4. Bölüm.

59 5 0
                                    


Yanıyordum. Yandığımı hissediyordum. Etrafta yoğun bir şekilde ateş kokusu vardı. Hayır, yanmıyordum ama ateş etrafımı sarmıştı. Boyumdan daha yükseğe çıkıyordu ateşin boyu. Bir hamlede ayağa kalktım. Kaçış yolu bulmalıydım. Burada yanarak ölemezdim. Kocaman alanda volta atmaya başladım. Kocaman alan gittikçe daralıyordu. Bana doğru geliyordu. Ağzımdan bir hıçkırık çıktı ve ağlamaya başladım.

"Yardım edin!" ve " Kimse yokmu?!" gibi cümlelerle yardım istiyordum ama burada bir insan olmadığına eminim. Ve ateşe bağırmaya başladım. Sesim kısılana kadar bağırdım. Ve nereden geldiğini bilmediğim bir ses konuştu.

"Katherine. Hükmet. Katherine. Kontrol et. Katherine. Dene. Katherine Sadece bir hareket!" son cümlesini bağırarak söylemişti ve o anda bir alev sağ kolumu sardı. Koskocaman bir çığlık attım ve sola attım kendimi. Oradada alevler vardı. Sol kolumuda alev aldı. Sesim kısılana kadar bağırıyordum. Kollarımı sallıyordum. Sonra konuştum. "Yapabilirim."

Sağ koluma baktım. Ve sol koluma. İkisini aynı anda göğe yükselttim. Kolumdan yukarı göğe yükseldi ve bağırdım. "Sen bana değil ben sana hükmederim!" Ve o anda bütün alevler yukarı çıktı ve küçük yıldızları oluşturdu. Ve yine gökyüzüne haykırdım. "Yaptım! Gördün mü yaptım!"

"Kath! Kath uyan. Kath!" Thomas'ın sesiyle uyandım. Alnımdaki terler gözüme damlıyordu. Tanrım, hepsi bir kabusmuydu? Olamazdı. Çok gerçekçiydi.

Gözlerim açmam uzun bir süre almıştı ama sonunda başardım. Gözlerimi açtığımda beyaz ışık yüzümü yaladı. Her yer bembeyazdı. Ve bir makine üzerimde duruyordu.Olivia, Brenda, Lara, Aria..Kızlar solumda Thomas da sağımdaydı. Sonunda ağzımı açabilmiştim."N-neler oluyor?" dedim sessizce.

O kadar kısık sesle konuşmuştum ki beni duymamışlardı. Lanet olsun. Thomas elimi bıraktı ve orada oluğunu yeni fark ettiğim orta yaşlı kadının yanına gitti.Kızlar da. Konuşmalarını duydum.

"Bu inanılmaz. Bana şaka yaptığınızı sanıyordum. Bu bi gerçek! Ve beklediğinden daha güçlü. " Kadın konuşmuştu.

Aria konuştu. "Onunda gözü parlıyor ama bizimkisi gibi değil. Onunkisi kırmızı parlıyor. İlk oradan anlamıştım zaten."

Kadın tekrar konuştu. " Beklediğimiz beden de gelmedi. Böyle güçlerin bu bedende olması şaşırtıcı. Efsaneler kitabında böyle olacağı yazmıyordu."

Thomas bir anda kükredi. Ben bile korkmuştum. "O güçsüz falan değil! Onun gücünü tahmin bile edemezsiniz. Daha kendinden bile haberi yokken bile bu kadar güçlüyse olacaklardan korkun bayan."

Kadın'ın gözlerinde merhamet vardı, Şevkat vardı. Bunu iliğime kadar hissettim. Bu arada benim gücümden konuşuyorlardı değilmi? Ben, ben güçlümüyüm? Thoması ve Brendayı bir dokunuşumda fırlatmıştım.

Yattığım yatağın kenarlarını çok sıkı tutuyordum. Ve o an ağzımdan istemediğim cümleler çıktı. "Ben Güçlü Değilim!" sesim çok yüksek çıkmıştı.

Ve tuttuğum kenarlar kırıldı,parçalara ayrıldı.Ve bunu yeni fark ettim; kırdığım şey tahta değil demirdi.

Şaşkınlıkla yüzüme döndüler. "Aman tanrım."

"Kath?" Thomas konuşmuştu.

"Biri bana ne olduğunu söylemezse sizi parçalara ayırırım!" diye kükredim. Ve yine oldu. Thomas kalp krizi geçirir gibi kalbini tuttu ve dizlerinin üstüne düştü. Ağzımdan kocaman bir çığlık çıktı. Kollarımda olduğunu yeni fark ettiğim zincirleri tek hamlede çıkardım; bunu nasıl yaptığımı kesinlikle bilmiyordum.

Kocaman adımlarla Thomasın yanına koştum. Kafası tam yere düşecekken tuttum. Kucağıma yatırdım. Bunu Brendayada yaptım ve geçeceğini biliyordum. Elimi Thomasın kalbine götürdüm.

"Geçti." dedim.

Sanki o anda ağrısı durmuş gibi gözlerini açtı. Kadının yüzüne baktım. Gözleri fırlayacakmış gibiydi. Ağzından "Aman tanrım" çıktı.

Tekrar "Geçti " deyip elimi Thomasın yüzünde gezdirdim. Mükemmeldi. Hiç bir kusuru yoktu. Kendime gelip hızla ayağa kalktım. Kadına doğru ölümcül adımlarla yürüdüm. Ben gittikçe kadın geri gidiyordu. En sonunda duvara yapıştı. Ve komuştum. "Bayan! Eğer bana ne olduğunu söylemezseniz sizi parçalara ayırıp kurtalara yediririm!" diye çemkirdim.

Kendim oluğumdan emin değildim. Bu ben değildim. Ben insanlara zarar veremezdim. Özür dileyip kadından bir kaç adım geriye gittim. Ve bana Gülümsedi. Çok güzeldi. "Beklemen gerek bebeğim." dedi.

Ve arkadan, popoma iğne yedim. Mükemmel!

Yere düştüm. Ve hayal dünyası.

----------------------------

Düştüğüm yer beyaz fayans değildi. Toprağa düştüm. Kafam sert yere düşünce biraz acıdı.Sonra kocaman çığlıklar kulağımı doldurdu.

"Yardım edin! Yardım! Kimse yokmu!?"

Benden bir kilometre uzakta bir kız gördüm. Küçücük bir kız. Etrafını ateş sarmıştı. Ve benden yardım istiyordu. Ona yardım etmeliydim ama nasıl? Ayağa kalktığım gibi koşmaya başladım. Ama ben koştukça alevlerle birlikte kız daha ileri gidiyordu. Bana elini uzatmış ağlıyordu küçük kız.

Sonra yine o nereden geldiği bilinmeyen bir ses konuştu.

"Katherine. Hükmet. Katherine. Kontrol et. Katherine. Dene. Katherine. Sadece bir hareket! " Yine son cümleyi bağırarak söylemişti. Ve kızın sağ kolunu alev sardı. İkimizinde ağzımızdan kocaman bir çığlık çıktı. Ve yine kendim konuştum. "Yapabilirim."

Kızın alev alan kollarına işaret parmağımı götürdüm ve gök yüzüne kaldırdım. Benimle birlikte alevlerde gök yüzüne çıktı. Ben yine gök yüzüne haykırdım. " Yaptım! Gördünmü yaptım?!"

Yukarı çıkan alevler küçük yıldızlara dönüştüler.

Ve sonrası karanlık...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Fire Queen.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin