five.

240 25 16
                                    

Üç gün geçmişti.Anca kitaplarda yaşanma ihtimali olan tanışmadan beri üç gün geçmişti.Jongseong,Jungwon'ı sınıfına bırakmıştı en son.Kendi sınıfına döndüğünde arkadaşları haline çok şaşırmıştı.Kötü bir şey oldu sanmışlardı,korkmuşlardı.Ağzını bıçak açmıyordu çünkü Jongseong'un.Ama tam o an aklına bir şey gelmişti.Sunoo,Jungwon'ın sınıfındaydı,en yakın arkadaşlarından Heesung'un kardeşiydi ve arkadaş canlısıydı.Tamamdır dedi içinden,bir ferahlama geldi.Artık Jungwon'a bahane aramadan ulaşabilecekti.Belki de bir diyaloğa bile gireceklerdi.Çok istiyordu çünkü onun sesini tekrar duymayı.

O gün okul çıkışı olduğunda Heesung,Sunghoon,Jaeyun,Sunoo ve Riki ile her zaman kafa dağıtmak için gittikleri pizzacıya gittiler.Nostaljik bir yerdi orası.Sakinliği ve atmosferi insani rahatlatıyordu.Bir dertleri,sıkıntıları olduğunda oraya gider ve sakin bir kafayla çözmeye çalışırlardı hep.Geri kalanında da takılırlardı zaten.Daha önce çözdükleri derdin gönül işi olduğu olmuştu.Ama hiçbir zaman Jongseong aşk hayatını kendi isteğiyle anlatmamıştı.Sıradan kişilerle sıradan ilişkiler yaşıyordu.Bu yüzden anlatacağı bir derdi olmamıştı bu konuda.Fakat bu seferki o kadar farklıydı ki! Herkes bunu anlamıştı çoktan.Park Jongseong'un her gün takındığı tavırı bozacak ve bir insanı dert edinmesini sağlayacak,o da yetmemiş gibi buna kendi başına çözüm bulamadığı için arkadaşlarına danıştıracak bir insan vardı karşılarında.Çok karşılaştıkları bir olay değildi.Ancak değerli arkadaşlarını daha fazla böylesine endişeli ve panik halinde görmek istemediklerinden dolayı bu duruma hemen ortak olmuşlardı.
Her şeyden habersiz Jungwon ise okulun ilk gününü sadece kendisine göre sıradanlaşmış bir şekilde yalnız ve ders odaklı geçirmişti.Fakat o günü diğer günlerden farklı kılan yeni tanıştığı oğlanla ilgili hiçbir şey düşünmemeye çalışıyordu.Ne de olsa bu okula yalnızca başarı endeksli gelmişti.Birinden hoşlanmayı çoktan es geçmiş bir arkadaşı bile fazla görüyordu kendine.Hem neydi ki bunlar?Alışkın olmadığı durumlar içerisinde bulunmayı hiç istemiyordu.Ancak yine de okul çıkışı onu aramıştı gözleri,bir kere daha konuşabilme ihtimali için.Bir mucize olurdu belki ve o da kendisini arardı diye fazlasıyla bakındı Jungwon.Sonra birden toz pembe hayal dünyasından ayrılıp "Seni kim takar ki?"dedi kendine ve evine doğru yol aldı.Jongseong'un kendisiyle bir daha iletişime geçebilmek için herkesi topladığını bilmeden.

