GÜNÜMÜZÜN TİAN GUAN Cİ FU 'su

"ÇİÇEK"

Bulutlu bir gündü, bazıları için iç karartıcı olarak düşünülebilir ancak 8 yaşındaki Xie Lian gibi pozitif bir kişiliğiniz ve zengin bir aile şirketiniz varsa bu iç karartıcı günlerde bile bir güzellik bulabilirsiniz..ancak bazıları için bu pekte geçerli değil küçük, 6 yaşındaki San Lang'ın hayatı gerçekten zordu annesinin yaşadıkları şehirde bir genelevde yarı zamanlı fahişelik ve falcılık yapıyordu San Lang herhangi bir müşterisinden olmalıydı ama San Lang'ın annesinin hatırladığı kadarıyla üçüncü müşterisiydi adam iyi bahşiş verdigi gibi iyi de becermisti ..San Lang yaşadığı çevrede uğursuz bir varlık olarak anılıyordu her yerde dışlanır , annesinin falcılık yaptığını bilenler bu çocuğu bir tür iblisin çocuğu olarak bilirlerdi .. O gün hava kapalıydı San Lang genelev in önündeki kaldırımda oturmuş elindeki ince ağaç dalıyla yere bir şeyler çiziyordu yaşına göre iyi denebilecek bir çizim yeteneği vardı ama ne önemi vardı ki ..saat Mo'nun ilk yarısıydı(sabah 5 ile 7)bir grup insan çocuğun önünde durdu San Lang hafifçe kafasını kaldırdı düzgün kesilmemiş kapkara saçları küçük çelimsiz omuzlarına dökülüyordu aşırı solgun neredeyse şeffaf bir teni vardı ama ne teni ne de saçları vermilyon rengi gözleri her şeyi geride bırakıyordu
*Vermilyon rengi: aşırı parlaklığa sahip kırmızının bir tonu genelikle taze kanı anımsattığı söylenir.
"İşte, işte!! Bu iblisin çocuğu, o büyücü bozmanın piçi.. bunu bir hafta önce  tapınakta gördüm bu şeytan orada bir şeyler karıştırıyordu tapınağın bütün  kutsallığını aldı götürdü ! Bir haftadır ne tütsülerimiz yandı ne de büyük tanrılarımiz bizi duydu atalarımız bize yüz çevirdi !! Hepsi bu.. bu piçin suçu ! " Etrafta bulunupta sese gelen birkaç kişi daha vardı bazıları sabahın bu saatinde uyanmalarının nedenini bu deli karının saçmalıklarını dinlemek olduğunu anlayınca sinirlenmişti sokağın köşesinde kendisinin işlettiği bir pastane olan adam tükürürcesine sordu:"Eee ne yapalım senin atan sana cevap vermediyse ?"dedi . San Lang'a sanki bir katilmiş gibi bakan kadın sinirle konuştu " Bu piç hepimize uğursuzluk getirecek zaten anası olacak kadın bu şeytanı hiç dizginlemiyor bu çocuk içinde öyle bir şeytan var ki.. Hey sen ! Bbana ö-öyle bakma !!" San Lang bağırıp çağıran kadına baktı ne istiyorlardı gene sabahtan beri şeytan aşağı şeytan yukarı... Zaten annesi yeterince ona bağırıyor dövüyordu ..Belki artık yaşamamalıydı,zaten yaşamak için bir nedeni de yoktu hayat artık çekilmiyordu tek güzel yanı bazen bodrum katındaki tek ışık kaynağı olan tavana yakın küçük pencereye konan kelebekti San Lang ne zaman kelebeği görse içinde bir umut olurdu "belki..belki bende birgün kelebek olurum " Kelebekler San Lang'ın tek eğlence kaynağıydı bu sabah annesi zemine serdiği hasırdan kalktığında ona "kelebek olmak için ne yapmalıyım anne ?"diye sormuştu annesi onu sertçe itmiş küçük çocuk duvara çarpmıştı ve tek kelimeyle sadece "geber" demişti o zamandan beri San Lang ölmeyi düşüyordu yaşına göre bayağı zekiydi gebermenin t ölmek demenin başka bir yolu olduğunu biliyordu. Yere çizdiği bir kelebekti "Hey! Çocuk tapınakta ne yapıyordun ha!?"diye sordu flötr şapkalı yüzü yaşlılığın getirdiği çizgilerle kaplı adam ,saçları beyazdı .San Lang düşündü bu adam da yakında kelebek olacak .Aniden bir el zaten eskimiş yırtık soluk kırmızı rengindeki tişörtünün yakasını tuttu San Lang bu baskıcı güce dayanamadı ve kafası arkaya ve çenesi yukarı doğru kalktı ,Kadın küçük San Lang'ı hırpalayarak"Duydun mu!? Ne yapıyordun orada çabuk söyle !"San Lang'ın ağzından tek bir kelime çıktı "çiçek".