"Oyunlar ve kökleri"

22 3 2
                                    

Piyano tuşları acıydı, piyano tuşları kederdi. Jeon Jungkook'un Jung Yeji'ye Beethoven'ın ay ışığı sonatını çaldırmasıysa tesadüf eseri değildi. Yeji gerçekten iyiydi. Tuşlara basan ince parmakları yüzyıllık melodiyi bile kendine ait kılıyordu. Gözlerimi kapattım. Tam yanımda sessizce Yeji'yi izleyen Jung Jaehyun kıpırdandığında bile gözlerimi aralamadım. Müzik beni sarmış sanki çok uzaklara gitmekten bile korktuğum diyarlara götürüyordu.

Jaehyun kafasını omzuma yasladı. Başımı çevirip hafifçe ona baktım tıpkı az önce benim yaptığım gibi gözlerini kapatmış müziğe kendini bırakmıştı. Düşünmedim. Park Roséanne ilk defa düşünmedi. İlk defa düşünmedim. Gözlerimi kapatıp başımı Jaehyun'un omzumdaki başına yasladım. Jaehyun belimi kavrayıp bana iyice yaslandığında nefesimi tuttum.

Sadece oyun. Yeji ve Jungkook burada diye. Nefesini bırak Rosé. Nefes al. Nasıl yapılacağını biliyorsun. Doğduğundan beri nefes alıyorsun. Hadi Rosé. İşte böyle. Sadece nefes al. Tiyatro gibi. Bir rol. Daha önce tiyatro yaptın değil mi? Elbette yaptın. Tıpkı o zamanlar olduğu gibi.

Duyduğum alkış sesiyle kendime geldim. "Muazzamdın Yeji. Yine söylüyorum bence bu işi hobi olarak yürütmek için fazla iyisin, bir şirketin seçmelerine katılman için ısrar ediyorum." Yeji gözlerini kırpıştırdı. Hafifçe utanmıştı fakat hali ve tavrından bunu istediği de belli oluyordu. Tereddütle başı hala omzuma yaslı ağabeyine baktı. Ben doğrulsam da Jaehyun aynı şekilde durmaya devam ediyordu. Hafifçe nefes verip Yeji'ye baktı. "Çok mu istiyorsun?" diye sorduğunda Yeji daha cümlesini bitirmeden çığlık çığlığa bağırmaya başlamıştı. "Lütfen lütfen lütfen Jaehyun oppa!"

"O zaman şansını dene bakalım." dedi Jaehyun istfini bozmadan "Fakat büyükannemin haberi olmasın. Bundan hoşlanacağını düşünmüyorum." Yeji, Jaehyun'a sarılmak için hamle yaptığında Jaehyun ile olan beden temasımız kesildi.

Kafamı çevirip Jungkook'a baktığımda ne hissettiğimi anlamış gibi gülümsedi. Zaten hep anlamaz mıydı? "Hayır, Rosé hiçbir zaman fazlalık değilsin." diye fısıldadığında ona baktım. Oysa daha düşünmemiştim bile sadece minicik bir an kalbime ufak bir zehir sızmıştı. Jaehyun yüzünde karmaşık bir ifadeyle yüzüme bakıp elimi tuttuğunda gerildim oysa ortada yanlış yoktu. Sanırım Jaehyun Yeji'nin Jungkook'la olan geçmişimin arkadaştan fazla olduğunu öğrenmesini istemiyordu. Oyunun bitmesine birkaç ay vardı ve en son istediğim şey Jaehyun'un zor durumda kalması ve Eunran büyükannenin üzülmesiydi.

"Bir gün belki sen de bir şeyler çalarak bize eşlik edersin Rosé." dedi Jungkook kibarca. Oysa benim müziğim susalı çok olmuştu. Lise de Jungkook'a şarkılar yazdığım, bestelediğim günler çok uzaktı. "Belki Jaehyun için bir şeyler çalarım, bir ara." Jaehyun tuttuğu elimi öpüp bana kocaman gülümsedi. Yeji de ışıltılı gözlerle bize bakıyordu. "Lütfen bir gün biri de bana Jaehyun oppa'nın Rosé unnie'ye baktığı gibi baksın ve aşık olsun! Tanrım lütfen!"

Umarım bir gün birisi sana gerçekten aşık olur Yeji. Jaehyun ve benim gibi değil de bir zamanlar Jungkook ve benim olduğum gibi. Gerçekten, bir oyun için değil. Umarım çok sever seni ve mutlu olursunuz.

Yeji koluma girip önden bizi ilerlettiğinde kafamı çevirip geride kalan Jaehyun'a baktım. Sorun yok der gibi gülümsediğinde tüm dikkatim tekrar Yeji'ye verdim. Yeji kulağıma eğilip "Rosie unnie yanlış anlama ama şey Jaehyun oppa muhtemelen biliyor sanırım ama... Direkt söyleyeceğim sanırım. Jungkook öğretmenim senin yani lisede... Sevgilin miydi?" Kaskatı kesildim.

-----

Biliyorum 1 Mart'ta 3 bölüm demiştim ama bahar döneminin erken başlaması sebebiyle biraz sekteye uğradı. Yine de bölümler bundan sonra sık sık gelecek. Karakterler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Rosé?

Jaehyun?

Jungkook?

Yeji?

Yeri?

Eunran?

Untitled | jaeroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin