TÖRE

72 4 0
                                    

Selim; kahverengi saclari, kahverengi gozleri ve uzun boyuyla gayet hos gorunuyordu. Giydigi takim elbise uzerine tam oturmustu ve elindeki cicek cikolata ile oldukca trajikomik gorunuyordu. Zehra Hanim'in kolumu durtuklemesiyle selim'ın elindeki cicek ve cikolatayi alarak mutfaga gectim. Nazli yanima geldi ve kahve fincanlarini hazirlamaya basladi, bunun uzerine yuzumu burusturarak cicek ve cikolatayi masanin uzerine biraktim.

"Hic boyle hayal etmemistim... Hep sevdigim adama ve onun ailesine kahve yapmayi hayal etmistim.'' Dedim gozlerimi devirerek. Nazli bu halime uzulerek yanima geldi ve elini omuzuma koydu.

''Kader... Hayatin bizi nereye getirecegi hic belli olmuyor.''

''Belkide ama... Yine de sevdigim adam adina bu tur bir heyecani yasamak isterdim.'' Diye miridandim.

''Haklisin ama inan bana onu seveceksin Şebnem, hem cok sanslisin cunku Selim buralarin en yakisiklisi ve aga oglu. Lise yillarindan bilirim, kizlari az kosturtmadi pesinde.''

''Umurumda bile degil.'' Dedim kestirip atarak. ''Onu asla sevmeyecegim.'' Bunun uzerine mutfagin kapisindan gelen oksurme sesi ile irkildim.

''Ben lavoba nerede diye soracaktim.'' Selim, tum konusmalarimizi duymus olmaliydi ki, iyikide duymustu cunku bir daha aciklama yapmak durumunda kalmaktan kurtulmus olmustum.

"Koridorun sonundan solda." Dedim soguk bir sesle.

''Anlamadim, gelip gosterir misin?'' Amacinin ne oldugunu anlamistim, benimle konusmak istiyordu fakat ben onun yuzunu dahi gormek istemiyordum.

''Hadi.'' Dedi Nazli beni itekleyerek, ona baktigimda gizli gizli gulumsuyordu.

Selim'in yanina gittim ve ona lavobaya kadar eslik ettikten sonra donmeye yeltenmistim ki beni kolumdan tutarak duvara yasladi.

''Amacim lavobaya girmek filan degildi.'' Dedi dislerinin arasindan. ''Seninle konusmak istiyorum.''

''Ama ben seninle konusmak istemiyorum.''

''Beni asla sevmeyeceksin oyle mi?'' Diye sordugunda, nefesi yuzume yayilmisti ve cok hos kokuyordu.

''Kesinlikle.''

''Bende sana bayilmiyorum.'' Dedi sinirle, burnundan soluyordu.

''O halde hemen bosaniriz.''

''O oyle o kadar da kolay degil tatlim.'' Diyerek, gulumsedi.

"Birak beni!" Diyerek ondan kurtuldum ve mutfaga dogru yurudum.

''Ne dedi?'' Diye sordu Nazli gulerek, bir yandan da kahveleri fincanlara dolduruyordu.

''Sacmaladi iste.''

''Hadi gel kahveler hazir, bak bu en soldaki Selim'in... Tuzlu olan.'' Deyip gulumsedi ve tepsiyi ellerime verdi. Tepsinin ellerime verdigi agirlik ile neredeyse kahveleri dokecektim.

''Dikkatli ol.''

''Tamam.'' Diyerek salona dogru yurumeye basladim. Heyecandan ellerim titriyordu, hos ne icin heyecanlanmistim onuda anlayamiyordum.

KAÇAK GELİNLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin