Gözlerimi mavi sonsuzluğa dikmiş neredeyse batmak üzere olan güneşi izliyordum. Her zamanki gibi sadece ben ve parıltılarıyla dünyayı ısıtan güneş vardı. Bazen o da giderdi ben yalnız kalırdım. Birkaç saat sonra tekrar bedenimi sarıp sarmalardı. Hayat gibi.Jung Jaehyun'la en son iki hafta önce görüşmüştük. Aile sıcaklığını ucundan bana tattırmış ve gitmişti. Bilmediğin şeyin yokluğunu hissedemezsin derler. Buna hiçbir zaman inanmamıştım ama şimdi iki haftadır katlanarak hissettiğim aile özlemi bana yeni bir şey öğretti. Bilmediğin şeyin yokluğunu sadece hissettiğini sanırsın.
Kenara bıraktığım alışveriş poşetini alıp evin yolunu tuttum. Anahtarı çevirdiğim sırada büyükannem seslendi. "Sen mi geldin Chaeyoung?" Demek bugün onun için annemdim. "Alışveriş yaptım anneciğim." Oyununa uymadığım zamanlar kafası karışıyor ve bazen de kriz geçiriyordu. O yüzden o kim olmamı istiyorsa o oluyordum. "Şu serseri Park Jimin'le görüşmüyorsun değil mi? Dün buraya geldiğinde onu sopayla yokuşun sonuna kadar kovaladım." Sanki bir genç kızmış gibi kıkırdadı. Acaba annemin o serseri Park Jimin'le evlendiğini öğrense şu an ne düşünürdü? Ya da Kore'deki her şeyini bırakıp sırf o Park Jimin için Avusturalya'ya yerleştiğini öğrense?
Yanağından kocaman öpüp gülümsedim. "Hayır anneciğim, görüşmüyorum. Geldiğinden de haberim yoktu." Homurdansa da gülümsedi. Babamı nedense hiç sevmemişti. Belki de hissetmişti yıllar önceden kızını Park Jimin yüzünden kaybedeceğini...
Ayağa kalkıp mutfağa yürüdü uzun zamandır mutfağa girip bir şeyler pişirmemişti bu yüzden onu engellemedim. Son üç yıldır en iyi olduğu gün bugündü ne kadar beni annem zannetsede.
Belki Jung Jaehyun'dan bir arama görürüm umuduyla telefonumu kontrol ettim ama hayır yoktu. Aile yemeği yenmiş, oyun bitmişti görüşmemize gerek yoktu.
Büyükannemi gözümden uzak tutmamak için mutfağa gittim. Son iki haftadır neredeyse her günüm aynıydı. Gerçi değişen bir şey yoktu. Sadece Jung Jaehyun ve ailesi hayatıma ışık hızıyla girmiş ve yine ışık hızıyla çıkmıştı. O hayatıma girmeden önce de günlerim böyle evde büyükanneme göz kulak olarak geçiyor, arada sırada tamamladığım çocuk kitaplarını yayınevine götürüp teslim ediyor ve tekrar geliyordum. Ama artık bir şeyler eksik gibiydi. Anlamsızca...
Zil düşüncelerimi böldüğünde kafamı kaldırdım. Kapıyı açtığımda görmeyi son beklediğim şey Jung Jaehyundu. Korkuyla içeriye baktıktan sonra bana baktı. "Roséanne Park, Park Chaeyoung kim ve neden büyükannen beni defol buradan Park Jimin diyerek aşağı sokağa kadar kovaladı?" Şaşkınlıkla yüzüne bakakaldım.
----Merhaba biliyorum çok uzun zamandır bekliyorsunuz ve bu bölüm telafi yerine geçecek kadar uzun değil. Buraya bahaneler sıralamayacağım fakat söz veriyorum bir sonraki ara bu kadar uzun olmayacak. Keyifli okumalar. Oy ve yorumlarınızla bana destek olmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Untitled | jaerosé
FanfictionKlişelerle dolu bir yaz dizisi tadında başlamıştı her şey... Bir o kadar basit bir o kadar tahmin edilebilir. "Pardon bir günlüğüne sahte sevgilim olur musunuz? Etraftaki en aykırı kadın sizsiniz." #2 - jaerosé 09.01.2022 #1 - jaerosé 06.03.2023