15

51 4 0
                                    

hyuck.. hayır hayır hayır.
nereye gidiyorsun?
gitme lütfen.
ben sensiz ne yaparım? neden gidiyorsun? beni daha çok üzmek için mi?
sana bu mektubu yazabileceğimi düşünmüyorum. ama yazıyorum işte.
artık tamamen yalnızım. yanımda gerçekten hiç kimse kalmadı.
sen de dahil...
biliyorum bu mektup eline ulaşırsa eğer o kadar komik duracak ki...
lütfen bu yazış şeklime gül, olur mu?
kahkaha at, yarınlar yokmuş gibi gül.
yazıma gül, üst üste binen harflere gül.

yazarken zorlanıyorum ama bunu yazmak zorundayım donghyuck.
ben kemoterapiye gittiğim için o ara sana hiç geri dönemedim. yani konuştuğun kişi ben değildim donghyuck.
canımdan çok sevdiğim, dostum dediğim, güvenimin tam olduğu biriydi.
evet, jeno'ydu. bunca zamandır sana yazan jeno'ydu. sana karşı kötü hissediyormuşum gibi gösterdi ve mektupları senin görebileceğin bir yere koydu sanırım... buradan hiç gitmediğini bildiği için. gelen cevapları ve yazdığım yani jeno'nun yazdığı mektupları da doktordan rica ettim, o okudu bana. ben böyle birisi değilim donghyuck, inan bana.
dediğim gibi senden nefret edemem, nasıl edeyim? bunu sen de biliyorsun.
kardeşimi senin öldürdüğünü de hiçbir zaman düşünmedim.
araba kazası olduğunu biliyorum. bu yüzden seni suçlamadım, suçlayamam da.

gerçekten kırıldım, bir tuhaflık hissetmiş olman lazımdı. ben gerçekten o kadar kırıcı biri miyim..?

bana tokat attığın zaman, jeno bizi izliyordu. jeno bana karşı takıntılıydı. bunu baştan beri bilmeme rağmen ona engel olamadım. artık göremiyordum çünkü. göremediğim için de beni parmağında oynatabilirdi. o yüzden bir şey diyemedim.

hyuck, lütfen gitmemiş ol. beni tamamen yalnız bırakmadın, bırakmayacaksın değil mi? ben sensiz ne yaparım, nasıl yaşarım hyuck?
lütfen bana geri dön.
ben de seni çok seviyorum ve affettim.
o yüzden lütfen bana geri gel.
bana sarıl, saçlarımla oyna, başımı okşa. beni öp. daha yapacağımız çok şey varken erken veda etmek...
hiç senlik değil hyuck.
hem de hiç senlik değil.
bakacaksın değil mi? odama gelip mektubu alıp okuyacaksın değil mi?
ben sen geldiğinde... burada olmayabilirim.
hayır hayır, düşündüğün gibi değil... yani bilmiyorum. belki de düşündüğün gibidir. ya iyileşmişimdir, ya da hyuck...
son ihtimal için gelip beni ziyaret etmeni isterdim donghyuck, hem de çok isterdim.

baby, you don't know you're beautiful 《markhyuck》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin