma sesleriyle uyanmıştım. İlk başta ne olduğunu kavrayamasamda  sonradan anlamıştım. Annem ile babam kavga ediyordu. Alışmıştım onların gürültülü sesiyle uyanmaya. Ayrıca alarm kurmama gerek kalmıyordu. Sesleri çalar saat gibi bir şeydi. Bunları düşünerek yataktan zorla kalktım. Ayağıma tavşanlı terliklerimi giyip lavaboya yöneldim. İşlerimi tamamlayıp odamdan çıktım. O sırada kapımın önünde dikilen abimi görmemiştim. Bu yüzden ona çarpmıştım. Abimin yere düştüğünü görmüştüm ve gülmüştüm.

"BANA BAK YOONGİ! SENİN YÜZÜNDEN YÜZÜME BİR ŞEY OLABİLİRDİ!" diye bağırıyordu bana.

"Abartma hyung. Sadece yere düştün. Görende yüzüne basket topu çarptı sanacak." demiştim. Sadece gözlerini devirmekle yetinmişti.

"Bu arada sen niye sabah sabah kapımda dikiliyorsun hyung?" diye sordum aklıma gelince.

"Haa, şey ben seni uyarmak için bekliyordum. Annemler kavga ediyor. Çok sinirliler o yüzden sakın aşağı inme." demişti. 

"Hyung, zaten bu konuşmayı bana her sabah yapmıyor musun? ve ben her zaman aşağı inmiyor muyum? iniyorum. O zaman bana bu konuşmayı yapıp durma." dedim ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Annem ve babam beni gördü ve durdular.

"YOONGİ ODANA ÇIK! HEMEN!" diye bağırdı babam. Bende umursamayarak muftağa geçtim. Karnım açtı ve zaten zayıftım. Ailem bize yemek vermezdi bizde Seokjin hyungla  arkadaşlarımızı arayıp bize yemek getirmelerini istiyorduk. Ama artık ben öyle çok yemek yemiyordum ve bu yüzden çok zayıflamıştım. İki gündür sadece su içiyordum fakat artık cidden acıkmıştım. 

"YOONGİ BABAN NE DEDİ DUYMADIN MI! ODANA ÇIK DEMEDİ Mİ?" diye bağırıyordu annem salondan. Sesimi çıkarmadım ve hazır tostlardan birini yemeye başladım.  O sırada biri beni kolumdan sertçe çekip salona götürdü. Bu babamdı ve beni bir yere sertçe fırlattı. Acıyla tıslıyordum fakat babam üstüme çıkıp suratıma yumruk atmıştı. Koca bir çığlık atmıştım. Ama hiç biri işe yaramıyordu. Ağlamaya başlamıştım çünkü çok canım yanıyordu ve korkuyordum öleceğim diye.

"B-baba l-ütfen... l-lütfen...d-dur." diye zorla söylemiştim. Bunu duyan babam sırıtmıştı.

"Bir düşüneyim. Hayır. Sana daha ne kadar diyeceğim benim sözümden çıkma diye." diye söyleniyordu. Ağlayamıyordum bile çünkü yüzün kan ve morluklar içindeydi. Vücudum değildi çünkü sadece yüzüme vurduyordu. Bu olaylar yaşanıyorken annem duvarda asılan bir aynada kendine bakıyordu. Seokjin hyung ise sanırım korkup ağlıyordu. Hep benden özür dilerdi abim seni koruyamıyorum diye. Bende sıkıntı yok diyordum ama vardı işte. Sonra babamın suratına zorlukla baktım ve küçük vücuduma baktığını gördüm. Sırıtıyordu.

"Aslında vücudunu kemerle veya tekmeyle morartmak istiyordum fakat böyle vücudu öyle mahvetmek kötü olur." demişti ve ben onu anlamıyordum.

"Anneninkinden bile daha güzel vücudun var Yoongi. Seni ısırıklarımla morartmak istiyorum. Seni becermek istiyorum ve yapacağımda." dediğinde donmuştum. Kendi öz oğlunu becermek mi istiyordu? Korkarak babama baktım ve bana bakıp dudağını yalamıştı. Tiskiniyordum babamdan. Bunu duyan annem şaşkınca ve sinirli bir şekilde babama bakıyordu.

"NEEE! SENİ HERGÜN AZDIRMAYA ÇALIŞIYORUM VE SANA BİR ŞEY OLMAZKEN ŞU ÇOCUKLA MI SEVİŞİCEKSİN?!" diye bağırmıştı. Bana 'şu çocuk' demesi çok koymuştu. Beni zaten hiç sevmezdi annem. Bir anda babamın dudağını kendi dudağımda hissetmemle düşüncelerimden kurtulmuş ve güçsüz kollarımla babamı itmeye çalışmıştım. Ama kıpramamıştı bile. Ağlamaya başlamıştım. Dudağımı kıpratmıyordum çünkü hayır! Ona istediğini vermiyecektim. Sonra elleri tişörtümü kavrayıp bir çırpıda çıkarmıştı. Sonra dudaklarını omzuma değdirip sertçe öpmeye başlamıştı. Babamı itmeye çalışıyordum fakat asla işe yaramıyordu. Kollarım çok yorulmuştu ve artık kıpırdatamıyordum. Annem ise sinirli bir şekilde üst kata çıkmıştı. O sırada babamın elleri heryerde geziniyordu ve bu çok iğrençti. Ağzımdan zorla bir ses çıkmıştı.

"B-baba y-yapma lütfen!" diye ama o takmamıştı. Göğüs ucumu dişlerken ağzımdan bir inleme çıkmıştı. Oda bundan yararlanıp şortumu çıkarmıştı. Kendi üstüne bir çırpıda çıkartıp üstüme tekrar çıkmıştı. Göğüs ucumu emerken elleri boxerımın içine kaydı ve penisimi avuçladı. Ağzımdan büyük bir inleme çıkmıştı. Babam kendini kaybetmişti ve durmuyordu. Ellerimle ellerini itmeye çalışıyordum fakat olmuyordu. Ağlamaktan şişmiş gözlerimde artık akacak göz yaşı kalmamıştı. Babam kendi boxerı ile benimkini çıkarıp bir yere fırlatmıştı. Şu an salonda zorla tecavüze uğruyordum ve bunu yapan kişi babamdı. Beni ne yerine koyuyordu bilmiyordum. Bir anda penisini içimde hissettiğimde çığlık atmıştım. Ellerimle hala onu itmeye çalışıyordum ama artık bırakmıştım. Güç kalmamıştı ellerimle. Babam sertçe gelgit yapıyordu ve sırıtıyordu. İnlemelerim durmuyordu çünkü çok canım acıyordu. Bende gözlerimi kapatmıştım. Belki gözlerimi açtığımda yatağımda olurdum. Tabiki böyle bir şey ancak masallarda olurdu değil mi? Ya da ben o an öyle düşünüyordum. Birkaç dakika sonra içimdeki doluluk kayboldu ve üstümdeki ağırlıkta öyle. Gözlerimi açtığımda çok fazla polisin babamı tutukladığını ve ona tiskinerek baktıklarını gördüm. Bir anda göz yaşlarım akmaya başladı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Polislerin önünde çıplak olmayı umursamıyordum. Çünkü bunu kabullenmiyordum. Tamam öncedende böyleydi babam ama beni sadece dövüp sövüyordu. Bu kadar ileri gideceğini asla tahmin edemiyordum. Kımıldamıyordum. Sonra birinin bana sarıldığını hissettim. Bu kişi abimdi.

"Yoongi kardeşim! A-affet beni... Korkak gibi kendimi o-odaya kilitlemeseydim başına bunlar gelmiyecekti. Siktiğimin herifi! ONU BULLDUĞUM YERDE SİKECEĞİM!" diye haykırdı Seokjin hyung.

"Sorun yok h-hyung. Sen korma ben seni korurum. Sen iyisin değil mi?" diye konuyu değiştirmeye çalışıyordum.

"Hayır bundan sonra ben seni koruyacağım. Ama önce seni giydirelim Yoongi-ah. Cıbıl cıbıl durma salonun ortasında." deyip beni güldürmüştü. Jin hyung böyleydi işte. Mutsuzken bile beni güldürebiliyordu. İyiki ona sahiptim. Sonra etrafta rastgele duran kıyafetlerimi üzerime geçirdim.

"Yoongi-ah! Suratının haline bak! O şerefsiz yaptı değil mi?" diye sordu Seokjin hyung. Bende o anı hatırlayınca gözlerim doldu. Ama şu an sırası değildi. Güçlü olmalıydım böyle zamanlarda.

"Ben iyiyim hyung. Değildim. Annem iyi mi? Nerede?" diye sordum. Kaşları çatılmıştı. Hyungum sinirli olduğunda çok ürkütücü oluyordu. Bana öyle bakmaya devam ederken yanımıza  bir komiser gelmişti.

"Efendim bizimle karakola ifade vermek için gelmelisiniz. Sonra sizi bırakacağız merak etmeyin." demişti komiser. Ben başımı sallayıp Jin hyunga bakmıştım.

"Bende geleceğim Yoongi merak etme. Böyle zamanlarda kardeşimin yanında olmalıyım. O herifinde en kötü cezayı alması için elimden geleni yapacağım. Namjoon avukat biliyorsun. Ondan yardım isteyeceğim." demişti ve bu bana güç vermişti. Komiser olan adam bana gülümsemişti ve bende ona gülümsemiştim. 

Karakola geldiğimizde arabadan inmiştim ve içeriye doğru yürüyordum. Arkamda Seokjin hyung da vardı. İçeri geçip bir koltuğa oturmuştuk.

"Evet Yoongi. Sizi ifade odasına alacağız ve bize olanları tane tane anlatıcaksınız tamam mı? Eskiden olanlarıda anlatıcaksınız." demişti ve yutkunmuştum. Eğer eskiden olanlarıda anlatırsa çok kötü olurdu. Anlatmamalıydım. Yoksa babam beni başkalarına verir ve öldürür.

"Yoongi geçebilirsin odaya." dedi ve bende yüzümdeki yaraları aldırış etmeden odaya girdim. İzlediğim polisiye filmlerindede böyleydi. Karanlık, bir masa ve iki sandalye. Tepeye asılmış bir lamba birde. Sadece bizim masayı aydınlatıyordu. Tek eksik beni sorgulayacak olan polisti. Büyük ihtimalle polis üniforması giyecekti ve yumuşak olacaktı çünkü ben suç işlememiştim. O sırada kapı çarpılarak açılmıştı. Olduğum yerde zıplamıştım. Sanırım polis gelmişti. Kafamı kaldırıp gelen kişiye bakmıştım ve gözlerim kocaman açılmıştı. Bu gerçek olamazdı değil mi? Hayır hayır gerçek olmazdı. Bu o olamazdı.

BU PARK JİMİN OLAMAZDI!


Arkadaşlar yeni bir kurguyla merhaba. Umarım okurken zevk almışsınızdır. Çok fazla yoonmin shipliyorum ama kitap yazmıyordum. Ama bu kurgu çok aklımdaydı. Daha önce çok görmedim bu kurguyu. Yeni olucak herkes için. Tabi okuyan olursa. Olsun ben yazıp yayınlayacağım. Kendinize iyi bakın :DDD



Zaman Sıkışıklılığı [Yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin