27.Bölüm 🌸

734 76 20
                                    

İyi okumalar 🌸

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

"Rahat mısın bitanem? İstersen bir yastık daha isteyeyim." dedi Toprak sevgilisine. Yağmur, gülümseyerek baktı Toprak'ın yüzüne.

"Hayır gerek yok. Rahatım böyle." dedi. Toprak, yatağın yanındaki sandalyeye oturdu ve sevgilisinin elini tuttu. Avucunun içini öptü koklayarak. Yağmur, o kadar mutluydu ki, tarif edilemez derecedeydi.

"Seni çok seviyorum. Bir daha asla ama asla bırakmayacağım seni." deyip yerinden kalktı Toprak ve saçlarının arasına öpücük kondurdu Yağmur'un.

Tam Yağmur cevap vereceği sırada odadan içeri Damla ve Çiçek girdi.

"Nasılsın bebeğim?" diye sordu Damla. Yağmur yüzündeki gülümsemeyle cevap verdi Toprak'a bakarak.

"İyiyim." dedi ve ablasına çevirdi bakışlarını. "Çok iyiyim abla." diye devam etti. Damla dudaklarını sıkarak baktı kardeşine, sıkıntılı bir ifadeyle. Yağmur ve Toprak bir şey olduğunu anlamıştı çünkü Çiçek'in yüzünde de aynı ifade vardı. "Ne oldu abla?" diye sordu.

"Keyfini kaçırmak istemiyorum Yağmur ama babam seninle konuşmak istiyor." deyince, Yağmur'un bedeni gerildi. Babasını affedemiyordu.

"Ben onunla konuşmak istemiyorum abla. Bunu yapmama sebep olan oydu." dedi. Damla kardeşini anlıyordu. Bu yüzden üstüne gitmemeye karar verdi.

"Peki o halde. Ben babama söyleyeyim." dedi ve odadan çıkmak için kapıya yöneldiği sırada, Yağmur ablasına seslendi.

"Ya da dur. Gelsin. Konuşalım. Neler diyeceğini merak ediyorum." dedi. Toprak, elinde duran eli sıktı destek olurcasına.

"Emin misin sevgilim?" dedi. Yağmur, başını Toprak'a çevirdi.

"Eminim.  Eninde sonunda bu konuşma olacak zaten." dedi. Toprak, anlayışla başını salladı ve ayaklandı.

"Ben de çıkayım da rahat konuş babanla." dedi. Yağmur gülümseyip elini öptü sevgilisinin ve üçlü odadan çıktı. Birkaç dakika sonra, Yağmur'un babası girdi içeri. Yağmur, başını cama çevirmiş, dışarıyı izliyor görünümü veriyordu. Babasına hâlâ kızgın ve kırgındı. Ama bu yüzleşme olmalıydı.

Babası, koltuğa oturup dirseklerini dizine dayadı ve ellerini birleştirdi. Yağmur, hâlâ camdan dışarı bakıyordu. Babası, bu sessizliğe son vermek istemiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Öncelikle senden çok özür dilerim oğlum." demesiyle, Yağmur bakışlarını babasına çevirdi. Sadece dinlecekti şimdilik. "Ben... Aslında sadece senin iyiliğini düşündüğüm için öyle davranmıştım. Yani kesinlikle kötülüğünü düşünmedim. İyi bir hayatın, güzel bir ailen olsun istemiştim." dedi. Yağmur sessizce derin bir nefes aldı.

"Öyle olduğunu sanmıyorum Salim bey. Eğer öyle olsaydı, beni yurtdışına göndermeye çalışmak yerine, ne istediğimi sorardın. Sen, kendi yaşayamadığın aşkının acısını benden çıkardın. Annemi hiç sevmedin. Son nefesinde bile yanında değildin. Kendini hep işe verdin. Kalbindeki aşkın acısını unutmak için kendini hep işinle meşgul ettin. Sen, intikamını benden aldın. Dedemin sana yaptığını, sen bana yaptın. Aslında homofobik falan değilsin. Ne olduğunu sen de çok iyi biliyorsun." dedi ve sustu bir süre. Babası, gözünden akan yaşları silip, oğlunun yüzüne baktı.

"Haklısın. Ben anneni sevmedim. Sevmeden evlendim onunla. Dedenin zoruyla. Benim sevdiğim adam da buralardan gitti. Ama ben onu hiç unutamadım. Annen, evlenirken onu sevmediğimi biliyordu. O da bana aşık değildi. Ailelerimiz adına yaptığımız bir çıkar evliliğiydi bizimki. Evet, annene aşık değildim ama annen de aşkımdan ölmüyordu." dedi kendini savunarak. "Ben kötü biri değilim oğlum. Babamdan ne gördüysem, onu uyguladım." dedi. Yağmur alaylı bir şekilde güldü babasının son sözlerine.

"Yaşadıkların ders olmalıydı. Dedemin sana yaptıklarını bana neden yaptın baba? Canın acımadı mı aynısı sana yapıldığında? Benim canımı neden yaktın? Ölüyordum ben. Eğer ölseydim nasıl dindirecektin vicdan azabını? Yüz bulup mezarıma gelebilecek miydin?" dedi ve yutkundu. "Üzgünüm ama dilediğin özürler bir işe yaramıyor. Beni sevdiğim adamdan ayırdın. Bana vurdun, hakaretler ettin, yurtdışına gitmeye zorladın. Keşke yapmasaydın. Kendin aşkını yaşayamadın diye, beni engellemeye kalkmasaydın." dedi ve camdan dışarı baktı tekrar. Babası, ümitsiz bir şekilde koltuktan kalktı.

"Beni affetmeni bekleyeceğim oğlum. Ne kadar sürerse sürsün, bekleyeceğim." dedi ve yavaşça çıktı odadan.

Yağmur'un kalbi kırıktı. Babası, ilk kahramanı, ona hayatının en kötü günlerini yaşatmış, ölmesine neden olacaktı. Bunu affedemiyordu. Affedebileceğini de düşünmüyordu şimdilik...

Finale adım adım.

Yorumlarınızı bekliyorum

Sizleri seviyorum 💙

KALBİM SENİN (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin