25

14.2K 1.2K 786
                                    

bölümün bir kısmını süngerbob izlerken yazdım, güzel bi ikili oldu hxjxjdjjdjs

●●●●

Geri dönüşümüz çok yakındı, şirket baskısı daha çok artmış, kurallar- yasaklar sıkılaşmıştı. Dolayısıyla kendime bile zor vakit ayırıyor, bulduğum ilk boş anda dinlenmeye çalışıyordum.

Odamın kapısı çaldığında belime havlumu sararak o yöne doğru ilerledim. Yeni duş almıştım ve gelenin Jimin Hyung olduğunu bildiğimden ıslak vücudumu önemsememiştim.

Duşa girmeden önce bana "yarım saat sonra senin odandayım, konuşmamız gereken bir şey var" yazan bir mesaj atmıştı ve açıkçası ne diyeceğini merak ediyordum.

Fakat kapıyı açtığımda gördüğüm beden aklıma en son gelecek isim bile değildi.

Şaşırma faslını hızlı atlattıktan sonra biri görür telaşı ile -ne kadar kapıyı suratına kapamak istesem de- kolunu tutmuş ve içeri çekmiştim onu. Ben ise kafamı kapıdan dışarı çıkarmış, gören biri var mı diye koridoru kontrol ediyordum.

Kimsenin görmediğine emin olduğumda kapıyı kapamış ve arkamı dönmüştüm. Oradaydı onu iteklediğim yerden milim kıpırdamamış, benim iki adım uzağımda, gözlerini kocaman açarak bana bakıyordu.

Asıl bu şok ifadesini takınan ben olmalıydım fakat tüm soğuk kanlılığımı koruyor, burada ne aradığını öğrenmek için bekliyordum.

"Ne işin var burada, niye geldin? Ya biri görseydi? Sen benim başımı belaya mı sokmak istiyorsun?"

Bağırarak sinirimi bir nebze olsa da çıkardığımda bilincim yerine gelmiş gibi olduğumuz durumu yeni idrak etmiş ve gözlerimin tıpkı onunkiler gibi şokla açılmasına sebep olmuştum.

Çıplaktım, ıslaktım ve belimi saran havlu ile karşısında duruyordum. O ise kocaman açtığı gözlerini vücuduma dikmiş beni inceliyordu. Sık sık yutkunduğunu fark etmemek ve anlında oluşan minik ter boncuklarını görmemek ise mümkün değildi.

"Bakma!" diye cırladım o bana cevap vermezken. "Arkanı dön hemen."

Şoktan çıkmış gibi ellerini kaldırdı ve arkasını döndü hemen. "Özür dilerim, çok özür dilerim."

Özürlerini umursamadan dolabıma yürüdüm ve pijamalarımı, iç çamaşırımı yatağıma atarak bana bakıp bakmadığına göz attım.

Hâlâ elleri havadaydı ve arkası dönüktü.

"Sakın dönme! Üzerimi giyineceğim."

"Tamam, tamam bakmıyorum. Giyin sen."

Bir yandan gözümle bana bakıp bakmadığını kontrol ederken diğer yandan hızlıca giyinmiş ve kıyafetlerimi toparlamıştım. Kendimi toplamaya çalışıyordum, yemin ederim düzelmeye çalışıyordum ama bu adam beni rahat bırakmıyordu. Aklımdan çıkmadığı gibi şimdi buraya da gelmişti. İşin kötüsü ise sürekli yanımda olmasına rağmen aklımdaki soru işaretlerinin de yerli yerinde durmasıydı.

"Niye geldin sen, nasıl girdin içeri?"

Sorularımı umursamadı ve "Giyindin mi," diye sordu. "Arkamı dönebilir miyim artık?"

"Dön." diye ağzımın içinden geveledim. Bana döndüğünde ise sakinleşmeye çalışarak sorumu tekrarlamıştım. "Niye geldin diyorum, nasıl girdin içeri?"

"Görünmezlik pelerinimi taktım."

Ben ciddi ve stresli bir şekilde soru sorarken onun laubali tavrı sinirimi bozmuştu. Sinirliydim, yüzüne yumruk atmak istiyordum, o ise karşıma geçmiş sırıtarak dalga geçiyordu.

him and i✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin