1

736 32 1
                                    

Jisung sabahtan beri gelen olası adayları gözden geçirirken kapısı çaldı. Yorgunlukla yerinde gerinirken minik çıkan sesiyle "Gel." diye seslendi. İçeriye doğru kafasını uzatan Felix'i gördüğünde kocaman gülümsedi, ardından seslice inledi ve kafasını masaya koydu. Onun bu haline gülen Felix hızlıca içeri girdi ve arkadaşının masasının yanındaki sandalyeye oturdu. Sabah saat 7'den beri ikisi de odalarında gelecekte bebeklerini taşıyacakları ailelerin bilgilerini işlemiş ve kendilerine uygun olanları seçmeye çalışmışlardı. Felix sonuca ulaşabilse de daha yeni doğum yapmış olan Jisung biraz daha ayak sürüyordu. Felix yorgun olmasına rağmen yüksek çıkan sesiyle "Ben yeni aileyi seçtim." dedi. Arkadaşının söyledikleriyle kafasını masadan kaldırdı, sinirli ve bir o kadar da darılmış bir sesle konuştu "Hani beraber halledecektik. Hamileliğimizi birlikte geçirmek istiyordum." dedi. Normalde aileyi seçtiği için heyecanlı olan Felix arkadaşına verdiği sözü unuttuğu için suçlu hissetti. Onu böyle gören Jisung sert çıkıştığı için pişman oldu ve "Yapacak bir şey yok. Bir dahakine artık." dedi.

Sözü biter bitmez ayağa kalktı ve büyük cam duvarın önüne yürüdü. Saatlerdir oturmaktan vücudu tutulmuştu. Felix de yanına adımladı ve kafasını arkadaşının omuzuna yasladı. İkisi de bu işi yapmaktan yorulmuşlardı ama yapacak başka bir şeyleri de yoktu. Bu zalim dünyada ailesiz ve fakir olmak zordu. Karınlarını doyurmaları gerekiyordu. Bu yaptıkları bedenlerini satmak sayılsa da bunu barlarda ya da pavyonlarda değil güvenilir bir hastaneye bağlı olarak yapıyor ve tehlikeli işlerden uzak duruyorlardı. Yetimhanede tanıştıklarından beri -ki doğdukları andan itibaren birbirlerini tanıyorlardı- beraber el ele vermişler ve birbirlerini korumuşlardı. Feminen vücutları ve doğurganlıklarından dolayı hep tartaklanmış ve kullanılmaya çalışılmışlardı. Her ne kadar doğurganlık çoğu kişide olsa da insanların genlerindeki değişimlerden dolayı bebeklerin sağlıkla taşınabilmesine çok az kişide rastlanıyordu. Kadınların sadece kadınlarla ve erkeklerin sadece erkeklerle ilişki yaşadığı bu çağda doğurgan olmak ve bebeği sağlıkla taşımak çok özel, bir o kadar da zor bir durumdu. Eğer kişilerin maddi durumları iyi değilse ve bebek taşıma özellikleri yoksa, bebek taşıyabileceğini düşündükleri insanları kaçırıyor onlara zorla sahip oluyor ve bebekler doğduktan sonra onları kapıya koyuyorlardı. Bu yüzden her yıl dünya genelinde özel testler yapılarak bebek taşıyabileceği belirlenen kişiler isteklerine bağlı olarak devlet tarafından güvenceye alınıyor, özel izinlerle ve tıbbi yollarla ailelere bebek sağlıyorlardı. Jisung ve Felix yetimhanede yaşadıkları kötü olaylardan sonra bebek taşıyabildiklerini öğrenmiş ve direkt olarak devlete bildirmişlerdi. Bunun üzerine devlet korumasına girmiş ve hayatlarını tamamen değiştirecek o büyük adımı atmışlardı. 17 yaşında yetimhaneden çıkıp da devletin tıbbi merkezlerine yerleştiklerinden 2 yıl sonra hamile kalmaya başlamış ve o gün bugündür bu işi yapmaya devam etmişlerdi. Tabi bu durum devam ederken kesinlikle uymaları gereken kurallar vardı. Bazen çok zorlanıp bırakmayı düşünseler de kazandıkları para ve sahip oldukları güvenlik onları işlerine bağlıyordu. Hem zaten bıraksalar da ne yapabilirlerdi ki. Okul okumamışlardı, aileleri yoktu ve birikmiş paraları da illaki bir gün bitecekti. Bu yüzden biraz daha gayret etmeli ve doğurganlıklarının bitmesini beklemelilerdi. Bu olay gerçekleştiğinde maaş almaya devam edip rahat bir hayat süreceklerdi.

Orada camın önünde ikisi de birbirinden habersiz doğurganlıklarının biteceği günü hayal etmiş ve yeniden umutlanmışlardı. Felix hala biraz suçluluk hissetse de yapabilecek bir şey yoktu yarın bebek rahmine yerleştirilecekti ve önümüzdeki 5 ay içinde de doğum yapacaktı. Jisung ise elini sıkı tutması gerektiğini biliyordu eğer bu iki gün içinde bulabilirse belki arkadaşına yetişebilir ve en azından hamileliklerinin bir süresini beraber geçirebilirlerdi. Elini omuzuna yaslanan Felix'in saçlarına atmış ve okşamıştı. Onun bu hareketine gülen Felix kafasını kaldırıp yanağını öpmüş ve odasına gideceğini söyleyip çıkmıştı. Onun gidişiyle Jisung tekrardan masasına çöktü ve belgeleri incelemeye devam etti ama bir süre sonra gözlerini açmak imkansız hale gelince kafasını masaya yasladı ve 10 dakikalığına gözlerini yumdu.

Woah.. kendime inanamıyorum.. Böyle bir yola girmeyi asla beklemiyordum.. umarım içimdeki bu yazma aşkı sönmez de yazmaya devam edebilirim..

Okuduğunuz için teşekkürler♥️
-Mel

BABY  {minsung}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin