24/07/2021Siz hiç Turna kuşu gördünüz mü?
Gözlerden sözlere taşınamayan bir aşkı, kelimeleri unutturan, dilleri lâl eden bir sevdayı içlerinde kor gibi taşıyan iki aşığın, karanlıktan aydınlığa, hüzünden sevince, acıdan mutluluğa ilerleyişi, birbirine kavuşma yolculuğu...
Hikaye türküsü: Turnaların Göçü
***"Turna" annemin sesiyle adımlarım kapının önünde duraksarken ona doğru döndüm.
"Biraz hava alacağım anne" dedim bir şey sormasına fırsat vermeden. Konuşursam duramazdım, konuşursam bu sefer tökezlerdim. Arkamdan kızım deyişini umursamadan buz gibi havanın kollarına attım kendimi. Anneme, babama, ağabeylerime asla saygısızlık yapmazken, onlarsız bir anım bile geçmezken neredeyse 2 aydır hepsinden kaçıyordum. Ağabeylerim ve babam bende giderek artan garipliğin stresten olduğunu düşünürken, annem yıllar sonra da olsa anlamaya başlamıştı derdimi. Dermanı olamadığından sadece susup yanımda oluyordu.
Yağmurun habercisi rüzgar güçsüz bedenimin sarsılmasına sebep olurken yürüyüşümü zorlaştırıyordu. Gecenin sessizliğini sokak lambalarından gelen garip uğultular bir de benim attığım adımlar bozuyordu. Geldiğim mahalle parkında her zaman oturduğum salıncağa bıraktım kendimi. Sokak kimsesiz gece uğultuluydu. Benim içimde tam tersi feryatlar, çığlıklar kopuyordu.
Tükenen umudum, acıyan kalbim, yanan ciğerlerime derman yoktu.
Üşüyordum; tenime işleyen soğuktan çok kalbimdeki fırtına yakıyordu canımı.
"Ömer" diye mırıldandım sessizce. Zaten hiç sesli yakaramamıştım adını. Hep bir eki vardı sonunda.
Beni; yıkan, yakan, kül eden...
Gözlerimi her kapadığımda beliren görüntü ile avuçlarımı birbirine bastırdım. Parmağımda hissettiğim çıkıntı ile gerçekler bir kez daha çarptı yüzüme. Kendim seçmiştim bu sonu. Başka bir kadının sevdasını taşıyan adamı içimden atmak için en kolay ama bir o kadar da zor yolu seçmiştim.
Bencilce, başka bir adamın kalbini kullanarak...
Kalbimde sevdiğim adamın özlemi. Parmağımda evleneceğim adamın yüzüğü.
İçimde susmayan seslerle büyük bir savaş verirken yanımda oluşan hareketlilikle korkuyla yerimden sıçradım. Gördüğüm görüntü korkumu yok ederken, öte yandan acıma acı ekledi.
Gelmişti imkansızım. O bilmese de açtığı yaralarıma yine kendi merhem oluyordu. Boş salıncağa oturduğunda, benim gözlerim ondayken o karşısında hafif parıltılar saçan cılız ışığa odaklandı.
"Gecenin bir vakti, mart soğuğunda, incecik pijamayla dışarıya çıkamana sebep arıyorum." Diyerek yüzünü bana çevirdi. Başı hafif yan yatarken salıncağın zincirini avucuyla kavradı. "Ama bulamıyorum Turna'm" dedi. Ben onun Turna'sıydım. Bana ne hissettirdiğini bile bilmeden hep böyle sahiplik ekiyle seslenirdi. Eskiden herkesin içinde söylemekten çekinmese de büyüdükçe sadece ikimiz arasında kullandığı bir hitap olmuştu. Onun sözlerine omuz silktim. Kendimi sıkmamdan dolayı çenem iyice kasılırken 'sebep sensin' diyemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURNA "Gökyüzünde Bir Sevda"
Teen FictionEn yüksekten uçan kuş hangisi, bilir misiniz?