~Sevgili Anneciğim,
bugün ölmeyi değil,
yaşamayı diliyorum tüm ruhumla.
doya doya nefes almayı,
hayal kurmayı ve
beklemesi zor olan her şeye rağmen
sırf ölüm günüme yaklaşmamak için
saatteki her bir kum tanesinin
düşmekten korkmasını diliyorum.sevdiklerimleyken,
kitap okurken,
birinin gülüşünü izlerken
zamanın durmasını diliyorum.hatta fazla ileri gitmiş olmayacaksam
bazen beni öldürmeni istiyorum
yeniden doğurman için,
minik bir çocuk olup
kendim gibi çocukça dertlerim olsun istiyorum.
şimdiki gibi ondan korktuğum günlerin aksine
Allah'ı,
bulutların arkasında saklanıyor sandığım günleri,
geri istiyorum.izin vereceksen eğer,
yüz elli yıl yaşamayı dahi kabul edebilirim.
o zaman belki sıkılırım bu dünyadan.
buruş buruş eller beni korkutsa da,
katlanabilirim.
tüm sevdiklerimi toprağın altında bırakma ihtimalimi mi soruyorsun?
emin ol, katlanabilirim.
ya da emin olma,
yalancının tekiyim!unutulmak korkusu olmasa,
belki bu kadar yalvarmazdım sana.
söylesene ne anlamı kalır o zaman
yıllarca mutlu olmak için çabalamamın?
unutacaksa bir gün beni en sevdiğim insan
ya da ölecekse bir gün beni tanıyan son insan,
bu dünyaya hiç gelmemişim gibi
yaşamaya devam edecekse tüm insanlık,
ne anlamım kalacak?
cennetten izleyecek miyim?
yoksa o kadar şanslı değil miyim?
benden kalan tek iz,
bir çeşmenin üstündeki ismim mi olacak?
yoksa dünya bir ceviz tanesi gibi yuvarlanırken
birileri ismimi sayıklamaya devam edecek mi?
Arzuhalci'den Mektuplar kitabı okunduğunda,
Milena gibi kıskanılacak mıyım?bilinmezliklerin beni öldürmesine rağmen
bugün yaşamayı diliyorum,
özür dilerim Allah'ım ölmek istemiyorum.~