Tüm bunlardan sonra tamı tamına üç gün geçmişti.Bakınca kısa bir süre gibi gelse de onlar için geçmek bilmemişti.Jungwon,Jongseong ve arkadaşlarının planladığı gibi Sunoo ile arkadaş olmuştu hiç beklemediği bir şekilde.Göstermelik sohbet ettiklerini,sırf sınıf arkadaşı olduğu için nezaketten kendisiyle oturduğunu falan düşünmüştü hep.Hatta bu da tuhaf değilmiş gibi Riki adında bir alt sınıfıyla da tanışmıştı.İkisinin yakın olduğunu biliyordu.Sunoo tanıştırmıştı zaten onunla da.Kantine beraber iniyorlar,teneffüste Riki'yi alıp bahçeye çıkıyorlar,derslerde birbirlerine yardım ediyorlardı.Jungwon için ancak bir hayalden ibaret olan bu ortam onu da bulmuştu nihayet.Diğer yaşıtları gibi bir gençti artık kendisine göre.Aslında ilk iki gün çok ciddiye almamıştı onları.Fakat çekirge bir sıçrar iki sıçrar mantığıyla üçüncü gün "Tamam.Onlara arkadaş gözüyle bakabilirim.Benden sıkılmadılar,beni kendilerinden gördüler."diye düşündü.
İçten içe bu kadar kolay güvenmemesi gerektiğini ve çok tez canlı olduğunu biliyordu.Ama öyle bir istiyordu ki hep hayal ettiği hayatı yaşamayı.İstediği okula gidecek,arkadaşları olacak,başarı elde edecek,ailesiyle arası normal olacaktı.Üç şeyi tamamiyle elde edebilme ihtimali olduğu içindi bu hevesi.Ailesinden umudu keseli baya bir olmuştu zaten.Ama bu üç şey onu hayata katacaktı.Kalpten inanıyordu.Tüm bunları düşünmeye ayıracak çok boş vakti vardı.Bu fikirler hiç aklından çıkmıyordu.Ancak aklından çıkmayan yegane biri daha vardı.Gördüğü andan beri aklından çıkmayan biri.Okulda bir iki kez gördüğü olmuştu.Ama hiç o günkü gibi göz göze gelmemişlerdi.Hep gözü ondaydı,hisseder de bakar diye düşünüyordu.Ama bakmamıştı.Okuldaki birbirini bilmeyen iki öğrenci gibilerdi kendisine göre.Ulaşılmaz bir noktadaydı.Umutlandığı her an için kendini avuttu."Sadece..."dedi.
"O anki halime şaşırdığı için bakakalmıştı.O anki halime acıdığı için yanıma gelmişti,konuşmuştu."
İlk günden diyalog içinde bulunduğu herkes onu umursayacak diye bir kural yoktu sonuçta.İki arkadaşı vardı artık,dersleri de kavramıştı.Bu ikisi yeterdi Jungwon'a.
Ancak Jongseong onun düşündüğünün aksine her bir saniyeyi kovalıyordu Jungwon'ı görmek için.Dakika sayıyordu ders bitsin diye.Saat tutuyordu çıkışta Sunoolar'dan duyacaklarının hevesiyle.
"Bugün nasıldı mesela?Nasıl kokuyordu?Gözleri yorgun mu bakıyordu yine?Neler anlatıyordu?"
Sürekli aklında cevaplanmak için bekleyen sorulardı bunlar.Kendisi gidemiyordu,soramıyordu bunları.Jungwon'ın kendisini hatırladığından bile şüpheliydi.Her gördüğüne böyle mi davranıyor diye düşünüp tuhaf bulmuştu belki de kendisini.Ama bir şekilde ortak arkadaşlar muhabbetiyle karşı karşıya geleceklerdi tekrar.Bunu istiyordu Jongseong.Tesadüfmüş gibi olsun,onu tedirgin etmeyen bir durum olsun istiyordu.Ne de olsa ilk günden peşine takılsa Jungwon'a nasıl davranacağını biliyordu.Sıkardı onu.Sürekli etrafında olmak isterdi.Sarılmak,koklamak,konuşmak,takılmak,tanımak,tanıtmak...
Sakin biriydi.Ama sabırlı biri hiç değildi.Bu yüzden böyle bir şey planlamıştı.Hem böylece kendisini kontrol edecek arkadaşları da olacaktı yanında.Daha önce kimse için böyle şeyler hissetmemişti de yaşamamıştı da.Özel biriydi Jungwon.Bunu ilk gördüğü an anlamıştı zaten.Ama bir o kadar da minnettardı.Sadece orada oturarak beklemesinden tutup her bir zerresine.
Tam o an aklına bir şarkılarına yazacağı sözler geldi.İlham arıyordu aylardır.Hemen defterinin başına geçti ve aklına gelenleri kağıda döktü.
[Seni bir yerlere götürmek istiyorum böylece önemsediğimi anlarsın.
Ama çok soğuk ve neresi bilmiyorum.
Sana güzel bir buket nergis aldım.
Ama sonbaharda oldukları için çiçek açmazlar.
Ve seni öpmek istiyorum seni iyi hissettirmek için.
Gecelerimi paylaşmaktan çok yorgunum.
Ağlamak istiyorum ve sevmek istiyorum.
Ama bütün gözyaşlarım harcandı.]
Bir kere minnettar oldu meleğine.
Yazdıklarına şöyle bir bakıp altına ufak bir not bıraktı.
'İyi ki sen.Umarım...İyi ki biz.
from Jay to Jungwon.'

ARRKADASLAR LÜTFEN KONUSMA PANOMA BAKIN SİZLE KONUSMAK İSTEDİGİM COK SEY VAR🙇🏽‍♀️
bu arada twtırım: @ohmyenhypen orada da jaywon forever😌

ARRKADASLAR LÜTFEN KONUSMA PANOMA BAKIN SİZLE KONUSMAK İSTEDİGİM COK SEY VAR🙇🏽‍♀️bu arada twtırım: @ohmyenhypen orada da jaywon forever😌

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

THE SUN🌞

THE MOON🌚

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

THE MOON🌚

broken smile/jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin