11

61 10 37
                                    

günler hızla geçiyor. zaman su gibi akıp gidiyor.
ben.. ben daha kötü oldum donghyuck.
birkaç gün sana kendimi gösteremedim, endişelenmiş olmalısın. özür dilerim.
ben hastaneden çıkamıyorum donghyuck. hapsoldum resmen buraya.

birkaç gün önceki ben böyle yazardı.
ama donghyuck..
sen–
sen sınırını aştın, çizgiyi geçtin.

sana bunu söylemeyi düşünmüyordum ama söyleyeceğim.
pişmanlıktan gebermeni istiyorum çünkü.

hastanedeyim çünkü kansere yakalandım. aslında zaten savaşıyordum. fakat yendiğimi sanmıştım. tekrar yakalanmak planlarımda yoktu. kim bilir belki senin yüzündendir? belki yaptıkların yüzündendir? en değerli parçamı benden ayırdığın içindir belki de?
çok zorlanıyorum burada, burası çok korkunç. çok ıssız..
çok yalnız hissediyorum.
kemoterapiye başladım. yorgunluktan ve bitkinlikten ölmezsem iyidir. bunları yazıyorum çünkü pişmanlıktan gebermeni istiyorum, dediğim gibi.

bana o günkü attığın tokadı asla unutmayacağım donghyuck.
ölsem bile, sana olan nefretimi de yanımda götüteceğim.

belki bunları okuduğunda ciddiye almayabilirsin, bunları nasıl olsa başka birine yazdırıyor diye düşünebilirsin.
ama bunlar gerçek duygularım donghyuck.

evet başka biri yazıyor.
ama canımdan çok sevdiğim biri yazıyor. ağzımdan çıkan her kelimeyi aynen kağıda döktüğünü biliyorum. ona güvenim tam.

ama donghyuck, sana değil.
senden nefret ediyorum.
aptal ve bencil çocuk.
ısrarla canımı yakmaya devam ediyorsun. ama bu son yaptığın şeyi asla kabul edemem.
sen...
sen– bizi ayırdın.. en değerli parçamla beni ayırdın.

baby, you don't know you're beautiful 《markhyuck》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin