9 Ocak
32 günü gitmişti bu sürede, ama o hala aptal ve minnettardı bilgeye.
Ruh eşini sevmişti. Onunla her konuştuğunda yaşama amacını hatırlıyordu sanki.
Ama hala farkında olmasa da biraz korkuyordu genç kız, sonuçta ölümü yaklaşıyordu her mesajında.
Her konuşma uzadığında bir yandan mutluluk bir yandan da endişe duyuyordu bundan.
Ve tekrardan eline aldı telefonunu, içinde kayıtlı olan 3 kişiye baktı.
- Annem
- Babam
- Kül adam
Komikti yaşadığı şeyler, ama inanmıştı işte buna, inanmıştı ona inanan birinin olduğuna!
Lena: Hey!
Dabi birkaç dakika sonra online olmuştu sonunda, yazdı mesajını Lena'ya
Dabi: Lena, uyuyorum...
Lena: Bu saatte uyumanız akıl işi değil-
Dabi başka bir şehirden gülümsetmişti genç kızın mesajına.
Onu bu kadar uzak olmasına rağmen gülümsetmesi farklı bir histi aslında.
Dabi: Todoroki.
Daha sonra biraz kaba bir şekilde söylediğini düşünüp, değiştirdi mesajını
Dabi: Soyadım Todoroki.
Lena: Ah, anladım bay Todoroki.
Lena: Sınıfımızdan yakın arkadaşımın soyadını taşıyorsunuz.
Dabi: Arkadaşını tanıyor muyum?
Lena: Shoto, Televziyona birçok kez çıkmış. Ünlü bir aktörün 3. oğlu. Büyük ihtimalle tanıyorsunuzdur^^
Dabi: Ahh, evet kendisi ailemizin prensidir.
Lena, bir süre ekrana baka kaldı. Onun gerçekten o aileden olduğuna inanmalı mıydı?
Lena: Anlamıyorum sizi.
Dabi: Ben Touya, bu eski adım. Ve Todoroki ailesinin beni tanıttığı isim.
Dabi: Biliyor musun Lena? ben aslında ölmedim. Bütün halka yanlış bir habere inandırıp, kandırdılar.
Lena, bu sefer gerçekten ürkmüştü konuştuğu adamdan.
Ani bir karar ile profiline girip engellemişti Adamı.
Sahi, ne yaşamıştı az önce?
Bütün halkın ölü bildiği adam ile mi konuşmuştu 'az önce?'
"Blöf mü yapıyordu?" diye düşündü genç kız. Gerçekten niye engellemişti ki onu, neydi bu hız?
Uzun bir süre oturduğu yerde kımıldayamadı.
Karanlık olan evinin camından baktı uzunca dışarı.
Ne kuş ne de neşe ?
O adamla konuştuğundan beri ne zaman çıkmıştı gece dışarı?
O kadar mı unutmuştu önceki yaşamını...
Elini sıktı, onu korkutan az önce yaşadıkları. Ve onu üzen hayattan kopması.
Usulca cama ilerledi. Eline aldığı bezi cama götürdü.
Tozlardan görünmez olan camını sildi. Harikulade! şimdi ne yapacaktı ki?
Cidden ne yapacağını, ne yaptığını unutmuştu.
Ne kadar az süre konuşmuşmuş olsalar da...
Sahi 8 gün olmuştu değil mi?
8 günde unutmuş muydu eskisini?
Bu da neydi böyle?
aldı eline küçük bir ayıcık bulunan anahtarını.
Ardından ise gökyüzünün göründüğü camına bakıp, kararlı adımlarla açtı kapısını.
Şimdi akıllardaki tek soru bu aptal ne yapacaktı?
Birinize yeni bölüm atacağım sözü vermiştim. Ama çok geç attım... üzgünüm :')