O sabah gözlerimi bir erkek sesi ile açtım.İyice algılarımı açtığımda bu kişinin Süleyman olduğunu fark ettim. Süleyman:
-Kalk kalk!! Bir kadın yüzüne gün ışığı vurmadan uyanması gerekir.Sana babanın evinde hiç mi bir şey öğretmediler?!!
Diye söylenmeye başladı bende hemen kalktım ve elimi yüzümü yıkadım -tuvalet ve banyo evin bahçesindeydi-.Kahvaltı için 2 yumurta kaynatıp çayı ocağa koydum.En sonunda kahvaltı için son rutüşları yaptım.Aham şaham bir sofra değildi fakat karnım guruldamaya başlamıştı.
En sonunda Süleyman'ı çağırdım ve söve söve yanıma geldi ne yaptığımı bende bilmiyordum neden küfür ediyordu acaba dedim.Bir yandan da yemek yemeye başlamıştık.Ben hiç babamın evinde böyle bir şey görmemiştim küfür etmeyi geç çok fazla önemli bir durum olmadıkça konuşmazdık... Hala küfretmeye devam ettiği için bende onu uyarmaya karar verdim:
-Süleyman neden böyle konuşuyorsun .Valla biz baba evindeyken ben sofradayken küfür etmeyi bırak konuşamıyorduk bile.Azıcık susta yemeğini ye dedim.
Elindeki çatalı tepsiye hızla koyup kafasını yukarı kaldırdı ve gözlerinden ateş fışkırıyordu resmen. Upuzun bıyığını düzeltip ellini havaya kaldırdı ve bana elinin tersiyle vurdu en sonunda konuşmaya başladı:
-Burası senin babanın evi değil buraya alışsan iyi edersin karı.Ayrıca ben senin babanın evindekilere de benzemem kapa çeneni zıkkımlan. Oruspuya bak hele birde bana laf yetiştiriyor .
Kalbim acıyordu zaten o kadar yaşadığım şeyden sonra bu evlendiğim adamın çokta iyi huylu birisi olacağını düşünmüyordum zaten...Ağlamak için yatak odasına doğru hışımla kalktım kapıyı açıp içeriye girdim kapıyı tekrardan örteyim derken aniden iki odanın da camı açık olduğu için ceryan yaptı ve tahta kap çok hızlı bir şekilde yerine oturdu. Aradan çok zaman geçmemesine rağmen Süleyman kapıyı hızla açtı ve belindeki kemeri çıkartıp beni çok kötü dövdü.
Hem Sövdü hem dövdü,hem sövdü hem dövdü...
Bir vakitten sonra bilincim gitti ve etrafı tıpkı kaderim gibikara bir karanlık sardı...
15 Gün Sonra:
Gözlerimi zorla açtım.Konuşmak üzere ağzımı açmaya çalıştığımda ağzımın kupkuru olduğunu hissettim ve kendimi zorlayarak ''su'' dedim.Hemen yakınımda oturan eltim Sebiha bana su uzattı ve kana kana su içtim.Bardaktaki su bittiğinde hemen kendimi döşeğe bıraktım. Ani hareketim yüzünden bütün vücudumu saran bir acı oluştu ,ama hiç bir acı kalbim gibi acımıyordu...Ve bu derin düşüncelerle kendimi uykuya teslim ettim..
3 Gün Sonra:
Diğer günlere göre iyiydim fakat vücudum belli bölgelerinde hala morluklar vardı.Her morluklarımı gördüğümde veya ani hareketlerimden kaynaklanan ağrılarda Süleyman'a babama anneme lanet edip ardından da hayatımı sorguluyordum her şey koca bir 'Neden'di..?
Neden?
Neden?
Neden her şey benim başıma geliyordu ki?
Veeee ben geldim sevgili kemik kitlemm.Sizi böyle beklettiğim için özür diliyorum...
Nasılsınız??
Lütfen satır arası yorumlarınızı ve votelerinizi esirgemeyin benden♡♡♡
Bölüm hakkında yorumunuz??
Sevgilerle...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZISI KARA▸ÇOCUK GELİN▸
No FicciónAilesinin baskısı ile çocuk gelin olmaya zorlanan bir kızın hayat hikayesi... Sizce bu baskı , şanssızlık ve çile evlendikten sonra bitecek mi yoksa eski günlerini aratacak daha kötü sefil bir hayata mı sahip olacak hep birlikte göreceğiz..? ...