İlk önce erken yazamadığım için özür dilerim. Dersane sınavı filan... Bu arada 322 kişi okumuş çooook teşekkür ederim. Bol bol vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
-Pamir
Herkesten önce kalkıp -saat sabah 7 gibi- kumsalda koşup müzik dinledim. Fazlasıyla yorulunca en sonunda bir şezlong bulup oturmaya başladım ve yanımda bulunan su şişemin kapağını açıp kafama dikmeye başladım. Kafamı toparlamak için şezlongun üzerinde yattım. Dün olanlardan acaip bir şekilde sinirlendim. Ve Ecrin'in yanında bir erkek görmek beni benden alıyor. Çünkü o hep benim olması,yanımda kalıp bana sarılması... Başka ne isteyebilirim ki?Kamp hocanın yanına gidip Ecrin'in biyografi kağıdını isteyecektim. Hocayı bulmam zor olmadı. Çünkü anons yapmak için meydandaydı. Tam eline mikrofonu aldığı ve ağızını açacakken "hocamm" dedim ve arkasına dönüp bana bakmaya başladı. "Evet Pamir n'oldu?" "hocam ben size bir şey soracaktım. Ecrin'in biyografi kağıdını verebilir misiniz?" "tabi veririm fakat ne yapacaksın?" "şeyy... hocam eğer doğum günü geçmediyse ona süpriz bir parti vereceğim." "Tabi ki Pamir gel benimle." Hocayı arkasından takip ederek odasının kapısını açtı ve dolabın içinde ki eski bir dolaptan kalın bir dosya çıkarıp "Ecrin Doğan" isimli dosyayı çıkardı ve bana uzattı. "Al bu Ecrin sonra bana tekrar ver" "tamam" dedim. Ve cebimde duran telefonumu alarak doğum günü tarihini çekerek tekrar hocaya uzattım. "Çok teşekkür ederim hocam. Yalnız bu konuda onun haberi olmasa?" "tabi Pamir söylemem" "tekrar teşekkürler hocam. Ben duş alıp geliyorum meydana." Diyip odanın kapısını açıp sessiz bir şekilde kapatıp sırıtarak odanın kapısını açtım ve Egemen'i rahatsız edemeyecek şekilde kapattım. Üzerimde ne var ne yok hemen yatağımın üzerine attım. Ilık bir şekilde duş alıp çıktıp Egemen de kalkıp kahvaltılık yiyecekler çıkarıp masanın üzerine koydu. Nike eşofman ve tişörtümü giyip masanın sandalyesini çekip oturdum. Hafif bir şeyler atıştırıp Egemen'in çıkmasını beklerken bende masayı buzdolabına koyduktan sonra telefon ve Nike ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Ecrin'in gelmesiyle yüzümde güller açmıştı. Bana gülerek yanıma geldi ve "vayy Nike'larla yakıyorsunn." "hahaha Ecrin ya" meydana doğru yürürken telefonumun kilidini açıp fotoğra galerisine girdim. Ve Ecrin'in doğum günü tarihine baktım. "20 Haziran" ağzım açık kalmıştı. 2 gün sonra doğum günüydü. Acilen yer ayırtmam lazım benim. Kafamı kaldırdığımda o mavi gözlerini bana dikmiş bir şekilde bakarken bende ona hiçbir şey yok dermiş gibi kafamı salladım. O da arkasına dönüp yürümeye başladı.
Meydana vardığımızda daha önce görmediğim hareketleri yapmıştık. Sonra tekrar 10 tur koşu. Sporumuz bittikten sonra 3'ün önüne geçip "hadi bugün dışarıda yemek yiyelim" dedim ve herkes olumlu karşılıyordu. Fakat ilk önce herkes odasına ilerleyip duş almaya gittiler ben de hafif bir duş aldıktan sonra koltuğa oturup süpriz doğum günü için planlar yapıyordum.
-Ecrin
Pamir yemek teklifini sorduktan sonra ilk duşa giren ben oldum. Hızlı çıkıp Selen'in girmesine izin verdim. Onunkisi fazla sürmüştü. Bende yatağıma geçip saçlarımı taradım. Bir müddet sonra durdum ve Pamir'i düşünmeye başladım. Eminim ki benden bir şeyler saklıyordu. Tabi ki ona hesap soramam ama meraktan da çatlıcaktım. Merklının önde gideniyimdir. Kısa bir süre sonra Selen bana sesleniyordu. "Ecrin hadi ben çıkıyorum. Gel" "tamam" diyip üzerime askılı mini bir elbise altına da sandalet giyerek sadece telefonumu alıp Pamir ve Egemen'in kapılarını çaldık. Onlarda bizimle gelince önümüze gelen ilk taksiye binip yemek yiyeceğimiz restaurantın adresini verdiler bende sadece cama yaslanarak dinlendim.Taksinin durmasıyla geldiğimizi anladım ve kapımı açmak için elimi götürdüm ve açarak Selen'in çıkmasını bekledim. Kapıyı kapatır kapatmaz taksi toz olup gitti. 4 kişilik bir masa bularak geçtik. Yanimda olan masaya kafamı çevirdiğimde ünlülere taş çıkartan bir kaç meteor vardı. Ve içlerinden en yakışıklı olan bana bakıp duruyordu. Neyse ki bunların hiçbirini Pamir görmüyordu. Garsonun elinde 4 tane menü ile döndü ve hepimize uzattı ve başımızda dikildi. Yemek fiyatlarına baktığımda gözlerim pörtledi. Fazlasıyla beni aşan bir yerdi. Aslında ben zengin bir ailenin tek varisiyim. Ama hayatımda böyle bir yere gittiğimi sanmıyorum. Bu ilk ve son gidişim. Siparişleri verdikten sonra ben yanımda ki çocuktan rahatsız oldum ve tuvaletin yolunu tuttum.Ben kalktığımda yanımda ki çocuğun çoktan yanımda belirdiğini farkettim. En sonunda dayanamayıp "ya sen beni niye takip ediyorsun ya? masada da bana bakmayı kes. Sevgilim var. Yapma. -normalde tabi ki yok ama başka şansım kalmadı- "tamam be güzelim yemedik. Alt tarafı senin güzel fiziğini süzdüm o kadar." Allahım ben ne yaptım ya. "Ya senin aklın başın yerinde mi acaba? aslında senin o kafan boş mu dolumu bende bilmiyorum. Neyse bazı şeyleri bilmemekte güzeldir." Ohh be Ecrin lafı soktun sonunda. "Tamam sevgilin varsa karışamam. Ama bana adına söyler misin peki?" Baya bi düşündükten sonra "Ecrin" dedim kısaca ve soğuk sesimle. "Tamam tanıştığımıza memnun oldum. Bende Poyraz. Neyse bay bay" onu takmayarak tuvalete gittim. Bu çocuğu kesinlikle tanıyordum. Hızlıca çıktım. Ve yanımızda ki masanın boş olduğunu farkedince musmutlu bir şekilde bizim masanın yanına yaklaştım. Oturduğum anda yemekler geldi. Konuşa konuşa bazen de espiriler yaparak yemeğimizi sonlandırdık. Restauranttan çıkıp taksi ararken Egemen hepimize dönüp "hey çocuklar benim bildiğim bir kumsal var hem çok sakin hemde denizi falan çok güzel ne dersiniz gidelim mi?" Hepimiz "evett" dedik ve taksi bulup kampın adresini verdik. Hemen odalarımıza fırlayıp mayolarımızı giyinmeye başladık. Ben sporcu olan mayonı giydim. Üzerinde mavi kırmızı renkler var. En sevdiğim mayolardan biri. Mayonun üzerine plaj elbisemi giydim terliklerimi ve plaj çantamı alıp dışarı çıktık. Selen'in ne giydiğini bile görmeden taksiye atladık. Ve Egemen kumsalın adını verdi ve gitmeye başladık. Vardığımızda sadece bi 5 kişi ve biz vardık. İşte aradığımız kumsal buymuş. Egemen bana ve Pamir'e dönüp "Selen'e burda çıkma teklifi ettim." İmalı imalı selen'e bakarak söylemişti. Selen'e döndüğümde yüzünün kızardığını farkettim. Fazla üzerinde durmadan şezlong bulup denize girdim. Bir kaç saat yüzdükten sonra tekrar güneşlenmeye başladım. Akşam olunca akşam yemeğimizi kampta yapıp odalarımıza gittik.
2 GÜN SONRA
-Pamir
Evet Pamir bugün senin için büyük gün. Evet Ecrinin doğum günü. Dün bir bar sahibiyle konuştum ve bir günlüğüne kapandı ve hazırlıklar yapıldı. Bende dün herşeyi Egemen'e baştan sona herşeyi anlattım. O da asla Ecrin'e söylemeyeceğine dair söz verdi bugün de erkenden kalkıp kamp hocasının yanına gittim ve durumu anlattıktan asonra "hocam bugünlük egzersizlere kalmadam daha çok işim var lütfenn?" kafasını onaylarcasına salladıktan sonra teşekkür ederek dışarı çıktım ve taksi gelene kadar caddede beklemeye başladım. Sonunda bir tane önümde durdu ve adres verdim bir Avm di. Avm'de ki en pahalı kuyumculardan birine girdim. Saçmalamayın tabi ki yüzük filan almayacağım. Gözüme çarpan altından bir kartanesi olduğunu farkettim. Muhteşem ötesi bir kolyeydi. Bayılırım. Kolyeyi hediye paketi yapıp yanıma aldım ve taksi bekledim. Evet tam gaz bar. Ulaşmam az oldu ve kapıyı açıp girdiğimde tam saraylar gibi süslendiğini farkettim. Kokteyller, cips,içkiler vs. Size hiç birşeyi anlatmam bekleyin süpriz olcak.-Ecrin
Meydanda Pamir'in olmadığında acaip şekilde kötüydüm. Egemen'e soruyorum. Söylemiyor delireceğim. Allahım telefonlarıma da bakmıyor en az 30 mesaj gönderdim ve 12 arama. Delircem başına birşey gelmesinden çok korkuyordum. Lütfen öyle birşey olmasın lütfen...Zoraki bir şekilde sporumu yaptım. Yemek yemek için yemekhaneye gittik fakat orada da yok. Tabağımı aldığım gibi geri götürdüm. Herkes normal hayatını sürdürürken ben ölüyordum. Ve artık dayanamadım. "Egemen siz nasıl arkadaşsınız ya fatkındaysanız Pamir ortalarda yok ve siz bunu normal bir şekilde bakıyorsunuz. Ya ona birşey geldiyse? İstediğim kadar söyleyim sanki kimin umrunda ki... beni rahatsız etmeyin odamda olacağım."
Kimse istifini bozmadan yemeklerini yemeğe başladılar. Egemen'e fazlasıyla sinirlendim. Nasıl bu kadar rahat kalabiliyor? ben niye bu kadar güçsüzüm? Ben niye hep eziliyorum? niye kimse tarafından sevilmiyorum? niye kimse beni takmıyor?
Kafamda ki sorularla beraber çantamda ki "açlık oyunlarının" 1. Kitabını aldım. Okumaya başladım. Kitabı bir kaç kere okuduğum için irlerde ne olacağını bilmek sıkıcı geliyor.
Keşke hayatların da geleceğini görebilsek. Sadece ona bağlı olarak yaşasak. İlerde ne olacağını bilsekte bile bile yaşasak sizce çok şey mi istiyorum?
Kitabımla beraber uyuya kalmışım. Gözlerimi açtığımda başımda dikilenler tabi ki de "Egemen ve Selen'diler" "ne istiyorsunuz?" Egemen atlayarak "hadi bugün seni bara götüreceğiz. Üzerine güzel şeyler giyin biz seni bekliyoruz. Hatta Selen de sana yardım etsin." Selen'e baktığımda kafasıyla onayladı. Oflaya puflaya yatğımda kalkıp Egemen'in gitmesini bekledim. Selen'de kendi odasına gidip mini gece mavisi renginde bir elbise. Gözlerime siyah eyeliner çektim. Çanta olarak siyah bir çanta. Ayyakkabi olarak ta siyah uzun topuklu. Gerçekten güzel görünüyordum. Egemen biz giyinirken taksi çağırmış. Hemen taksiye atlayıp barın adresini verdi.
Bara vardığımız da ilk önce kapıyı ben açtim. Kimseden çıt çıkmıyordu. Yanlış yere mi geldik diye düşünürken ışıklar yandı ve herkes beni alkışlıyorlar, happy bırthday şarkısını söylediler. Benim kafama daha yeni jeton düştü tabi. Bugün benim doğum günümdüüü. Ben adım attıkça davetliler bir geri adım atarak PPamirlerle gözlerimiz buluştu. Allahım tüm organizasyon sadece benim için miydi? şimdi boynuna atlayabilirdim. Tabiki de böyle bir şey yapmadım. Pamir yanıma geldikçe şarkının tonu daha da azalmaya başladı. En sonunda dizlerine çöküp o güzel cümleyi kurdu. "ECRİN BENİMLE ÇIKAR MISIN?" tatlı suratıyla bana bakınca tabi ki ağızımdan o kelime çıktı. "EVET!!!!" Pamir bağırarak "efendim? seni duymamadık bir daha" avazım çıktığı kadar bağırdım. "EVETTT!!!" "hah şimdi oldu." Ona sımsıkı sarıldım. Elinde kartanesi olan kolyeyi boynuma taktı. 10 dakika boyunca pistte kaldık. Sadece biz. Herkes bizi alkışlayın tezahürat ediyorlardı. Pamir'in kulağına ulaşarak "Pamir bu kadr şey için sana çok teşekkür ederim. Hayatımda ki en güzel doğum günü oldu. Sağol." "Rica ederim prenses." Dedi ve dudağımı öptü. Çok nazik sanki beni kırmayacak şekilde kibar bir şekilde.. "SENİ SEVİYORUM PRENSİM" "BENDE SENİ PRENSESİM"
Pasta önümüzde durdu. Sonra büyük bir bıçakla Pamir'in elini tutarak birlikte kestik. Pastadan herkese dağıtıldı. Ve musmutlu bir şekilde odalarımıza geri döndük.
Banyo yaparken aklımdan bugün olanları tekrar gözümün önünden geçirdim ve Pamir'e "iyi geceler aşkım" diye mesaj attıktan sonra hemen mesajın cevabı geldi. "Sanada aşkıım"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Merhaba ECMİR ailesi vote ve yorumlarınızı bekliyorum. :*Bu bölümü @ceydathevamps @uyuyanmelez ve @irem_akkabak'a itaat ediyorum.
Teşekkürler