Okurken dinleyebileceginiz sarkilar ->
Romantik h*micide - d4iv
Eva Cassidy- time after time
Rag'n'Bone Man - HumanŞimdiden cok cok keyifli okumalar ilk bölümümüz şimdiden hayırlı olsun 🙃
Ben Alex 17 yaşındayım Amerika'da yaşıyorum. Yıl 2022, tarih 18.06.2022 mevsim yaz, -sayılır-..."Alex! Kaskını almayı unutma, bunu her gün ben mi söyleyeceğim.?" Babam bisikletimin kaskını almayı unutmamam için her gün olduğu gibi beni uyardı. "Tamam! unutmam." Ağzıma annemin işe gitmeden önce yaptığı sandaviçden bir iki ısırık alıp ağzımı doldurdum. Bisikletle okula gideceğimi düşündüğüm zaman neredeyse geç kalmak üzereydim. Köpeğim Daisy'yi öptüm. Ablam bugün evde kalacağı için daha uyanmamıştı. Uyurken odasına girip onu da yavaşça yanaklarından öptüm ve odasından çıktım.
Kapının önünden çantamı aldım babama da hoşçakal diyip, onu öptükten sonra bisikletime binip okula doğru sürmeye başladım.
Yolda giderken Mp3'ümden yavaş tempolu blues jazzlardan dinliyordum. Beni çok rahatlatıyor, aynı zamanda sabahın köründe kalkmamın bir amacı varmış gibi hissettiriyordu.
Çokta uzun olmayan 12 dakikanın sonunda okula gelmiştim. Bisikletimi okulun bisikletler için yaptığı alana park ettim.
Okula gelir gelmez Alba'yı aradım. "Hah. Yine geç kaldın sabah kuşu" Her zaman olduğu gibi yine benden önce gelmişti ve her seferinde bununla dalga geçiyordu. Dalga geçmesine rağmen en sevdiğim şey onun dalga geçerken ki neşeli sesini duyabilmekti. "Pekte sabah kuşu sayılmam aslında. Sabah kuşu sensin o görev senin ve öyle kalacak." Gülüşerek 'Sabah Kuşu' muhabbeti yapmaktan sınıfımın olduğu kata yeni çıkabilmiştim. İlk dersimiz Bayan Robie ile matematikti. Matematikten pek hoşlanmamama rağmen -aslında hiç hoşlanmazdım- anlatış tarzı hoşuma gidiyordu. Sınıf kapısının önüne geldiğimde Alba sınıftaki diğer insanlarla konuşuyordu. Beni gördüğüne elimi kaldırdım ve hafifçe salladım. Yanıma hızlı adımlarla geldi. "İşte Sabah Kuşumuz'da gelmiş!" dedi heyecanla. Onunla beraber oturduğumuz sıraya ilerledik. Bu sırada neredeyse bütün sınıfa günaydın demiştim. Bayan Robie gelene kadar beş dakikalık kısa bir sohbet ettik. Bayan Robie geldiğinde ise bu sohbet bir son bulmuştu. Arada birbirimize bakıp sırıtsak da kimse tarafından fark edilmemiştik.
40 dakikanın sonunda dersten çıktık. 15 dakikalık tenefüste Alba'yla bahçede en az 4 kere turladık. Okuldaki herkesin dedikodusunu yapıp gülüyorduk. Fakat bu, her sınıftaki yangın alarmlarının çalmasıyla sona erdi. Etrafa baktığımızda yangın veya duman göremememiz bizi şaşırtmıştı çünkü çalan alarmların yangın alarmı olduğundan emindik. Bunları düşünürken bahçede duran hoparlörlerden yüksek seste cızırtılı bir ses gelmeye başladı. Reflex olarak kulaklarımı kapattım. Alba'yla sadece birbirlerimize öylece bakıyorduk. Sadece biz değil, herkes bizim gibi öylece kalmıştı. Sonunda hoparlör sesinin yerini müdürün sesi aldı "Eğitim Bakanlığı'ndan aldığımız bir duyuruya göre Dünya
Sağlık Örgütü Başta; Amerika, İngiltere, Fransa ve Çin olmak üzere toplam 41 ülkeyi 'Ani Salgın Patlağı' adı altında karantina altına almayı planlıyor. Dışarıda ne oluyor bilmiyoruz sadece üzerinde kan olan herhangi birine yaklaşmayın ve en kısa zamanda ailelerinize ulaşıp okuldan ayrılın." Bu uzun konuşmadan sonra kısacık birşeyi bile kafamda birleştiremiyordum. Müdürün sesi hem telaşlı, hem de gergin çıkıyordu. Bize gelecek olursak sessizliği bozan ben oldum "Buda ne böyle?" Alba'nın verdiği tek cevap "Bilmiyorum ama kötü şeyler olacak" oldu. Bir salgından bahsediyorlardı ve durumun bu kadar ciddi olduğunu şuan söylüyorlardı. Okulun hem içinden hemde dışında çok ses vardı. Herkes güvenlikle konuşup çıkış izini alıyordu. Alba ve ben de çok zaman kaybetmeden ailelerimizi aradık. Daha doğrusu aramaya çalıştık. Onlara ulaşamadık çünkü hatlar çekmiyordu, tefonlar bile çalmıyordu. "Siktir! Ne yapacağız ?, Hatlar çalışmıyor" dedim öfkeyle. Sesim oldukça yüksek çıkmıştı. "SMS kullansak ?" Alba cevap üretmeye çalışıyordu ve başarılı da olmuştu. Onu kendime çektim ve başından sıkıca öptüm. "Senin gibi zeki bir kadına ihtiyacım vardı tamda şu anda!" Herkes okuldan ayrılmak üzereydi. Sadece öğretmenler, müdür ve bizim gibi ailesine ulaşmaya çalışan bir dizi insan kalmıştık. Kendi sınıfımdan kimseyi görememiştim. SMS attığımız dakikadan yaklaşık bir dakika sonra babamdan bir SMS aldım. Alba'da aynı şekilde bir SMS almıştı derin bir nefes verdik ve el çakıştık. Babam 8-9 dakika içinde orada olacağını söyledi. Alba'nın annesi ise ancak 15 dakika içinde orada olabileceğini söylüyordu.